"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; sınırlarını belirtmiş oldukları taşınmazın tespit harici bırakılan yer olduğunu, söz konusu yeri davacıların babasından önce kullanan Gülizar'ın 1980 yılında Kargı çayının ıslah edilmesinden sonra imar ihya etmek suretiyle kullandığını, sonrasında davacıların babasının 2005 yılına kadar kullandığını, kendilerine ait 366 ada 4 parsel sayılı taşınmaz ile bütünlük arz ettiğini belirterek söz konusu bölümün adlarına tescilini talep etmişlerdir.
II. CEVAP
2.1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu yerin zilyetlik ile iktisap edilebilecek yerlerden olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
2.2. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.3. Davalı ... vekili, davacı lehine zilyetlik koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.4. Davalı DSİ Genel Müdürlüğü vekili, davanın reddini savunmuştur
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/03/2019 tarihli ve 2017/156 Esas - 2019/57 Karar sayılı kararıyla; yapılan keşifte alınan beyanlara göre Kargı Çayının 1980'li yılların başlarında ıslah edilmesinden sonra davacı tarafça zilyet edilmeye başlandığı, dava konusu yerin 1994 yılında onaylanan 1/1000 ölçekli imar planı içerisinde kalması nedeniyle TMK 713/1. ve 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddelerinde belirtilen zilyetlik suresinin dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Fethiye 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, taşınmazda imar-ihyanın tamamlandığı tarihin 1976 yılı olup o tarihten sonra eklemeli olarak zilyetliğinin devam ettiğini, taşınmazın imar planı içerisinde kalması nedeniyle davanın reddedildiğini, ancak bu imar planının nazım imar planı mı yoksa mevzi imar planı mı olduğunun araştırılmadığını, dava konusu yerin 35-40 yıldır kullanılan yer olduğunu belirterek, verilen kararın kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 29/11/2019 tarihli ve 2019/629 E., 2019/1224 K. sayılı kararıyla; davacılar ... ve ... vekilinin bütün istinaf itirazlarının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar ... ve ... vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, yörede yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Davacı çekişmeli bölümü 1980 yılından sonra kullanmaya başladığını, kendisi lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ise de, çekişmeli taşınmazın imar planı kapsamına alınma tarihine kadar kanunda öngörülen 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı anlaşıldığından, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre (IV.3) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 14/03/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.