"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, 127 ada 8 ve 190 ada 5 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında 3573 sayılı Yasa gereğince yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği araştırılmadan, zilyetleri adına kaydedildiğini, 3573 sayılı Yasanın 3. maddesi ve aynı yasa gereğince çıkarılan Yönetmeliğin 15. maddesi uyarınca aşılanmak üzere verilen yerlerin ne maksatla olursa olsun niteliğinin değiştirilemeyeceğini, aksi durumda verilen tapu kaydının hükümsüz hale geleceğini ve Hazinece geri alınacağını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu yerin köy içinde zeytinlik olamayacak bir yer olduğunu, kazandırıcı zamanaşımıyla zilyetlik koşullarının oluştuğunu, yerin mirasla intikal ettiğini belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 05/09/2013 tarihli ve 2010/639 E., 2013/509 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazlarda, davalının kazanılmış hakkı korunarak, 3573 sayılı Kanunda; 4086 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce verilmiş araziler yönünden uygulanmayacağı ve değişikliğin kazanılmış hakları etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 28.11.2017 tarihli ve 2015/13675 E., 2017/8151 K. sayılı kararıyla; “...davacı Hazine vekilinin 190 ada 5 parsele yönelen ve yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün bu parsel yönünden onanmasına, 127 ada 8 parsel sayılı taşınmaza yönelen temyiz itirazlarına gelince; ... yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağı ile, tutanak ekindeki belgeler ve bilirkişi raporunda 3573 sayılı Yasa kapsamında olduğu açıklanmıştır. Mahkemece bu husus göz ardı edilmiş, zeytincilik parselasyon haritası getirtilerek kapsamı belirlenmek ve kadastro paftası ile çakıştırmak suretiyle rapor alınmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, zeytincilik parselasyon haritası getirtilmeli, komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte düzenlettirilmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir,....” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma İlamına Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 10/06/2019 tarihli ve 2018/667 E. 2019/520 K. sayılı kararıyla; dava konusu 127 ada 8 parsel sayılı taşınmazın ıslah amaçlı olarak hiçbir zaman tapusunun edinilmediği, o yıllarda hükmen tescil davası yerine bu şekilde arazinin tapusunun elde edildiği kanaatine varıldığı, dosyada mevcut zeytincilik parselasyon haritasının fenni sıhhate haiz olmadığı, fen bilirkişisinden alınan rapordan zeytincilik parseli kapsamında kısmen kaldığı, 2007 tarihinde kesinleşen kadastro tespiti ile de yine miras yoluyla zilyet olan davalı adına tespit gördüğü anlaşılmıştır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarda, davalının kazanılmış hakkı korunarak, 3573 sayılı Kanunda; 4086 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce verilmiş araziler yönünden uygulanmayacağı ve değişikliğin kazanılmış hakları etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Dava konusu taşınmazların 3573 sayılı Yasanın 3. maddesinin 3. fıkrası ve ilgili yönetmeliğin 15. maddesine uygun şekilde kullanılmadığını, niteliğinin değiştirilmiş olması nedeniyle Hazine tarafından geri alınabileceğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 3573 sayılı Kanunun 4086 sayılı Kanunla değişik 3. maddesinin III. fıkrasında; “Beş yıl süre ile taşınmazın gayesine uygun olarak kullanıldığı Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tespit edilenlere mahallin en büyük mülki amiri tarafından tapuları devredilir. Bu yolla verilen taşınmaz mallar hiçbir şekilde veriliş amacı dışında kullanılamaz. Bu taşınmazlar; miras dahil hiçbir şekilde bölünemez, veriliş tarihindeki yüzölçümü hiçbir şekilde küçültülemez. Aksi takdirde Hazinece geri alınır. Bu hususlarda taşınmaz siciline gerekli şerh verilir.” hükmüne yer verilmiştir. Değişiklik öncesi aynı madde "Devlet ormanları ile boş arazide muayyen bir kıt'a dahilindeki yabanî zeytinleri aşılamak isteyenler, istedikleri parçanın hudud ve mevkiini ve bu kanunun tayin eylediği şartlar dahilinde imar edeceğini bildiren bir arzuhal ile arazinin aid olduğu kazanın en büyük mülkiye memuruna müracaat eder. Bunlara müracaat tarihini gösterir birer ilmühaber verilir" şeklindedir. 3573 sayılı Kanunda; 1995 yılında 4086 sayılı Kanunla değişiklik yapılıncaya kadar, şerhe ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
6.3. Değerlendirme
(IV/2.) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.