"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekilinin dava dilekçesi ile özetle; İliç ilçesi, Çaltı köyü 106 ada, 9 parsel, 111 ada 11 ve 14 parseller, Atma köyü 125 ada, 19 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında tamamı davalıların murisi ... adına tespit gördüğünü, taşınmazların davalıların murisinin kardeşi olan M. ...'ın dolayısıyla müvekkillerinin de 1/2 mülkiyet hakkı olduğunu, dava konusu taşınmazların aynı zamanda bölgede yapımı devam eden baraj nedeniyle kamulaştırma işlemine konu olduğunu, acele el koyma bedeli İliç Ziraat Bankasına yatırıldığını, bu nedenle taşınmaz bedelinin bankadan tahsili telafisi zor zararlara yol açacağından, kamulaştırma bedeline tedbir konulmasını, taşınmazların davacılar adına olan tapularının iptali ile, müvekkilleri adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Bir kısım davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, çekişmeli taşınmazların taksim sonucunda murislerine düştüğünü öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacıların kendilerinin de paylarının olduğunu iddia ettiği yerlerin tespiti açısından mahallinde kadastro bilirkişisi, mahalli bilirkişi ve tespit tanıkları marifeti ile keşif icra edilmiş ve keşifte davacıların kendilerinin de payları olduğunu belirttiği ve talep ettiği taşınmaz sınırları tespit olunmaya çalışıldığı, mahalli bilirkişi beyanlarına talep edilen dava konusu taşınmazlarda davacıların da babalarından dolayı hakları olduğu, bu taşınmazların tarafların ortak kök murisi ... Ağa'ya ait olduğu, ... Ağanın da öldükten sonra tarafların murisleri olan ... ve ...'a bıraktığı, dava konusu olarak talep edilen taşınmaza mevkii ve hudutlar itibari ile birebir uyduğu gerekçesiyle krokide gösterilen taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
V. YARGITAY BOZMA İLAMI
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25/05/2017 tarihli ve 2015/10941 E., 2017/3667 K. sayılı kararıyla, kök muris ... Ağa'nın sağlığında taşınmazları davacılar murisi Mustafa Kemal ile davalılar murisi ...'ne bağışlayıp bağışlamadığı ve buna göre taşınmazların zilyetliğini devredip devretmediği, yine taşınmazların kök muris ... Ağa'ın ölümünden sonra mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise her bir mirasçıya hangi taşınmazın verildiği, hususları sorulup saptanmalı, varsa taksim sonucu taraflara düştüğü belirtilen taşınmazların tutanak, tapu kaydı ve gerekli belgeler getirtilerek denetlenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gereğine değinilmiştir.
VI. BOZMAYA UYULARAK VERİLEN KARAR
Mahkemenin 28/11/2019 tarihli ve 2017/236 E., 2019/180 K. sayılı kararıyla, bu taşınmazların davacılar murisi ...'a ait olduğunu ... ve ... dışında ...'ın erkek çocuğunun olmadığını, bu bölgede kız çocuklarına mirastan pay verilmediğini, dava konusu taşınmazların tarafların kök murisi ...'a ait olduğu, kök murisin mirasçıları arasında tüm mirasçıların katılımı ile yapılmış bir miras taksim sözleşmesinin yapılmadığı, dava dilekçesi, keşiflerde dinlenen mahalli bilirkişiler beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; İliç İlçesi Çaltı ve Atma köyü kadastro çalışmaları sırasında davalılar murisi adına tespit edilen dava konusu taşınmazların davacının murisi tarafından TMK 713/1 ve Kadastro Kanunu 14/1 hükümleri gereğince 1/2 oranda zilyetlikle kazanılmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
VII. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, yörede kız çocuklarına taşınmaz verilmediğinden davacıların murisinin ½ payı olduğunu, davacılar taksimi kanıtlayamamışsa da mirasın 1/5 oranında payı olduğu bu nedenle mirastaki payının verilmesi gerektiğini, davanın tümden reddinin doğru olmadığını, talebi doğrultusunda karar verilmediğini öne sürerek kararı bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi miras yoluyla intikal eden hakka dayalı olarak mirasçılar arasında açılan tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi " Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. " hükmünü içermektedir.
3.2.3. TMK'nın 599. maddesi hükmü uyarınca miras; murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçer ve mirasçılar terekedeki mallar (menkul- gayrimenkul) üzerinde bu tarih itibariyle hak sahibi olurlar.
3.2.4. TMK'nın “Miras ortaklığı” başlıklı 640. maddesinde de;
“Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.
Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır…” hükmü öngörülmüştür.
3.2.5. TMK'nın 702/4. maddesinde “...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır...” hükmü öngörülmüştür. Buna göre; olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, el atmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler, ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (HGK) 20.03.2013 tarihli ve 2012/8-861E., 2013/391 K.; 05.10.2016 tarihli ve 2014/14-1243 E., 2016/958 K. sayılı kararları)
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli 111 ada 14,11; 125 ada 19; 106 ada 12 ve 9 parsel sayılı taşınmazlar irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Mahkemece, davacı tarafın mirasçılar arasında taksim yapıldığı hususunu ispatlayamadığı gerekçesiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı taraf taşınmazın kök muristen kaldığını taksim ile taşınmazlarda ½ hissesi olduğu iddiasına dayanarak taşınmazın ½ hissesinin adlarına tescilini talep etmiş,keşifte alınan beyanında ise pay satın alma ya da bağış söz konusu olmadığını, taleplerinin kök muris ...’dan gelen miras payı oranında adlarını tescilini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
3.3.3. Çekişmeli taşınmazların kök muris İbrahimden geldiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı taraf kök muristen intikal eden miras payına dayanarak tapu kaydının iptali adlarına tescilini talep ettiğine göre, mirasçılar arasında açılan davada payını talep edebileceği halde mahkemece yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
VIII. SONUÇ
Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.