Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4447 E. 2022/3273 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmazların tapu kaydının iptali ve davacı adına tescilinin talep edildiği davada, davacının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet edinip edinmediği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen zilyetliğin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarını taşımadığı ve Hazine adına tescilli taşınmazlar üzerinde davacıların ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, Mahkemece uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bayburt ili, Merkez ilçesi, Yoncalı köyü sınırları dahilinde bulunan 136 ada 289 parsel ile 126 ada 70 parsel numaralı gayrimenkullerin tamamının kadastro çalışmaları sırasında Maliye adına "hali arazi" vasfı ile tescil edildiğini, dava dilekçeleri ekinde sundukları krokide çizili bulunan 126 ada 70 numaralı parsel sınırları içerisinde kalan "B" harfi ile gösterilen 15.395,62 m2'lik alan ile 136 ada 289 numaralı parsel sınırları içerisinde kalan krokide "A" harfi ile gösterilen 29.547,57 m2'lik alanların tapu kayıtlarının iptali ile irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı Hazine vekili duruşmada alınan beyanında davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacının murislerinin dava konusu taşınmazda zilyet olduğu iddiası öncelikli olarak kabul görmediği, zilyet olduğu kabul edilse dahi davacının murislerinin, kendiliğinden yetişen otları biçerek zilyetlik iddialarının, kanunun aradığı şekilde bir zilyetlik olmadığı, bunun yanında zilyetlikten bir kişinin edinebileceği tapu miktarının, kuru arazide 100 dekar iken davacının murisleri tarafından bu miktarın çok fazlası ile zaten edinilmiş olduğu değerlendirilerek, dava açma haklarının olmadığı kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25/02/2014 tarihli 2013/13753 E. -2014/1488 K. sayılı kararıyla; “Taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20-25 yıl öncesine ait üç ayrı tarihte çekilmiş hava fotoğrafları ile davacının dedesi adına belgesizden tespit gören taşınmazların kadastro tutanak suretleri getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiler kurulu ve fen bilirkişisi huzuruyla yeniden keşif yapılmasının” gereğine değinilerek bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda kazandırıcı zamanaşımı ile mülk edinme şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

4. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. İkinci Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 20/03/2019 tarihli 2016/7490 Esas 2019/1983 Karar sayılı kararıyla; "Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin ham toprak niteliğinden farklı bir nitelikte bulunmadığı, herhangi bir imar-ihyanın yapılmadığı ve taşınmaz bölümleri üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı, dava konusu taşınmaz bölümlerinde TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine öngörülen zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediğinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu" gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

6. Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 30/01/2020 tarihli 2019/517 E. 2020/44 K. sayılı kararıyla, sübut bulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

7. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin Yargıtayın önceki bozma kararı ile çelişir nitelikte karar verdiğini, eklemeli olarak taşınmazın otu biçilmek suretiyle kullanıldığını, harita ve jeodezi raporunda kesin kanaat olmayıp yanılma payı olduğunu belirttiği halde bozma kararında gerekçe yapıldığını, bu rapordan davacı aleyhine sonuç çıkarmanın hakkaniyete aykırı olduğunu, ziraatçi bilirkişi raporu ile harita ve jeodezi raporu arasında çelişki bulunmadığını, çelişki olsa dahi ziraatçi bilirkişi raporunun hükme esas alınması gerektiğini öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.

9.3. Değerlendirme

9.3.1. Çekişmeli 136 ada 289 ve 126 ada 70 parsel sayılı taşınmazlar hali arazi vasfı ile senetsizden Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

9.3.2. Davacı taraf, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescilini talep etmiştir.

9.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere göre, hükmüne uyulan (IV/5.) no.lu paragrafta belirtilen bozma kararı uyarınca işlem yapılarak (IV/6.) no.lu paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve kesin bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.