"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I.DAVA
Davacı, Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, Almaşar köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında tapulama harici olarak bırakılan sınırlarını dava dilekçesinde gösterdiği taşınmazı ...’dan 1980 yılında satın aldığını, satın alma tarihinden bu yana zilyet olduğunu ileri sürerek, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak bu taşınmazın adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hazine, ... vekili, ...; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/01/2010 tarihli 2007/819 Esas 2010/20 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, Almaşar köyü sınırları içinde bulunan ve 09.12.2009 tarihli uzman bilirkişiler raporunda (A) harfi ile gösterilen 17.837,04 metrekare bölümün davacı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 13/02/2017 tarihli 2016/12390 Esas 2017/791 Karar sayılı kararı ile “Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu, adına tescil kararı verilen davacı yönünden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğu ancak yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uyulduğu halde "dava konusu taşınmazın dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl ve daha öncesine ait hava fotoğraflarının getirtilerek yöntemince uygulanması, zilyet edilip edilmediğinin ve taşınmazın niteliğinin belirlenmesi" gereğine değinilen bozma kararının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, oysaki bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluştuğu, bu hakkın zedelenmemesi için bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerektiği, Mahkemece, çekişmeli taşınmaza ait 1999 tarihli tek hava fotoğrafı uygulaması yapıldığı, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi amacıyla incelenmesi gereken eski tarihli hava fotoğraflarının yöntemince uygulanmadığı, bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamayacağı, ...doğru sonuca ulaşabilmek için, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa uyarınca ... da davaya dahil edilerek husumetin yaygınlaştırılması, bundan sonra 1985 yılına ait hava fotoğrafı getirtilip dosya tamamlandıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde Mahkemece usulünce belirlenecek yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları, ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve taşınmazın sınırındaki dere yönünden jeolog bilirkişi ile yeniden keşif yapılması, keşifte taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı, davacı tarafından kullanıldığı iddia edilen bölümün niteliği ve sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin ekonomik amaca uygun olup olmadığı hususlarında yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınması; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmesi, ziraat mühendisinden komşu parsellerle ve talebe konu bölümün birbiriyle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki desenini açıklayıp, tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınması, dava konusu edilen bu yerin bitki örtüsü, ekonomik amacına uygun olarak zilyetliğin var olup olmadığı, var ise ne zaman başlayıp ne zamandır devam ettiğinin belirlenmesine çalışılması, ayrıca bu amaçla fotogrametri uzmanı bilirkişi tarafından yapılacak çalışma ile çekişme konusu taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması, yukarıda belirtilen tarihte çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılması, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, jeolog bilirkişisinden çekişmeli taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” belirtilerek hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Birecik 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2019 tarihli 2018/142 Esas 2019/480 Karar sayılı kararıyla, dava konusu yerin tescil harici alan iken toplululaştırma çalışmaları neticesinde Hazine adına tescil edilen alan içerisinde kaldığı, davacının, arazi niteliğindeki dava konusu taşınmazı ekip biçmek suretiyle zilyetliğinde bulundurduğu ve taşınmazda amenajman çalışması uygulanıp toprak işlemesi yapıldığı, imar-ihyanın başlangıcının 1985 yılı öncesi olduğu, tarımsal faaliyetlerin düzenli bir şekilde devam ettiği, dava konusu yerlerin davacı tarafından malik sıfatıyla kullanıldığı, dava konusu taşınmazlara ilişkin davacının zilyetliğine veya malikliğine herhangi bir kimsenin müdahalede bulunmadığı, arazinin bakımlılığı, sınırlarının belirgin ve düzgün oluşu itibariyle 20 yılı aşkın süredir işlemeli tarım yapılmak suretiyle zilyetlik koşullarının oluştuğu ve böylelikle taşınmaz bakımından iktisap ve davacı adına tescilinin mümkün olduğu, ihya olgusunun gerçekleştiği ve o tarihten dava tarihine kadar geçen zilyetliğin niteliğinin ve sürecinin davacı tarafından kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne; 699 parsel sayılı taşınmaz içerisinde 25/09/2019 tarihli fen bilirkişi raporunda ''A" harfi ile gösterilen 17.871,71 metrekarelik alanın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, ..., ... ve Aşağıalmaşar Mahallesi Muhtarlığı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Dava konusu yerin 766 sayılı Kanun'un 2. maddesi gereği Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, mülkiyetinin kazanılabilmesi için sadece 20 yıl zilyetliğin yetmediğini öncesinde bu gibi yerlerin imar ihya edilmesi gerektiğini, basit emarelerin imar ihya olarak kabul edilemeyeceğini, dava konusu yerin çevresinde umumi yolların ve derenin bulunduğunu, davacı lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek ve resen belirlenecek nedenlerle mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17 maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi uyarınca tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Mahkemenin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.