"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında davanın reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili, çekişmeli 101 ada 146, 153, 159, 163, 180, 188, 270, 285 ve 430 parsel; 102 ada 37 parsel ile 103 ada 64 parsel sayılı taşınmazların yapılan kadastro çalışmaları esnasında müvekkilerinin babaları muris ... oğlu ... ile birlikte hatalı olarak kardeşleri olan davalıların adlarına tespit yapılarak tapuya tescil ettirildiğini, 101 ada 188 numaralı parsel üzerinde "B" harfi ile belirtilen ... ... ... tarafından inşa ettirildiğini ve yine 102 ada 37 numaralı parsel üzerinde bulunan ev ile ilgili "... İki Katlı Ev ... Evlatları ... ve ...'lara aittir" şerhinin de hatalı olduğunu kadastro görevlilerince bu tespitin hatalı ve hukuka aykırı olarak yapıldığını, ... köyü sınırları içerisinde yer alan 101 ada 146, 153, 159, 163, 180, 188, 270, 285, 430 ile 102 ada 37 parsel ve 103 ada 64 parsel sayılı taşınmazların müvekkileri ile kardeşleri olan davalıların anneleri ... ve babaları ...'lara babalarından ve atalarından miras yoluyla intikal etmişken davalıların anneleri ...'nin yaşlılığından, felçli ve ağır hasta olmasından bu nedenlerle de akli melekelerinin yokluğundan faydalanarak, annelerini kandırarak, onu hataya düşürerek muvazaalı işlemler ile hisselerini 27/02/1997 tarihinde noterlik senedi ile görünürde satın almış gibi göstermişlerse de gerçekte kendilerine bağış yaptırdıklarını, çünkü muris ...'nin düzenli olarak emekli maaşı aldığını, bu yaşta paraya ihtiyacı olmadığını, vefat ettikten sonra terekesinden satışa konu paranın da çıkmadığını, davaya konu 102 ada 37 numaralı parselin üzerinde bulunan "İki Katlı ... Ev'in yapımına 1988 yılında başlandığını, iki katlı ... evin anne ..., baba ... ve müvekkilerinden ...'in maddi ve davalılar da dahil olmak üzere bütün ailenin manevi katkılarıyla yapıldığını,1990 yılında tamamlandığını, 101 ada 188 numaralı parsel üzerinde bulunan "B" harfi ile belirtilen ... ise tarafların anneleri ... ... değil, tarafların babaları olan ... tarafından yapıldığını, yaptırıldığını, bu nedenlerle Devrek ilçesi ... köyü sınırları içerisinde yer alan 101 ada 146, 153, 159, 163, 180, 188, 270, 285, 430 parseller, 102 ada 37 parsel, 103 ada 64 parsel ve yine 102 ada 37 numaralı parsellerin davalılar adlarına olan kayıtlarının iptali ile mirasbırakan ...'den intikal eden hisselerin verasete iştirakli malik sıfatıyla yasal mirasçıları adına tesciline karar verilmesini, 102 ada 37 numaralı parselin üzerinde bulunan ve tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı "... iki Katlı Ev ... Evlatları ... ve ...'lara aittir." şerhinin iptali ile mirasbırakan ... oğlu ...'dan intikal eden hisselerinin verasete iştirakli malik sıfatı ile yasal mirasçıları adlarına beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesini, 101 ada 188 parsel üzerinde bulunan "B" harfi belirtilen "..." davalılar adına olan kayıtlarının iptali ile tarafların babaları muris ... oğlu ...'dan intikal eden hisselerinin verasete iştirakli malik sıfatıyla yasal mirasçıları adına beyanlar hanesine şerh edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar 24/01/2013 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların ortak muris babaları ... oğlu ...'ten intikalen gelmediğini ortak muris ... oğlu ...'in ... köyünden olmayıp ... köyünden damat olarak geldiğini, dava konusu taşınmazın davacılar ..., ... ve ... ile müvekkilerinin murisi anneleri ... ...'ya ait olduğunu, ancak ... ...'nın bu taşınmazları müvekillerine devrettiğini, 1980 yılından beri müvekkillerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu, ortak murisin noter senedi yapıldığı tarihlerde sağlıklı bir kişi olduğunu, noter senedinin geçerli olduğunu, bu senet yapılmadan önce noter tarafından aldırılmış sağlık raporunun mevcut olduğunu, bu nedenle davacı tarafın hile ve muvazaa iddiasının asılsız olduğunu, davacı tarafın 102 ada 37 parsel üzerindeki 2 katlı ... ev ile ilgili taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, 2 katlı evin 1990, 1991 yıllarında davalı müvekkil ... ve kardeşi ... tarafından kaba inşaatının yaptırıldığını, müvekkilerinin İstanbul iline gidip orada kazandıkları ile peyder pey köye gelip iki katlı ... evin bir katının ince işlerini dış kaba sıva hariç bitirdiğini, diğer kısımlarının hala kaba şekilde beklediğini, o günden beridir de müvekkileri tarafından kullanıldığını, 101 ada 188 parselde bulunan "B" harfi ile gösterilen samanlığın ise müvekkilerinin annesi ... ...'ya babasından kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05/04/2016 tarihli ve 2012/342 Esas, 2016/152 Karar sayılı kararıyla, davaya konu taşınmazların bulunduğu Türkmenoğu köyünde tesis kadastrosu çalışmalarının 20/04/2007 tarihinde kesinleştiği, taşınmazların tespitlerinin senetsizden yapıldığı, davacılar ve davalıların babaları ... Kabalaklının ... köyüne davacılar ve davalıların anneleri ... ile evlenmek suretiyle damat olarak geldiği, bu köyde ...'e atalarından intikal eden herhangi bir yer bulunmadığı, davaya konu taşınmazlardan 101 ada 146 parsel dışındaki taşınmazların tarafların anneleri olan ...'nin taşınmazları olduğu, ...'ye de babası ...'tan intikal ettiği, dosyaya celp edilen 27/02/1997 tarihli ve 1997 yevmiye numaralı noter senedine konu yerin 101 ada 180, 430, 102 ada 37 nolu parseller, "samanhane yeri" olarak bilinen 101 ada ve 188 sayılı parsel ve 101 ada 146 nolu parselin 1/2 payını kapsadığı, davacıların ve davalıların anneleri ...'nin söz konusu noter senedi ile bu parseldeki hisselerinin tamamını 100.000.000 TL bedel mukabilinde davalılara devrettiği, bu taşınmazlardan 102 ada 37 parsel üzerinde bulunan evin davalılar tarafından inşa edildiği,101 ada ve 188 sayılı parsel üzerinde bulunan samanlığın ise tarafların anneleri ve babaları ... ve ... tarafından inşa edildiği, bu yapıların da 27/02/1997 tarihli ve 1997 yevmiye numaralı noter senedine konu edildiği, davaya konu taşınmazlardan 101 ada 146 nolu parselin 1/2 payının tarafların annesi ...'ye ait olup,1/2 hissesinin ise tarafların babaları ... tarafından ...'nin kardeşi ...'dan satın alındığı, tarafların anneleri ...'nin bu taşınmazdaki hissesini de 27/02/1997 tarihli senetle davalılara devrettiği, dolayısıyla söz konusu taşınmazdaki baba ...'e ait hissenin ölümüyle birlikte miras payları oranında mirasçılara intikal ettiği, 27/02/1997 tarihli ve 1997 yevmiye numaralı noter senedine konu edilmeyen 101 ada 163, 153, 159, 270, 285 ve 103 ada 64 nolu parsellerin ise tarafların anneleri ...'ye ait olup, davalılara devredildiği bu taşınmazların malik sıfatı ile davalıların zilyet ve tasarrufunda bulunduğu, davacıların bu taşınmazlar üzerinde zilyetlik ve tasarruflarının bulunmadığı, davalılara verilen bu taşınmazlar karşılığında anne ...'nin bir kısım taşınmazları ve büyük/küçük baş hayvanları satmak suretiyle davacılara Zonguldak İlinde taşınmaz satın aldığı, her ne kadar davacılar tarafından 27/02/1997 tarihli ve 1997 yevmiye numaralı noter senedine konu temliklerin muvazaalı olduğu iddia edilmiş ise de o tarih itibariyle taşınmazların tapusuz olduğu nazara alındığında muvazaa iddialarının ileri sürülmesinin yersiz olacağı, kök muris ... ...'nın mezkur işleminde diğer evlatlarından mal kaçırma saikiyle hareket ettiği hususunun davacılar tarafından ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine; 101 ada 146 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının 1/2 oranında iptali ile ...'nın mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, 101 ada 188 sayılı parsele ait tapu kaydının beyanlar hanesinde kayıtlı bulunan ve "B harfi ile belirtilen ahşap samanlık ... evlatları ... ve ...'lara aittir" şeklindeki beyanının iptali ile "B harfi ile belirtilen ... 1/2 hissesi eşit hisselerle ... evlatları ... ve ...'ya, 1/2 hissesi de eşit olarak ... mirasçılarına aittir" şeklinde tapuya kayıt ve tesciline, 101 ada 153, 159, 163, 180, 270, 285 ve 430 parseller ve 102 ada 37 parsel ile 103 ada 64 parsel sayılı taşınmazlara yönelik açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde, ret kararının hukuka aykırı olduğunu, yapılan satış sözleşmesinin muvazaalı olduğunu, murisleri ... ...'nın yaşlılık ve hastalığından faydalanıldığını, annelerinin böyle bir satıştan gelecek paraya ihtiyacı olmadığını, muris anne ... ile davalıların birlikte yaşadıklarını, aralarında yapılan harici satış sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve çekişmeli taşınmazlar üzerinde murisin tüm mirasçılarının hakkı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescile ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3.2.2. Tapu siciline kayıtlı olmayan taşınmazlarda, zilyetlik mülkiyetin karinesidir. Zilyetliğin konusu taşınır, taşınmaz mallar ve haklardır. Taşınmaz mal tapulu olabileceği gibi, tapusuz da olabilir. Tapusuz taşınmazlarda zilyetliğin ayrı bir önemi ve işlevi bulunmaktadır. Tapuda kayıtlı taşınmazlarda tapu sicili mülkiyete karine teşkil ettiği halde tapusuz taşınmazlarda zilyetlik mülkiyetin karinesidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2012 gün, 2011/20-714 Esas, 2012/78 Karar)
3.3. Değerlendirme
3.3.1.Çekişmeli taşınmazlar, kök muris ...’tan çocuklarına kaldığı, ... mirasçısı ... ...’nın, ...’tan kendisine düşen paylarından bir kısmını 27.02.1997 tarihli noter senedi ile, bir kısmını ise harici satış yoluyla oğulları ... ve ...’e sattığı gerekçesiyle muhtelif paylar oranında müştereken ..., ... ve dava dışı diğer şahıslar adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Davacılar, çekişmeli taşınmazların ...’ye ait olduğunu, yapılan satış işleminin muvaazalı ve geçersiz olduğunu, ...’nin burayı ... ve ...’e satmak için bir gerekçesinin olmadığını, paraya ihtiyacı olmadığını, annelerinin yaşlılık ve hastalığından faydalanarak ... ve ...’ın burayı annesinden satın almış gibi gösterdiklerini belirterek ... ve ...'in paylarına yönelik dava açmışlardır.
3.3.3. Davalılar, anneleri ... ...’nın çekişmeli taşınmazlardaki paylarını kendilerine sattığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
3.3.4. Keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar, ... ve ...’in anne ve babası ile birlikte köyde yaşadığını, ...’nin buraları 1997 yılında ... ve ...’a sattığını, davacıların 5-10 yılda bir bayramdan bayrama köye geldiklerini belirtmişlerdir.
3.3.5. Mahkemece, ...’nin çekişmeli taşınmazdaki paylarını davalılar ... ve ...’a sattığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
3.3.6. Dava konusu taşınmazların kadastro tespiti 20/04/2007 tarihinde kesinleşmiştir. Tapusuz taşınmazlar taşınır mal hükmündedir. Taşınır mülkiyetinin kazanılması bakımından devren kazanma ve aslen kazanma söz konusudur. Devren kazanma; mülkiyetin bir kişiden diğerine geçtiği hallerdeki kazanmadır. 4721 numaralı Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesine göre; taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hallerde o şeyin maliki olur. Görüldüğü üzere madde zilyetliğin teslim yolu ile devrini mümkün kılmıştır. Zilyetliğin devrinin mülkiyeti kazanana geçirmesi için bu hususta tarafların anlaşmış olması gerekir. Ayrıca zilyetliği devredenin mülkiyeti devre yetkisi bulunmalıdır. Fakat MK.m.763 devir yetkisi bulunmasa bile bir kişiden mülkiyetin kazanılabilmesi imkanını tanımıştır. MK.m.763'ün 2. cümlesine göre, kazanan kimse iyiniyetli ise ve zilyetlik kuralları kazanmasını koruyorsa, devir yetkisi bulunmayan bir kimseden mülkiyetin kazanılması mümkündür. Devri yapanın bu devri yapmaya yetkili olmadığını kazanan kişinin bilmemesi ve bilmesinin gerekmediği hallerde devralan iyiniyetlidir. Bu, tasarruf yetkisi sınırlanmış malik bakımından, kısıtlamayı bilmemek, malik olmayan üçüncü kişilerin yaptıkları devirde ise, ya onların malik olmadıklarını bilmemek yahut da malik olmadıklarını bilmekle beraber, bunların tasarruf yetkileri bulunduğuna güvenmiş olmak tarzında ortaya çıkar (...... Kitabevi, İstanbul, 2011, s.588 vd.).
3.3.7. Toplanan deliller, alınan beyanlar ışığında somut olay incelendiğinde; Zonguldak ili, Devrek ilçesi, ... köyünde bulunan taşınmazlara yönelik davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili için açılan davada; dava konusu taşınmazlar davalılar ve dava dışı kişiler adına kayıtlı olduğundan, ispat yükü davacılar üzerinde olacaktır. 27.02.1997 tarihli noter senedinin dava konusu taşınmazları kapsadığı taşınmazların öncesininde ... ...’ya ait olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, taşınır hükmüne tabi olan tapusuz taşınmazlarda mülkiyet zilyetliğin devri ile geçeceği, taşınmazların noter senedi ve harici satış suretiyle satıştan sonra zilyetliğinin ... ve ... tarafından sürdürüldüğüne göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 113,55 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılara istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.