Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4412 E. 2022/3433 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı olarak davacı tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını ispat edip edemediği ve terekeye dahil taşınmaz için tek başına dava açıp açamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın kendisine nasıl intikal ettiğini ispat edememesi ve taşınmazın terekeye ait olması nedeniyle, terekeye dahil taşınmaz üzerindeki haklar için diğer mirasçılarla birlikte dava açması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ... ada ... parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi ... adına tapuya kayıt ve tescil edildiğini, oysa bu taşınmazın davacının murisi ...’a ait olduğunu ve ölümü ile mirasçılarına intikal ettiğini, tüm hisselerin davacı tarafından diğer mirasçılardan satın alındığını belirterek tapu kaydının iptali ile davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın davacı ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını belirterek reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/06/2015 tarihli ve 2013/822 E., 2015/284 K. sayılı kararıyla; davacının dava konusu taşınmazı muris ...’ya ait olduğu iddiası ile eldeki davayı açtığını, yapılan incelemede ...'nın davacıdan başka mirasçılarının da olduğunun anlaşıldığı, elbirliği halinde mülkiyet olması nedeniyle tereke adına 3. kişi konumunda olan davalıya karşı tek başına dava açarak adına tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden önce davacının dedesi ve muris ... adına tapuda kayıtlı olup dedesinin ve babasının ölümü ile taşınmazın tamamının davacıya intikal ettiğini, kadastro tespiti ile davalıların murisi adına tapu kaydının oluşturulduğunu, davacının tek başına zilyet ve malik bulunduğunu, taşınmazda elbirliği mülkiyetin söz konusu olmadığını, taşınmazın tamamının davacıya ait olduğunu, Mahkemenin gerekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’

3.2.4. TMK 640. maddesi “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.

Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Mahallinde yapılan keşif ve alınan beyanlara göre davacı, çekişmeli taşınmazın kendisine nasıl intikal ettiğini ispat edemediği, bu durumda iddiaların ileri sürülüş biçimine göre taşınmazın terekeye ait olduğu, tereke adına 3. kişi konumunda olan davalılar aleyhine tek başına dava açamayacağından dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre (III) numaralı bentte yer verilen İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesi kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.