Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4391 E. 2022/3325 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla tescili talebinin reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, zilyetlikle kazanma için gerekli olan aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyetlik ve ekonomik amaca uygun kullanım koşullarını sağlayamadığı ve taşınmaz üzerinde herhangi bir zirai faaliyet veya imar-ihya bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı İlk Derece Mahkemesince önceki günlü kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda verilen davanın reddine ilişkin karar davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I.DAVA

Davacı özetle; Çat ilçesi, Karabey köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında maliki olduğu 152 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının eksik yazıldığını, bir kısmının yol olarak bırakıldığını ileri sürerek, söz konusu taşınmazın yeniden ölçülerek tamamının adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, ... vekili, ... vekili; davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/11/2015 tarihli 2013/139 Esas, 2015/106 Karar sayılı kararıyla davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsadığı ve davacı yararına zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi, ... temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Bozma İlamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29/11/2018 tarihli 2016/1902 Esas, 2018/7207 Karar sayılı kararı ile “Davacı tarafın hem kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği hem de ayrıca tapu kaydına dayanarak dava açtığını, davacının dayandığı 14.06.1962 tarihli 3 sıra nolu ve 700 metrekare yüz ölçümlü tapu kaydının sınırlarında “hark” ve “dere” okuduğundan değişir sınırlı olup, tapu kaydının miktarından fazla dava dışı 152 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü Mahkemece belirlendiğinden, dayanılan kaydın artık çekişmeli taşınmaz bölümünü kapsamasının söz konusu olmadığını, ihtilafın dava tarihi itibariyle davacı lehine imar ihya yoluyla zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine yönelik olduğunu, yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte kullanılmaya başlanıldığı, nasıl kullanıldığı, imar ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşullarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, aynı keşifte ziraat mühendisi, fen elemanı, jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifeti ile dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait ve üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aleti ile inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerinin başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerektiği ” belirtilerek bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Çat Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/12/2019 tarihli 2019/16 Esas, 2019/82 Karar sayılı kararıyla, davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerektiği, ekonomik amaca uygun zilyetlik olması gerektiği, dosya içerisinde alınan ziraat raporlarında taşınmaz bölümü üzerinde herhangi bir zirai faaliyetin yapılmadığı ve ayrıca herhangi bir imar-ihya olgusunun gerçekleşmediğinin belirtildiği dolayısıyla zilyetlik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacının davasının reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı özetle; açtığı davanın ilk başta kabulüne karar verildiğini, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince eksik keşif yapıldığı, ziraat bilirkişisinden uygun rapor alınması gerektiği, 3 farklı tarihli hava fotoğrafının incelenmesi gerektiği belirtilerek bozulduğunu, dava konusu yerin evinin önü olduğunu, dere ile evi arasında yol olmadığını, mevcut duvarı taşkınlardan dolayı hem de ağıl yapmak için ördüğünü, jeodezi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda yol olup olmadığının tespit edilemediğini, ziraat bilirkişi raporunda dava konusu yerin yol olarak kullanılmasının hane halkının mahremiyetine zarar vereceğinin belirtildiğini, dava konusu yere 1960 yılından beri zilyet olduğunu, zilyetlik için zirai faaliyetin gerekmediğini belirterek, ret kararının bozulmasını talep etmiştir.

6.Gerekçe

6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi uyarınca tescili istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3) numaralı bendinde yer verilen Mahkemenin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle davacının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.