Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4427 E. 2022/2994 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından 20 yıllık zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla tapuya tescilinin talep edilmesi üzerine, taşınmazın niteliği ve zilyetlik koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın yol vasfında olmadığı, davacının 20 yıllık zilyetlik koşullarını sağladığı ve taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını kazandığı gerekçesiyle mahkemenin tapu tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Domanıç ilçesi, Ilıcaksu çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında yol olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır.

I. DAVA

Davacı, Ilıcaksu çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde lehine 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin dolduğunu ve böylece taşınmaz üzerinde edinme koşullarının gerçekleştiğini ileri sürerek adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğunu, umumun faydalanmasına açık olduğunu, bu nedenle kişiler adına tescilinin mümkün olmadığını, bir an için taşınmazın zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek biçimde iktisabının mümkün olduğu kabul edilse dahi davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 20.06.2018 tarihli ve 2015/477 Esas, 2018/710 Karar sayılı kararıyla, 09.10.2017 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 165,34 metrekaerelik bölümün kadastro çalışmaları sırasında paftasında ve fenni evraklarda yol olarak bırakıldığı ancak söz konusu bölümün öncelerde yol olarak kullanılmadığı, bahçe, tarım arazisi olarak kullanıldığı, davacı ...'un da söz konusu yeri bahçe, tarım arazisi olarak kullandığı, söz konusu yer ile 165 ada 41 parsel arasında belirgin bir sınır olmadığı her iki yer arasında kot farkı bulunmadığı, söz konusu parselin dava konusu yer ile bütünlük gösterdiği ve yol niteliğinde olmadığı, ark yeri ile dava konusu alan arasında sınır mevcut olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile çekişmeli taşınmaz bölümünün davacı adına kayıtlı 165 ada 41 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek üzere tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ve davacı lehine iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan 09.10.2017 tarihli teknik krokide (A) harfiyle gösterilen 165,34 metrekaelik bölümün taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV-3) numaralı paragrafta yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ

Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına kesin olmak üzere 11/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.