Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4141 E. 2022/1844 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin kararın temyiz edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davalı vekilinin eksik temyiz harcını yatırmadığı gerekçesiyle temyiz talebini HMK'nın 344. maddesi uyarınca yapılmamış saymasına ilişkin ek kararının hukuka uygunluğu ile istinaf harcının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dava, hak düşürücü süre nedeniyle reddedildiğinden maktu harca tabi olduğu, istinaf harcının da maktu olarak hesaplanması gerektiği ve davalının eksik nispi harcı yatırmaması nedeniyle temyiz talebinin reddedilmesinin usulsüz olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin ek kararının bozulmasına, istinaf harcına ilişkin hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Burdur ili, Merkez ilçesi, ... Köyü çalışma alanında bulunan 640 parsel sayılı taşınmazın 11/09/1983 tarihinde senetsizden tarla vasfıyla ... Köyü tüzel kişiliği adına tespit edildiği; tespite karşı açılan itiraz davası üzerine 01/03/1992 tarihinde hükmen ... adına tapuya tescil edildiği; 05/01/2016 tarihinde mirasçılarına intikal ettiği, 19/02/2016 tarihinde ise davalıların murisi ...'a satıldığı anlaşılmaktadır.

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde özetle; murisleri ...’nın yaklaşık 30 yıl önce aynı köyde ikamet eden ... adlı kişiden, ... Köyünde yer alan çekişmeli 640 parsel sayılı taşınmazı haricen satın aldığını, farklı köyde ikamet eden davalı ...'un da aynı kişiden farklı bir tarla satın aldığını, ... Köyünden kadastro geçtiğinde taşınmazların eski sabihi ... adına kayıt ve tescil edildiğini, tarlasını haricen satan ... da vefat edince davalı mirasçılarının taşınmazın tapusunu kendi üzerlerine kayıt ve tescil ettirdiğini, durumu sonradan fark eden ...'ın bu yanlışlığı kendilerine bildirdiğini, murisleri ...'nın 22.01.1996 tarihinde vefat ettiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaliyle ... mirasçıları olarak adlarına tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; 640 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi tarafından yaklaşık 30 yıl önce ...'dan haricen satın alındığı iddiasının doğru olmadığını, aksine 4.304 m²'lik söz konusu taşınmazın davalının babası ...

tarafından 1993 yılında ...'dan haricen alındığını, ...'ın kısa zaman sonra vefat etmesi sebebiyle tapuda devir işlemi yapılamadığını, ölçüm yaptırılmadığı için uzun yıllar aynı bölgedeki 641 parsel sayılı taşınmazı yanlışlıkla kullandığını, davacıların murisi ...'nın ...'dan değil ... adlı kişiden tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz aldığını ve taşınmazın neresi olduğunun belirsiz olduğunu, davacıların bu taşınmazın 640 parsel no.lu taşınmaz olduğunu iddia ederek davalıya ait taşınmazı işgal ettiğini, davacılar tarafından davalının babası ...'un ...'dan aldığını iddia ettikleri 641 parsel no.lu taşınmazın ...'a ait olmadığını, aksine bu taşınmazın ... adına kayıtlı olup 8 dönümden büyük olduğunu, fiili olarak 2 ayrı tarla görünümlü olduğu için davalı ve ailesinin ...'dan satın alınan 640 parsel no.lu taşınmaz zannederek bu taşınmazın yarısını kullandıklarını, 641 parsel no.lu bu taşınmazın varislerinden ...'ün ölçüm yaptırması sonucunda kendi taşınmazlarının burası olmadığını öğrendiklerini, içine diktikleri 120-130 adet kiraz ağacını da terkederek taşınmazı ... mirasçılarına bıraktıklarını, bu gelişmeler üzerine davalının ... mirasçılarına müracaat ederek babası ... tarafından haricen satın alınan 640 parsel no.lu taşınmazın tapusunu 19/02/2016 tarihinde üzerine aldığını, yaptırdığı ölçümler sonucunda da kendisine ait 640 parsel nol.u taşınmazı hiçbir hukuki hakları olmadığı halde davacıların fiilen işgal ettiklerini öğrendiğini, söz konusu taşınmazı boşaltmaları ve kendisine teslim etmeleri için davacıları defalarca sözlü olarak uyardığını ancak sonuç alamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Burdur 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/249 Esas - 2018/567 Karar sayılı kararında, çekişmeli taşınmazın kadastro işlemlerinde ... Köyü tüzel kişiliği adına yazıldığı, dava dışı ...’ın söz konusu tespite süresinde itiraz ettiği ve taşınmazın 01.09.1992 yılında hükmen ... adına tescil edilerek tutanağın kesinleştiği, bu sebeple davanın 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar istinaf dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın ortadan kaldırılmasını talep etmişlerdir.

2.2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davanın reddedildiğini ve lehlerine maktu olarak 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, davanın reddi yönündeki kararı uygun bulmakla birlikte, gerekçeli kararın 5 no.lu bendindeki maktu vekalet ücreti kısmının usul, yasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın maktu vekalet ücreti kısmının, taşınmazın bilirkişilerce belirlenen değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücreti olarak düzeltilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2019/272 Esas ve 2019/433 Karar sayılı kararında, davanın açıldığı tarih itibariyle, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi ile davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davacıların ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, temyiz dilekçesinde özetle, söz konusu davanın Yerel Mahkemede ret kararıyla sonuçlandığını ve Harçlar Kanunu'na göre davanın reddi kararlarının maktu harca tabi olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm kısmının 3 numaralı bendinin hatalı hesaplanarak davalı aleyhine nispi harca hükmedildiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 3 numaralı bendinin düzeltilerek onanmasına karar verilmesini talep etmiş; Bölge Adliye Mahkemesinece temyiz karar harcı ve temyiz gider avansının tamamlanması için davalı vekiline 1 haftalık kesin süre verilmiş; davalı vekilinin eksik nispi temyiz karar harcını süresinde yatırmadığı gerekçesiyle, 12.12.2019 tarihli ek kararla davalı vekilinin temyiz başvurusunun HMK’nın 344. maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına karar verilmiş; ek karar da davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı miras payına yönelik açılmış tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2 İlgili Hukuk

3.2.1 492 Sayılı Harçlar Kanunu

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Harçlar konusunda genel düzenleme içeren, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun/Harçlar Kanunu) gerekçesinde harcın tanımı “Fertlerin özel menfaatlerine ilişkin olarak, kamu kurumları ve hizmetlerinden yararlanmaları karşılığında yaptıkları ödemelerdir” biçiminde yapılmıştır. Buna göre, bir hizmetin harç konusu olabilmesi için; kişilerin bir kamu kurumundan yararlanmaları, kişilere kamu eliyle özel bir yarar sağlanması ve kamu idaresinin kişilerin özel bir işiyle uğraşması gerekmektedir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.12.1964 tarihli ve 1964/3 E.,1964/5 K. sayılı kararı).

3.3.2.Yargı harcı, devletin mahkemeler aracılığıyla yaptığı hizmete, ondan yararlananların katkısıdır (YİBK 16.12.1983 tarihli ve 1983/5 E.-1983/6 K.). Yargı harçları; mahkeme harçları, icra ve iflas harçları, ticaret sicil harçları ve diğer harçlar olarak dört başlık altında toplanmıştır. Yargı harçlarının konusunu oluşturan harçlardan ilki mahkemelerde ödenecek harçlar olup; bunlar başvurma harcı, celse harcı, karar ve ilam harcı, temyiz, istinaf ve itiraz harçları ile keşif harcıdır.

3.3.3. Gereksiz davaların açılmasının ve diğer tarafın haksız yere ızrar edilmesinin önlenmesi için ihdas edilen karar ve ilam harcı, yargılama giderlerinin de, önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Karar ve ilam harcı, maktu ve nispi olmak üzere iki çeşittir (492 sayılı Kanun m.15, 21).

3.3.4. Bu anlamda davanın maktu veya nispi harca tabi olup olmaması, kural olarak dava konusunun para ile değerlendirilebilir olup olmamasına göre değişmektedir. Nispi harç, konusu belli bir değerle (para veya para ile değerlendirilebilen bir şey) ilgili davalarda, hüküm altına alınan değer üzerinden tarifedeki belli nisbete göre alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/1-a). Maktu harç ise, konusu belli bir değerle tespit edilemeyen davalarda ve davanın reddine ilişkin kararlardan alınan harçtır (1 sayılı Tarife, madde III/2-a).

VI.SONUÇ

6.1. Yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda dava hak düşürücü süreden reddedildiği için maktu harca hükmedilmesi gerektiği halde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı vekilinin nispi harcı tamamlamadığı gerekçesiyle davalının temyiz talebinin HMK'nın 344. maddesi uyarınca yapılmamış sayılmasına ilişkin ek kararı yerinde

olmadığından, davalı vekilinin ek kararın usulsüz olduğuna ilişkin temyiz taleplerinin kabulü ile Anltalya Bölge Adliye Mahkemesinin 12.12.2019 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

6.2. Davalı vekilinin harca ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Yerel Mahkemece davanın reddine hükmedildiği, davalı tarafından vekalet ücretine yönelik olarak istinaf isteğinde bulunulduğu anlaşılmasına göre maktu istinaf harcına hükmedilmesi gerekirken nispi istinaf harcına hükmedilmiş olması doğru değil ise de değinilen bu husus yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 3. fıkrası hüküm yerinden çıkarılarak yerine " Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL. harcın peşin yatırılan 683,10 TL'den mahsubu ile kalan 582,80 TL harcın istek halinde davalıya iadesine ..." cümlesinin yazılmasına, hükmün bu haliyle 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, 07/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.