"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı ... vekili ve ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar 101 ada 43, 108 ada 6, 114 ada 22, 102 ada 55, 102 ada 65 ve 106 ada 102 parsel sayılı taşınmazların evvelinde tarafların kök murisi olan ...’ya ait olduğunu ve ölümünden sonra terekesinin taksime tabi tutulmadığını, böylece çekişmeli taşınmazlar üzerinde ...’dan kendilerine intikal eden miras paylarının bulunduğunu belirterek taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında müvekkili adına tespit ve tescil edildiğini, müvekkilinin taşınmazı uzun yıllardır kullandığını, taşınmazın müvekkiline babasından intikal etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kendisi adına bir tahsis kaydı bulunmadığını, babasının vasiyetinin bu yerde ev yapılıp oturulması doğrultusunda olduğunu, mal paylaşımı yapıldığını beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12/07/2016 tarihli ve 2012/550 Esas, 2016/1072 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazların evvelinde kök muris ...’ya ait iken onun ölümü ile mirasçılarına intikal ettiği, kadastro çalışmaları esnasında muris terekesinin taksimine yönelik herhangi bir fiili yahut yazılı taksim sözleşmesi bulunmadığı halde murisin oğlu ... ... tarafından taşınmazların murisin erkek mirasçıları üzerine yazdırıldığı, bu suretle diğer mirasçıların aleyhine bir durum oluştuğu, taşınmazlar üzerinde muris ...’nın tüm mirasçılarının hak sahibi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 102 ada 65, 106 ada 102 ve 106 ada 58 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, 14.12.2012 tarihli kök muris ...’nın veraset ilamı doğrultusunda davacıların miras payı oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... temyiz isteminde bulunmuş; davalı ... 23.01.2019 tarihinde temyizden feragat etmiştir.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili, temyiz dilekçesinde, çekişmeli 102 ada 65, 106 ada 102 ve 106 ada 58 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında satış suretiyle malikinin değişmiş olmasına karşın Mahkemece bu parseller yönünden davacıya ...nın 125. madde uyarınca seçimlik hak tanınmadığını, öte yandan taşınmazların kök muris ... ile bir alakasının olmadığını, ...’nın yargılama esnasında ölen eşi ...’ya müstakilen ait olduğunu; böylece yerel Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasıdır.
3.2. İlgili Hukuk
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanın da doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 s. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir.
Söz konusu maddede, “dava konusunun devri” kenar başlığı altında; "Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olurlar.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." şeklinde düzenleme getirilmiştir.
O halde, kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan anılan yasal düzenlemeler gözetilmek suretiyle, Mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılması, bu yöndeki usulü eksikliğin giderilmesi ve sonucuna göre işlem yapılarak ondan sonra bir karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davalı ... adına kayıtlı olan 102 ada 65 ve 106 ada 102 parsel sayılı taşınmazlar, yargılama aşamasında 27.02.2013 tarihli satış işlemiyle dava dışı ... ...’a devredilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacıya dava konusu 102 ada 65 ve 106 ada 102 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin HMK’nın 125. maddesi gereğince seçimlik hakkının sorulması, kullanılan seçim hakkının sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken önemli bir usul kuralı göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
V.SONUÇ:
1-Hükmü temyiz eden dava ...’nın 23.09.2019 havale tarihli dilekçesi ile temyizden feragat ettiği anlaşıldığından, bu davalı yönünden temyiz isteminin REDDİNE,
2-Davalı ...’nın temyiz itirazlarının yukarıdaki nedenle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.