"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu iptali ve tescili istekli davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen kararın, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; taraf vekillerinin istinaf istemleri yerinde değil ise de, kamu düzenine aykırı karar verilmiş olması nedeniyle Yerel Mahkeme kararının kaldırılması suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş olup, karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... çekişmeli 359 ada 13 parsel ve 359 ada 18 parsel sayılı iki adet arsayı ihale sonucu bedeli mukabilinde 1966 yılında satın aldığını, çekişmeli taşınmazlar üzerine ev yaparak bu zamana kadar ikamet ettiğini, ancak Amasya Belediye Başkanlığına bedelini ödemek suretiyle satın aldığı iki arsanın imar uygulaması sonucunda birleştirilmek suretiyle 1821 ada 4 parsel olarak davalı ... Belediyesi adına tapuya kaydedildiğini, tescil işleminin yolsuz olduğunu, satın aldığı tarihten bu yana zilyetliğinde olan, ev yaparak ikamet ettiği arsanın fark bedelinin tarafından ödenmesi suretiyle mevcut kaydın iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesi istemi ile dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde öncelikle müvekkili kurumun pasif husumetinin bulunmadığını, taşınmazların satışının ancak resmi senet ile olması gerekmekle davacının iddia ettiği satışın resmi şekle uygun yapılmadığını, bu nedenle yok hükmünde olduğunu, iddianın doğru olduğu kabul edilse dahi böyle bir talebin eldeki davanın açıldığı tarih göz önüne alındığında zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Amasya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.05.2019 tarihli ve 2018/288 Esas - 2019/508 Karar sayılı kararıyla; davacının iddiasına konu çekişmeli 1821 ada 4 parsel sayılı taşınmaz imar parseli olup, bu taşınmazın pasif tapu kayıtları incelendiğinde 359 ada 16, 17, 31, 39 parsel sayılı taşınmazlardan geldiği, davacının dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu satın alma evraklarının ise 359 ada 13 parsel (1821 ada 1 parsel) ve 359 ada 18 parsel (1821 ada 5 parsel) sayılı taşınmazlara ilişkin olduğu, ancak yargılama aşamasında davacının
talebi yönünden izahat istendiğinde, davasının 1821 ada 4 parsel sayılı taşınmaza yönelik olduğunu bildirmiş olup davacının ihale neticesinde almış olduğunu iddia ettiği taşınmazlar ile getirilen kayıtların uyuşmadığı, tanık ifadeleri incelendiğinde davacının ihale ile aldığını iddia ettiği taşınmaza ilişkin beyanlar da dikkate alındığında çelişkili oldukları gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... ile davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı, 359 ada 13 parsel sayılı taşınmazda 116 m2, 359 ada 18 parsel sayılı taşınmazda 272 m2 olmak üzere iki adet arsayı yapılan ihale sonucu 843,45.TL karşılığında Amasya Belediyesinden 1966 yılında satın aldığını, Belediyenin satın alma tarihinde imar geçtiğinde tapu kayıtlarının satın alanlara verileceğine dair garanti verildiğini, ancak bu zamana kadar imar geçmediğini, nihayetinde yapılan imar çalışması sonucunda iki parsel birleştirilerek 1821 ada 4 parsel olarak miktarının yükseltildiğini, davalının ihaleyle sattığı yerin tapusunu kendisine vermek istemediğini ve yeniden para isteyerek arsayı yeniden kendisine satmaya çalıştığını, davalının bedeli ödenmek suretiyle ihale ile 1966 yılında taşınmazın satışını yaptığını, 1966 yılından davanın açıldığı 2018 yılına kadar davacıdan kaynaklanan bir durumun bulunmadığını, ihale ile satılan taşınmazlarda zamanaşımının söz konusu olmadığını ileri sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.2. Davalı vekili, kararın gerekçesiyle beraber doğru olarak verildiğini, ancak dosyada harcın tamamlatılmış ve nispi harç yatırılmış olmasına göre nispi harca tabi dava ve işlerde vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiğini, bu hali ile davalı yararına nispi vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu öne sürerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08/11/2019 tarihli ve 2019/2160 Esas-2019/2007 Karar sayılı kararıyla,
3.1. Davacı vekilinin istinaf isteği yönünden, davanın kadastrodan önceki nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın kök geldi parselleri olan 359 ada 13, 18, 14 ve 20 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespitinin kesinleştiği 02/09/1969 tarihi ile dava tarihi olan 02/05/2018 tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre, Mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz ise de kamu düzeninden olan bu husus 6100 Sayılı HMK’nın 355/son cümlesi gereği resen gözetilerek ve 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2 maddesi gereği yargılamada eksiklik bulunmayan ancak hükmün gerekçesinde hata edilen eldeki dava dosyası açısından yapılan yanlışlık yeniden yargılamayı gerektirmediğine ve hükmün gerekçesi düzeltilerek yeniden hüküm verilmesinin öncelikli koşulunun mahkeme hükmünün kaldırılması gerektiği,
3.2. Davalı ...'nın istinaf istemi yönünden, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, az yukarıda açıklandığı üzere Mahkemece davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesinin gerekmesine ve hak düşürücü sürenin özel nitelikte olumsuz dava koşulu olmasına, bu gerekçeye göre Mahkemece takdir edilen vekalet ücretinin karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT'nin 7/1 ve 7/2.maddelerine uygun olmasına göre davalı vekilinin istinaf isteminin istinaf dilekçesinde gösterilen neden yönüyle yerinde olmadığı, ancak hak düşürücü sürenin kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nın 355/son cümlesi gereği resen gözetilerek adı geçen davalı vekilinin istinaf isteminin de kabulü gerektiği gerekçesiyle;
Davacı ve davalı vekilinin istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yönünden istinaf istemleri yerinde değil ise de 6100 sayılı HMK'nın 355.maddesinin 1-son cümlesi uyarınca kamu düzenine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulüne,
Amasya 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/05/2019 tarih 2018/288 Esas, 2019/508 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında yeniden karar verilmesine, bu cümleden olarak; davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı ..., dosya arasında yer alan tüm kayıtlardan anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazı ihale sonucunda satın aldığını, satış tarihi itibariyle imar uygulaması gerekçe gösterilerek tapuda devrin sağlanmadığını, satış bedelinin tamamını ödediğini, o tarihten bu yana taşınmazı kullandığını belirterek eksik incelmeye dayalı kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi
3.3. Değerlendirme
3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.
3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 02/09/1969 tarihi ile davanın açıldığı 02/05/2018 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; dosya içeriği ve kararın dayandığı gerektirici nedenlere göre delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ...’in temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına 10.03.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.