"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİ
Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalılar Hazine, ..., Şanlıurfa ... vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği yaklaşık 72 dönüm ve 12.500 metrekare yüzölçümlü taşınmaz bölümlerinin daha önce taşlık niteliğinde iken davacı tarafından ihya edilmek suretiyle kullanıldığını ve bu malik sıfatı ile zilyetliğinin 30 yılı aşkın bir zamandan beri devam etmekte olduğunu, davacı açısından Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde belirtilen tescil koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek, taşınmaz bölümlerinin davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunarak taşınmaz bölümlerinin Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Dahili davalılar, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 30/10/2012 tarihli ve 2008/61 Esas, 2012/493 Karar sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamından, alanın 20 yılı aşkın süreden beri imar ve ihya çalışmalarının tamamlanarak tarım arazisi haline getirildiği ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinme süresinin ve koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile Şanlıurfa ili, Merkez ilçesi, Yenice köyünde bulunan ve fen bilirkişileri ... ve .......... tarafından dosyaya sunulan 19.10.2011 havale tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 13.253,81 metrekare yüzölçümlü ve (B) harfi ile gösterilen 69.031,40 metrekare yüzölçümlü iki parça taşınmazın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 10/12/2013 tarihli ve 2013/427 E., 2013/18749 K. sayılı kararı ile; “...taşınmaz bölümlerinin kayalık ve taşlık niteliğinde 1960 yıllarında yapılan tapulama çalışmaları sırasında tapulama harici bırakılan yerlerden olduğuna göre, taşınmazların niteliği konusunda oluşan duraksamanın giderilmesi açısından davanın açıldığı 22.01.2008 tarihinden geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait (1978-1988 yılları arasında) iki ayrı zamanda çekilmiş yüksek çözünürlüklü hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenmiş fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaların ise, Kadastro İl Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, dava konusu her iki taşınmaz bölümünü kapsayan ve komşu parselleri gösteren birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosyaya eklenmesi, getirtilecek pafta üzerinde yapılacak inceleme sonucu komşu parsellere ait kadastro tutanakları ve ekleri ile kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının da ilgili yerlerden istenilmesi, keşif gününün belirlendiği 18.07.2011 tarihli yargılama oturumunda keşif ile ilgili ara kararı üzerinde yapılan incelemede, sadece 06.10.2011 tarihinde keşif yapılmasına denilmiş, yerel bilirkişi ve tanıkların ne şekilde dinleneceği konusunda bir açıklamaya yer verilmemiştir. 02.12.2009 tarihli ara kararı ile de keşif günü belirlenmiş ancak bu tarihte belirlenen keşif gününde keşfin yapılmadığı, yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenilmesi konusunda herhangi bir uyarının ara kararında yer almadığı daha sonraki ara kararlarında da yerel bilirkişi ve tanıkların ne şekilde çağrılıp dinlenmesi konusunda bir bilginin içerilmediği saptandığından bu şekilde belirlenen keşif ara kararının yöntemine uygun olduğu söylenemeyeceğinden yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nın 243 ve 244. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması halinde keşif yerinde dinlenmeleri, hava fotoğrafları ile Kadastro İl Müdürlüğünden getirtilen paftalar jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi ya da bilirkişiler aracılığıyla komşu parsellere ait kayıt ve belgelerle birlikte zemine uygulanması, hava fotoğraflarının ve Kadastro Müdürlüğünden getirtilen paftaların çekildikleri ve düzenlendikleri tarihlere göre dava konusu taşınmazların kayalık veya taşlık niteliğinde bulunup bulunmadıkları, imar ve ihya edilerek kültür arazisi haline getirilip getirilmedikleri, anılan belgelere ve fotoğraflara göre imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, yaklaşık hangi tarihte tamamlandıkları, yerel bilirkişi ve tanıklardan da yararlanılarak komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisinin üzerinde işaret ettirilmesinin sağlanması, davacının dava konusu taşınmaz bölümlerinin hangi tarihte imar ve ihyasına başladığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdüğü, emek ve para masrafını nasıl yaptığı ve böylece imar ve ihyayı hangi tarihte tamamladığı hususlarının ayrıca yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak belirlenmesi, teknik bilirkişi ve bilirkişilerden gerekçeli, denetime açık rapor ve kroki istenilmesi, bunun dışında üniversitenin toprak kürsüsünde toprak konusunda uzman daha önce götürülmeyen ziraatçi bilirkişiler aracılığıyla taşınmaz bölümleri ile çevrelerinin toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerlerin yaklaşık hangi tarihten itibaren kültür arazisi olarak tasarruf edildiklerini, yaklaşık imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konusunda görüşlerini içerir gerekçeli ve denetime açık rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/12/2017 tarihli ve 2014/85 E., 2017/798 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların dava tarihi itibariyle 23 yılı aşkın süreden beri imar ihyasının tamamlanmış olduğu, dava konusu alanlarda taşların temizlendiği, toprak işlemesinin düzgün yapıldığı, (A) harfi ile işaretli alanda kapama antep fıstığı ağaçlarının dikili olduğu, B harfi ile işaretli alanda arpa ekili olduğu, taşınmazların makineli tarıma elverişli olduğu ve taşınmazlarda ekonomik anlamda bir tarımsal üretimin yapılabileceği dava konusu alanlarda imar ve ihya işlemlerinin tamamlandığı ve özel mülkiyete konu olabilecek alanlardan olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile Şanlıurfa ili, Eyyübiye ilçesi, Şahinler Mahallesi'nde bulunan ve fen bilirkişileri ... tarafından dosyaya sunulan 25.05.2015 havale tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen 13.253,81 metrekare yüzölçümlü ve B harfi ile gösterilen 69.031,40 metrekare yüzölçümlü iki parça taşınmazın aynı ada son parsel numarası verilmek suretiyle davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar Hazine, ..., Şanlıurfa ... vekilleri ayrı ayrı temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, bozma kararında yer alan eksikliklerin tamamlanmadığını, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Mahkemece eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı Şanlıurfa ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, davacı tarafından herhangi bir imar ihya çalışması yapılmadığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Mahkeme tarafından eksik inceleme ve araştırma yapıldığını, Kadastro Kanunu'nun 14. ve Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde yer alan şartların oluşup oluşmadığının tespit edilmediğini, davacı tarafından imar ihya olgusunun ispat edilemediğini ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Çekişme konusu taşınmaz bölümleri, 1965 yılında yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında kayalık-taşlık vasfıyla tescil harici bırakılmıştır.
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “ düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3.Değerlendirme
Kararın (IV/2.) numaralı paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) numaralı paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; yerinde bulunmayan davalılar Hazine, ... ve Şanlıurfa ... vekillerinin ayrı ayrı temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 44,80 TL bakiye onama harcının temyiz eden ... ve Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/J maddesi uyarınca davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.