Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4462 E. 2022/3742 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan ve sonradan Hazine adına tescil edilen taşınmazın zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması.

Gerekçe ve Sonuç: Davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü, Hazine'nin harçtan muaf olduğu ve bu hususun kamu düzeninden olması sebebiyle re'sen gözetilmesi gerektiği halde, yerel mahkemece harcın davacıya yüklenmesinin hatalı olduğu, ancak bu hususun düzeltilerek onanabileceği gerekçesiyle karar düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davada bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı S.. B.. vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı kadastroca tespit dışı bırakılan yaklaşık 95 dönümlük bir parça taşınmazın imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hükümleri uyarınca vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, davacının dava dilekçesinde sınırlarını ayrıntılı belirttiği taşınmaz ile ilgili açtığı davanın yersiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, dava konusu taşınmaz 3402 sayılı kadastro yasasının 16. Maddesi ve Medeni kanunun 715. maddesinde belirtilen kamu mallarından olduğunu, bu gibi yerlerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu, davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak kanunun aradığı anlamda imar-ihya şartlarını da yerine getirmediğini, dava konusu yerin zilyetlikle kazanıma uygun yerlerden olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 09.02.2012 tarihli ve 2011/188 Esas, 2012/56 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne, fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 97.772 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Hüküm, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.05.2014 tarih, 2014/667 Esas, 2014/5686 Karar sayılı ilamıyla; “Hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.05.2010 tarih, 2010/1587 Esas, 2010/2746 Karar sayılı bozma ilamında değinilen "dava tarihinden geriye doğru en az 20 yıl önce ve iki ayrı zamanda çekilmiş hava fotoğraflarının taşınmaza uygulanması ve 3 kişilik jeolog ve ziraat mühendislerinden oluşacak kuruldan taşınmazın niteliği konusunda rapor alınması, tescili istenilen taşınmazın tapuda kayıtlı olup olmadığının sorulması, sulu-kuru niteliğinin belirlenmesi ve usulünce belgesiz araştırması yapılması" hususlarında gereğinin ifa edilmediği, bozma ilamından sonra belgesiz araştırmasının yapılmadığı, bozma ilamında 3 kişilik jeolog ve ziraat mühendisinden bahsedildiği halde bir ziraat mühendisi ve bir jeoloji mühendisinin tahmine dayalı raporunun hükme esas alındığı, hüküm gününden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları tüm ilin mülki sınırları haline gelmiş olduğu gözetilmeksizin Ş.. B.. ve S.. B..'na husumet yöneltilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.

3.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02.07.2019 tarihli ve 2015/98 Esas, 2019/443 Karar sayılı kararıyla, çekişmeli taşınmazın dava tarihinden geriye doğru 20 yıldan fazla bir süredir davacı tarafından tarla vasfında kullanıldığı, imar ve ihyanın 20 yıldan önce tamamlandığı, dava konusu yerin zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğu, davacı tarafından emek, mesai ve para sarf edilerek taşlardan temizlendiği, hava fotoğraflarına göre de imar ve ihyanın tamamlandığı, mera vasfında olmadığı, devlet eliyle sulanan arazilerden olmadığı, kuru tarım arazisi olduğu ve talep edilen miktarın zilyetlikle kazanılabilecek sınırlarda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 07/06/2016 tarihli fen bilirkişi raporunda 678 parseldeki (A) harfi ile gösterilen 96.495,86 metreakare yüzölçümündeki bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve davalı S.. B.. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine ve S.. B.. vekili temyiz dilekçesinde, taşınmazdaki imar ihyanın tamamlanmadığını ve davacı lehine iktisap koşullarının gerçekleşmediğini belirterek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

6.Gerekçe

6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili, Hazine adına ihdasen tescilinden sonra da tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “ düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli taşınmazın yörede 1971 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakıldığı, bilahare karar tarihinden önce, 10.06.2013 tarihinde Hazine adına ham toprak vasfıyla 656 parsel numarasıyla ihdasen tapuya tescil edildiği ve hükmen ifraz sonucunda 678 parsel halini aldığı saptanmıştır.

6.3.2. Hükmü temyiz yetkisi, temyizde hukuki yararı bulunmak kaydıyla davanın taraflarına ve aleyhine hüküm kurulan üçüncü kişilere aittir. Somut olayda; dava; kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olmakla beraber davaya konu taşınmazın yargılama sırasında idari yoldan Hazine adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğünün kabulü zorunludur. Şu halde hükmü temyiz eden S.. B..nın çekişmeli taşınmazın kayıt maliki olmadığı, ayrıca bağımsız hak talebi ile çekişmeli taşınmazlar hakkında açılmış bir davası ya da yargılama sırasında eldeki davaya katılma talebi de bulunmadığı gibi, temyiz isteğinde bulunanın aleyhine bir hüküm de kurulmadığı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; davanın tarafı olmayan, hükmü temyizde de hukuki yararı bulunmayan S.. B.. vekilinin temyiz inceleme isteminin reddi gerekir.

6.3.3. Davalı Hazine vekilinin temyiz istemine gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Hazinenin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davanın tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğü ve Hazine aleyhine açılan davanın kabul edildiği anlaşıldığına göre, yargılama gideri olan harcın Hazinenin harçtan muaf olduğu ve harç hususunun kamu düzeninden olması nedeniyle re’sen incelenmesi gerektiği hususu gözetilerek karar verilmesi gerekir iken, hüküm fıkrasının 2. fıkrasında davalı Hazinenin harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilmesi isabetsiz olup, harca yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirmediğinden düzeltilerek onanması gerekir.

V. SONUÇ

1.Davalı S.. B.. vekilinin kararın (IV/6.3.2.) numaralı paragrafında açıklanan nedenlerle hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından, temyiz isteminin REDDİNE,

2.Davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

3.Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının (IV/6.3.3.) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 2. fıkrası hükümden çıkarılarak; 2. fıkra olarak yerine "2- Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan davalıdan harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafından yatırılan 67,50 TL peşin harç ve 2.420,80 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 2.488,30 TL harcın davacıya iadesine," cümlesinin yazılmasına, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan temyiz harcının temyiz eden davalı S.. B..’na geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 09/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.