Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4198 E. 2022/2157 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetlik iddiasına dayalı olarak tapu kaydının iptali ve tescili isteminin kadastro hukuku kapsamındaki hak düşürücü süreye tabi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın kadastro öncesi zilyetlik iddiasına dayanması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar vekili, Kemalpaşa İlçesi Ören Köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 2653 parsel sayılı 8.300.00 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın bağ vasfıyla, tapu kaydı nedeniyle dava dışı Hatice Bayrak adına tespit ve tescil edildiğini ve daha sonra intikal, taksim ve satış nedeniyle davalılar adına tapuya kaydedildiğini, davacıların bu taşınmaza sınır komşusu olan 2651 parsel sayılı taşınmazın maliki olduklarını, tespitin hatalı yapıldığını, 2653 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık bir buçuk dönümlük kısmına davacılar ve murisinin 60 yıl zilyet olduklarını, davalıların bu duruma bir itirazlarının olmadığını ileri sürerek, kullanılan bu kısmın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Kemalpaşa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/12/2018 tarihli ve 2017/809 E., 2018/896 K. sayılı kararıyla; Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesine göre 10 yıllık Hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece delillerin usulüne uygun toplanmadığı, taşınmazın mevcut haliyle yıllardır kullanılageldiğini, davalıların taşınmazı görüp aldıklarını, dolayısıyla davalıların, davacıların kullanımına muvafakat gösterdiklerini belirterek, ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 09/01/2020 tarihli ve 2019/1004 E., 2020/19 K. sayılı kararıyla; davanın kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili davası olduğu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmese bile davanın her aşamasında mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınacağı, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin 25/11/1976 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 28/12/2017 tarihinde açılmak suretiyle kanunda öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeni ile mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Hükümet gerekçesine göre, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin mülkiyet hakkına yönelik değil hak arama hürriyetine yönelik bir sınırlandırma içerdiğini, Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde düzenlenen 10 yıllık dava açma süresinin Anayasaya aykırı olduğunu ve somut norm denetimi yoluyla incelemeye tabi tutulmasını istediklerini, İlk Derece Mahkemesince toplanılmasını istedikleri delillerin toplanılmadığını, tanıklarının dinlenmediğini, davacıların uzun yıllardır zilyet olduklarını, davalıların ise mevcut durumu görerek taşınmazı satın aldıklarını, davacıların taşınmaz bölümü üzerindeki fiili hakimiyetleri devam ettiğinden sadece kadastro öncesi nedenlere dayanılmadığını aynı zamanda halen devam eden fiili duruma dayanıldığını belirterek ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, kadastro öncesi nedenlere dayalı olarak açılan tapu kaydının kısmen iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi "kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı"

3.3. Değerlendirme

3.3.1. 3402 sayılı Yasa’nın 12/3. maddesinde, "kadastro tutanaklarında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı" belirtilerek, mülkiyete ilişkin talepler yönünden hak düşürücü süre öngörülmüş olup, söz konusu yasa maddesindeki hak düşürücü süre, dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilecektir.

3.3.2. Somut olayda çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının kesinleştiği 25/11/1976 tarihi ile davanın açıldığı 28/12/2017 tarihi arasında 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği kuşkusuzdur.

3.3.3. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre kararın (IV/3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 16.03.2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.