"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Kadastro sonucu Ilgaz ilçesi, Çörekçiler köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 104 ada 20; 161 ada 1; 163 ada 4; 164 ada 4; 229 ada 10; 250 ada 43 ve 251 ada 93 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir.
I. DAVA
Davacı ..., çekişmeli taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında kardeşleri adına tescil edildiğini, taşınmazların annesi ...'den intikalen gelen yerler olduğunu, taşınmazlarda hissesi olmasına rağmen verilmediğini belirterek, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile annesi ...’den gelen miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılardan ... cevap dilekçesinde, davacı ile anneden öz, babadan üvey kardeş olduklarını, dava konusu taşınmazlarda annesi ...'nin hiçbir hakkının bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... cevap dilekçesinde, davacının üvey kardeşleri olduğunu, anneden bir babadan ayrı olduklarını, babalarının vefat ettiğinde mirasının 1/4'ünün annelerine geçtiğini, o 1/4'ün de annesi vefat ettikten sonra kendilerine intikal ettiğini, davacının hak sahibi olmadığını, miras paylarının babalarından geçtiğini, annelerine ait bir miras olmadığı için davacıya ait bir hak ve payın bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2016 tarihli ve 2014/81 Esas, 2016/22 Karar sayılı kararıyla çekişmeli taşınmazların davacı ve davalılara anneleri ...'den mi yoksa davalıların babası ...'tan mı kaldığının çelişkili mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından net olarak anlaşılamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı, temyiz dilekçesinde, delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, Mahkemece reddedilen çekişmeli taşınmazların da annesinden geldiğini ve bu taşınmazlar üzerinde de miras payının bulunduğunu, kaldı ki çekişmeli taşınmazların ...’tan kaldığı kabul edilse dahi ...’tan sonra vefat eden ...’nin taşınmazlarda miras hakkı olduğunu ve bu sebepten kendisinin de taşınmazlarda miras hakkı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükmünü içermektedir. ( madde metninde taksimden bahsedilse dahi kıyasen taşınmazın zilyedi murisin mirasçıların yasal miras payına mahsuben sağlığında yaptığı paylaştırma da bu kapsamdadır.)
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Bilindiği üzere, Kadastro Kanunu'nun 15/1. maddesinde, kural olarak kadastro faaliyetleri ve kadastro tespiti sırasında hem tapuya kayıtlı, hem de tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların malikleri veya bunların mirasçıları arasında taksim edilmesi yahut muris tarafından sağlığında paylaştırılması sebebiyle zilyetleri adına tespitine ilişkin düzenleme getirilmiştir. Buna göre tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların 14. madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında, yahut muris tarafından paylaştırıldığı belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat olunduğu takdirde, bu taşınmazların paylaşım gereğince zilyetleri adına tespit edileceği belirtilmektedir.
3.3.2. Hemen belirtmek gerekir ki, taksime dayanan taraf, TMK'nın 6. maddesi uyarınca, taşınmazın taksim edilmiş olduğunu, adına tespit edilecek kısmın kendisine isabet ettiğini, tespit tarihine kadar taksimin bozulmadığını ispat etmelidir. Kadastro tespiti sırasında taksimle ilgili göz önünde bulundurulacak hususlara değinilecek olursa; tespitten önce yapılan taksimlerin nazara alınması, taksimin bozulmamış olması ve taksime iştirak edenin zilyet olması gerekmektedir. Taksimin ispatına gelince, bilindiği üzere tereke tüm mirasçılara bir bütün halinde intikal eder. Asıl olan terekenin bir bütün olarak tasarruf edildiğidir. Aksini iddia eden iddiasını ispat etmelidir. Taksim olayı ispat edilirken öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, ne zamandan beri kimin zilyet olduğu ve nedeni, taksimin ne zaman kimler arasında yapıldığı, taksime tüm mirasçıların katılıp katılmadığı araştırılmalıdır. Kadastrodan önce yapılan tapu dışı taksim geçerlidir. Ve şahit ve bilirkişi beyanları ile ispat edilebilir. Uzun süre kullanma taksimin varlığını göstermez. Asıl olan bu kullanmanın tüm mirasçılar adına olduğu ve kullanım şekline taalluk ettiğidir. Aksi düşünce mirasçılar arasında zaman aşımı işlemez yolundaki temel maddi hukuk kuralı ve ispat hukuku çerçevesinde bertaraf edilmiş olur.
3.3.3. Somut olaya gelince, davacı ..., davalılar ile anne bir, baba ayrı kardeş olduklarını, annesi ...’nin, evvelinde Mustafa İplikçi ile evli olduğunu ve bu evlilikten kendisinin dünyaya geldiğini, 1947 yılında kendisi 3 yaşındayken annesi ile babasının boşanması sonucunda babasıyla beraber köyü terk ederek Ankara’da yaşamaya başladığını, sonrasında annesi ...’nin, davalıların murisi ... ile evlendiğini, temyiz konusu taşınmazların, müşterek muris ...’den intikal ettiğini, murisin ölümüyle terekesinin taksim edilmediğini belirterek, taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini talep etmiştir. Davalılar, çekişmeli taşınmazların anneleri ...’den intikal eden yerler olmadığını, kadimden beri babaları ...’ye ait olduğunu, bu taşınmazlarda davalının herhangi bir miras hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece temyize konu taşınmazların ...’a ait olduğu ve böylece davacının çekişmeli taşınmazlar üzerinde miras payı olmadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
3.3.4. Şöyle ki; taraflar arasındaki uyuşmazlık, temyize konu taşınmazların tarafların ortak murisi ...’den mi, yoksa davalıların murisi ...’tan mı intikal ettiği noktasındadır. Keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında, dava konusu taşınmazların, ... ve ... tarafından ortak olarak kullanıldığı ve bu taşınmazların evvelinde müstakilen kime ait olduğu hususunda net bilgilerinin olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda, davacı tarafça çekişmeli taşınmazların ...’den intikal eden yerler olduğu iddiasının kanıtlandığı söylenemez. Aksine davalıların da kabulünde olduğu üzere çekişmeli taşınmazların davalıların ortak murisi ...’tan geldiği sabit olup, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından davalıların murisi ...’nin 1978 yılında tarafların ortak murisi ...’nin ise ...’ın ölümünden sonra 1988 yılında öldüğü, ...’nin, ...’ın yasal mirasçısı olduğu, bu nedenle davacı ...’ın, annesi ... vasıtasıyla ...’tan gelen miras payının bulunduğu, taraflar arasındaki miras ilişkisi nedeniyle birbirlerinden zilyetlik yoluyla taşınmaz iktisabının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır.
3.3.5. Hal böyle olunca; dava konusu taşınmazların davalılar muris ...’tan intikal ettiği, davacı ...’nın, ...’tan ...’ye intikal eden 1/4 paydan, kendisine isabet eden 1/7 pay oranında yasal miras hakkının olduğu ve terekenin taksim edilmediği anlaşıldığından, Mahkemece bu yönler gözetilmek suretiyle, davacının mirasbırakanı annesi ...’den intikal eden 1/7 miras payından kendisine intikal eden 1/28 miras payın davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.