Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4370 E. 2022/2543 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro öncesi zilyetliklerine dayanarak taşınmazın kendi adlarına tescilini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Dosya içeriği, toplanan deliller ve ilk derece mahkemesinin gerekçesi birlikte değerlendirilerek, davacıların zilyetlik iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, usul ve yasaya uygun görülerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen; davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının Konya ili, ... ilçesi, 466 ada 4 parselde kayıtlı taşınmazın 1/2 oranında maliki olduğunu, davacının taşınmazın tümüne nizasız ve fasılasız 20 yılı aşkın zamandan beri zilyedi olduğunu, dava konusu taşınmazın bir bölümünün davacıya veraseten intikal etmiş olduğu diğer varislerden de davacının varislerin hakkını satın aldığını, buna ilişkin satış sözleşmesine delil olarak dayandıklarını, dava konusu taşınmazın halen davacının tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğunu, 11/08/2006 tarihli kadastro tutanağında dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin davalı ... adına yazılmış olduğunu, kadastro tutanakları ve bilirkişi beyanlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazdaki davalı adına kayıt edilen 1/2 hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacıyla birlikte Konya ili, ... ilçesi, 466 ada 4 parselde bulunan taşınmazın yarı oranında maliki bulunduğunu, davacının iddialarının doğru olmadığını, kendisinin olan bir taşınmazı başkalarından satın almasının abesle iştigal olduğunu, 11/08/2006 tarihli kadastro tutanaklarının doğru olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 02/09/2014 tarih 2014/9 Esas 2014/547 Karar sayılı kararında; davacı vekilinin dava dilekçesinde bahsettiği satış sözleşmesini yasal süre içerisinde dosyaya sunmamakla söz konusu delile dayanmaktan vazgeçtiği de göz önüne alınarak; davacının dava konusu yerin tamamının kendisine ait olduğunu ispatlayamadığının mahalli bilirkişi beyanı, tanık beyanları ve ziraat bilirkişi raporu ile anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin (III.) paragraftaki kararı Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 20.03.2017 tarih 2017/1362 E., 2017/1717 K. sayılı bozma kararında özetle; "Davacı tarafa davası açıklattırılmalı, iddianın hangi mirasçı ya da mirasçıların payının satın alındığına ilişkin olduğu açıklığa kavuşturulmalı, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının katılımı ile yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kim tarafından ne zamandan beri hangi hakka dayalı olarak kullanıldığı, tarafların ortak murislerinden gelip gelmediği ve müşterek muristen geldiğinin anlaşılması halinde mirasçılar arasında pay satışı bulunup bulunmadığı hususları sorulup saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 13/06/2019 tarih 2017/133 E., 2019/73 K. sayılı kararıyla, davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, mahkemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır(Harçlar Kanunu 22). Davalı ilk celseden sonra kabul beyanında bulunduğundan karar ve ilam harcının üçte ikisi alındığı, davalının kabul beyanının usulune uygun ve üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususta olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek çekişmeli 466 ada 4 parselde kayıtlı 141,31 m² yüz ölçümündeki 1/2 hisse ile müteveffa ... ve 1/2 hisse ile davalı ... adına kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptali ile 20/06/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 9,77 m² yüz ölçümündeki bölümün davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 466 ada 4 nolu parselde kayıtlı taşınmazın 20/06/2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kısım dışında kalan 131,54 m² yüz ölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile mülkiyetinin aynı yüz ölçümü ve vasfı ile (Konya ili, ... ilçesi, Dedemli Kasabası Yukarı Mahallesi cilt no:20 hane no:17'de nüfusa kayıtlı ... ve ... oğlu ... 20/06/1941 doğumlu) muris ...'ın mirasçıları adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Her ne kadar Yerel Mahkeme kararı gerekçesinde, keşifte alınan ortak beyanda yargılama gideri talepleri olmadığından giderlerin davalıdan alınıp tarafımıza verilmesi gerektiğini gözetmeden, yargılama giderlerini müvekkiller üzerinde bırakmış ise de açıkça hatalı hükmün düzeltilmesi gerektiğini, bilindiği üzere yargılama giderleri aynı zamanda vekalet ücretini de kapsadığından, aynı hükümde yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılması ve akabinde AAÜT gereğince 2.715,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi şeklinde hüküm tesis edilmesi mümkün olmayıp, hem vekalet ücretinin hemde yapılan diğer masrafların davalı üzerinde bırakılması gerektiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli 466 ada 4 parsel sayılı taşınmaz iki katlı taş ev vasfı ile senetsizden ... ve ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.3.2. Davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescilini talep etmiştir.

6.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, verilen kararın (VI) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.