"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : BOZKIR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, Koçaş mahallesi 197 ada 152 parselin Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın 4 dönüm kısmının kendisinin zilyet ve tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek bu kısma ait tapu kaydının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi, cevap dilekçesi vermemiş, duruşma sırasında davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 26/04/2017 tarihli ve 2015/105 E., 2017/158 K. sayılı kararıyla; B harfi ile belirtilen yerin kayalık olduğu, tarım arazisi olmadığı , zilyetliğin ekonomik amaca uygun olarak sürdürülemeyeceği, davacının bu yer üzerindeki hak iddiası sübut bulmadığı 152 A ile gösterilen kısım açısından ise davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Kaldırma Kararı
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 12/07/2017 tarihli ve 2017/607 E., 2017/603 K. sayılı kararıyla; açılan davada tespit tarihi 2006 yılından geriye doğru 15-20-25 yıl (1991-1986-1981) öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar ile kadastro tespit tarihine yakın tarihte çekilmiş uydu fotoğraflarının ise İl Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilerek usulüne uygun şekilde jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye uygulattırılması, çekişme konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu konusunda rapor düzenlettirilmesi gerekmekte iken mahkemenin işin esasına yönelik önem arz eden ve kamu düzenine yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmayan bu hava fotoğraflarını dosyaya celp etmeden keşif yapıldığı, bu durumda sunulan raporların gerekçeli ve denetime elverişli şekilde düzenlenmediği gerekçesiyle davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
Bozkır Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 04/07/2018 tarihli ve 2017/134 E., 2018/151 K. sayılı kararıyla; davacının babasının 1991 yılında öldüğü, bu tarihten itibaren 10 yıl boyunca davacının ağabeyi tarafından dava konusu taşınmazın kullanıldığı sonrasında ise mirasçılar arasında taksimin yapılarak söz konusu yerin davacıya düştüğü, bu halde davacının mirasçılık sıfatıyla babasının ve ağabeyinin zilyetliği nedeniyle eklemeli zilyetlikten yararlanabileceği, ayrıca taksimin yapıldığı tarihin 1991 yılından 10 yıl sonra 2001 yıllarında gerçekleştiği ve bu tarihin kadastro çalışmaları öncesinde, yani tapu kaydı oluşmadan önce vuku bulduğu dikkate alındığında taşınmazın taksimen devir tarihinde tapulu olmadığı bu nedenle taşınır hükümlerine tabi olduğu ve taksimin veya devrin resmi şekilde yapılmasının gerekmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Konya İli Bozkır İlçesi Koçaş Mahallesi 197 ada, 152 Parselde kayıtlı Fen bilirkişi raporunda 152 A harfi ile gösterilen kısmın davalı ... adına olan tapunun iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, Davacının Konya İli Bozkır İlçesi Koçaş Mahallesi 197 ada, 152 parselde kayıtlı Fen bilirkişi raporunun 152 B harfi ile gösterilen kısım yönünden önceki kararda ret kararı verildiğinden ve istinaf yoluna gidilmediği için taşınmazın bu kısmı yönünden karar kesinleştiğinden bu taşınmaz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
4. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece karar verilirken yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, mahkemenin kabul ettiği kısım için hükme esas aldığı bilirkişi raporu ve tanık beyanlarının eksik, yetersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul edilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 05/11/2019 tarihli ve 2019/1158 E., 2019/968 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerin ziraatçı uzman bilirkişinin 28.10.2016 tarihli raporuna ekli fotoğraflarındaki taşlık nitelikli görünümünün, 1970, 1986, 1990 ve 2011 tarihli hava fotoğraflarının uygulanması sonucu alınan raporda belirtildiği şekilde kısmen taşlık olduğu hususunun doğrulandığı, her ne kadar keşifte davacı tanıkları ve mahalli bilirkişilerce dava konusu yerin babası ve taksim sonucu davacı tarafından zilyet edildiğini bildirilmiş ise de, bilimsel verilere dayalı olarak alınan raporlar karşısında bu beyanlara itibar edilemeyeceği, kaldı ki, davacının istinaf duruşmasında memur olması sebebiyle taşınmazı uzun yıllardır kullanmadığını, diğer deyişle terk etmiş olduğunu, ileride temizleyip tarla haline getireceğini, yerine sahip çıkacağını bildirmiş olması karşısında taşlık niteliğinde bulunduğu sabit olan taşınmazın imar ihyasının yapılmadığı, buna göre, TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. madde maddelerinde belirtilen kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleşmediği anlaşıldığından, Mahkemece 197 ada 152 parselde A ile gösterilen taşınmaz bölümü yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uymayan gerekçelerle bu bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu gerekçesiyle Hazine temsilcisinin istinaf isteğinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine dair karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, taşınmazın 50 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğunu, eskiden traktör olmadığı için at çifti ile ekip biçtiğini, traktör köye geldikten sonra A harfi ile gösterilen yeri ekip biçtiğini, B harfi ile gösterilen yere traktör girmediği için yaklaşık 15 yıldır ekemediğini, tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, hava fotoğraflarının 1970 yılından önce çekildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucunda Konya İli Bozkır İlçesi Koçaş mahallesi çalışma alanında bulunan 197 ada 152 parsel sayılı 193.060,47 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ham toprak niteliğiyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ileride tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu açıklanarak 18.11.2005 tarihinde Hazine adına tespit ve tutanak itirazsız olarak 27.06.2006 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunun 14 ve 17. maddesine dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
3.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.