"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili ,Oltu ilçesi Damarlıtaş köyü Taşbaşı mevkiinde bulunan hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği 2 adet taşınmaz bölümünün eklemeli zilyetlik yolu ile davacının babası olan ... ...'in ve onun ölümü ile birlikte davacının zilyetliğinde olduğunu, ... ...'in tüm mirasçılarının bu durumdan haberdar olduğunu ve bir itirazlarının olmadığını ileri sürerek taşınmazların davacı adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili, 105 ada 36 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı Hazine adına kayıtlı bulunmadığından husumet nedeniyle ve 199 parselin ise, mera olarak sınırlandırılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 27/10/2010 tarihli ve 2009/211 E., 2010/225 K. sayılı kararıyla; dava konusu ilk taşınmazın tapu kütüğünde ... Budak isimli kişi adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle Erzurum ili, Oltu ilçesi, Damarlıtaş köyü,Taşbaşı Mevkiinde bulunan doğusu ..., batısı İsrafil Bozdemir, güneyi Şevket Tok, kuzeyi İrfan Budak'a ait taşınmazlarla çevrili taşınmaz yönünden davalı Hazine ve Damarlıtaş köyü tüzel kişiliği açısından husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının dava konusu ettiği 2. taşınmazın ise 3402 sayılı Kanunu'nun 16 (B) maddesine göre sınırlandırılmasına karar verilerek mera vasfı ile orta malı olarak tespit gördüğü ve tespit kararının 20/01/2006 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, o halde bu taşınmazda tapu kütüğünde mera vasfı tapu kütüğünde kayıtlı olduğu görülmekle olağanüstü zamanaşımı ile kazanımın ilk koşulunun bulunmadığı keza mera-yaylak ve kışlakların kamu malı sayıldığı, özel mülkiyete konu edilemeyeceği ve TMK 713 gereğince zamanaşımı ile kazanılamayacağı da anlaşıldığı gerekçesiyle, Erzurum ili, Oltu ilçesi, Damarlıtaş köyü, Taşbaşı Mevkiinde bulunan doğusu: Mesrur Özütürk, batısı: Kamacı, güneyi: yol ve Molla çayırı, kuzeyi: Recep Aldemir'e ait taşınmazla çevrili taşınmaz yönünden davanın reddine dair karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 27/12/2012 tarihli ve 2012/12988-13270 K. sayılı kararıyla; “ ...dava konusu edilen ve mahallinde yapılan keşif sonucu 105 ada 36 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğu belirlenen taşınmazın dava dışı ... Budak adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığına, tapu iptali ve tescil davalarının tapuda kayıt maliki olarak gözüken kişiye karşı yöneltilmesi gerektiğine göre davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin bu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına, davacı vekilinin 199 parsele yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece taşınmazın mera vasfı ile kayıtlı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmadığı, dava konusu 199 parselin 20.12.2005 tarihinde yapılan kadastro tespitlerinde kadimden beri köyün merası olduğundan mera olarak tespit edildiği, tutanağa yönelik Mahmut Celal adlı üçüncü şahsın itirazı üzerine Oltu Kadastro Mahkemesinin 20.06.2006 tarih ve 2006/33-124 Esas ve Karar sayılı kararı ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi ile mera olarak sınırlandırıldığı, dava konusu yerin öncesinin veya hâlihazır durumunun tahsisli veya kadim meralardan olup olmadığı ayrı usul ve şekilde araştırılmaya tabi olduğu,zira tahsisli ve kadim meraların oluşumu itibariyle farklılıkları olduğu vurgulanarak, meradan yararı bulunmayan komşu köyler halkı arasından yöreyi bilen yaşlı bilirkişilerin Mahkemece belirlenmesi, aynı şekilde komşu köylerde ikamet eden tanıklarını bildirmeleri konusunda taraflara süre ve imkan tanınması, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların, ...nın 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılması, aynı Kanun'un 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmesi, ziraat mühendisi, kadastro fen bilirkişisi, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının bulunup bulunmadığının usulüne uygun ve tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Komutanlığından sorularak getirtilmesi, getirtilen hava fotoğrafları üzerinde keşif sırasında gerekli inceleme yaptırılarak taşınmazın meradan elde edilen yerlerden olup olmadığı, taşınmaz üzerinde ekonomik amacına uygun tarımsal zilyetliğin hangi tarihte başladığı ve kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün belirlenmesine çalışılması, tanık ve yerel bilirkişi sözlerinin, bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkinin ...nın 261. maddesi uyarınca giderilmesine çalışılması, ...nın 290/2. maddesi gereğince birlikte keşfe götürülecek uzman bir fotoğrafçı aracılığıyla taşınmaz ve çevresinin yakın plan panoramik fotoğrafları çektirilerek Mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/12/2017 tarihli ve 2013/195 E., 2017/1001 K. sayılı kararıyla; Oltu ilçesi, Damarlıtaş köyü, Taşbaşı mevkiinde bulunan 105 ada 36 parsel yönünden dava konusu edilen taşınmazın dava dışı ... Budak adına kayıtlı olması nedeniyle husumet yönünden reddedildiği ve bu haliyle de Yargıtay tarafından hükmün 105 ada 36 parsel yönünden onandığı gerekçesiyle 105 ada 36 parsel yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dava konusu diğer taşınmaz olan 105 ada 199 parsel içerisinde yer alan kısım için ise; mahalli bilirkişi beyanlarında diğer mirasçıların davacının babasından kalan Oltu'daki yerleri aldıklarını bildiğine dair beyanları ve tüm mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında da dava konusu yerin davacıya babasından kaldığı, davacının kullandığı yönündeki beyanlara itibar edildiği ve Yargıtay ilamında da bu beyanlara itibar edilerek davacıya babasından kaldığı yönünde kanaat edinildiği ve bu yönden bir bozma yapılmadığı, dolayısıyla da bu yönüyle usuli kazanılmış hak oluşturacağı; mera parseli içerisinde kalan dava konusu taşınmazın kadim mera olup olmadığı hususunun araştırılması için dosyanın bu parsel yönünden bozulduğu anlaşıldığından ve bu yönde tahkikat yapıldığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu köyün 6360 sayılı Kanun hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak Oltu Belediyesine katılması nedeniyle, görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanun gereğince Oltu Belediyesinin davaya davalı olarak dahil edildiği ve aynı sayılı Kanun uyarınca Erzurum Büyükşehir Belediyesine de tebligat yapıldığı, dava konusu taşınmazın mera araştırması için Oltu Kaymakamlığı İlçe Özel İdare Müdürlüğüne yazılan müzekkereye 11/12/2013 tarihinde verilen cevapta "mera kaydı yapılmadığı, mera tahsis tutanağının bulunmadığının" bildirildiği, Erzurum Valiliği İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 12/12/2013 tarihli yazısında ise mera tahsis evraklarının gönderildiğinin görüldüğü, 06/09/2013 tarihli mera tespit tutanaklarında 105 ada 199 parselin 664,506 dekar olduğu ve kuzeyi, güneyi, doğusu, batısı kültür arazileri ile çevrili şeklinde tespitte bulunulduğu, mera tahsis kararının 23/09/2013-22/10/2013 tarihleri arasında ilan edildiğinin görüldüğü, yapılan keşifte mahalli bilirkişilerin bir kısmının öldüğü bir kısmının da Jandarma tarafından ulaşılamadığı için köyün, re'sen bulunan, en yaşlı kişisi ile muhtarının beyanlarının alındığı ve davaya konu edilen kısmın merayla ilgisi olmadığı kadim mera olmadığı çevresinin de kültür arazileriyle kaplı olduğuna dair beyanlarına itibar edildiği, ziraat bilirkişilerinin ve özellikle de hava fotoğrafları ile stereoskopik mikroskobik inceleme yapan jeodezi bilirkişisinin raporlarına itibar edilerek; mera tahsis kararı öncesinde dava konusu edilen taşınmazın kadim mera olmadığı, çevresindeki kültür arazilerine kıyasla sınırlarının belirli olduğu uzun yıllardan beri tarımsal faaliyette kullanıldığı, Komisyon tarafından mera olarak tahsis edildiği tarihe kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf ve zilyetliğinde bulunduğu kanaatine varıldığı, bu tip davalarda da davalılar yasal hasım olduğundan taraf vekillerine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Erzurum ili, Oltu ilçesi, Damarlıtaş Mahallesi, Taşbaşı mevkiinde bulunan 105 ada 199 nolu parsel içerisinde bulunan ve 22/05/2017 tarihli fen bilirkişileri Adem Altaş ile Mustafa Yalçın'ın teknik raporunda A harfi ve kırmızı renkli olarak gösterilen 7.032,39 metrekarelik taşınmazın yeni parsel numarası verilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili, meraların zilyetlik yoluyla mülkiyetinin kazanılmasının mümkün olmadığını, hava fotoğrafı incelemesinin yetersiz olduğunu, ziraat bilkirkişilerinin raporunda ise taşınmazın sulamaya elverişli olmadığı, etrafındaki taşınmazlarla yani mera ile aynı bitki örtüsüne sahip olup yer yer sınırının belli olduğundan bahsedildiğini, bu durumda taşınmazın mera olduğunun ve özel mülkiyete elverişli olmadığının kabulü gerekeceğini, dava konusu taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığını gösteren kesin bir tespit ortaya konulamadığını, dava konusu taşınmazın mera olarak ortak kullanımda olduğunun açık olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kullanımı söz konusu olduğundan (meralar zilyetlikle kazanılamaz) gerek zilyetlik gerekse de imar ihya yoluyla iktisap koşullarının gerçekleşmediğini savunarak, temyiz isteminde bulunmuştur.
Dahili davalı ... vekili, yapılan keşif ve alınan raporların hüküm kurmak için yeterli olmadığını, dava konusu taşınmazın zamanaşımı ile kazanılamayacağını, mera parseli içerisinde yer alan ve tüm etrafı mera ile çevrili olan bir taşınmazın zilyetlik şartları gerçekleşse veya imar veya ihya edilse dahi özel mülkiyete konu olmasının mümkün olmadığını savunarak, temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
Kamu malları başlıklı 16/B maddesinde “Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17. maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz."
6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun 297. maddesinin 2. fıkrasında “(2) Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucunda Erzurum ili, Oltu ilçesi, Damarlıtaş köyü çalışma alanında bulunan 664.506,31 metrekare yüzölçümlü 105 ada 199 parsel sayılı taşınmaz 20.12.2005 tarihli komisyon kararı kapsamında kaldığı belirtilerek mera vasfı ile kamu orta malı olarak sınırlandırılmış, hükmen 11.08.2006 tarihinde tescil edilmiştir. Dava ve temyize konu Mahkemece kabulüne karar verilen A harfi ve kırmızı renkli olarak gösterilen 7.032,39 metrekarelik taşınmaz bölümünün 105 ada 199 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.
6.3.2. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 tarihli, 21/9 sayılı YİBK).
6.3.3. Somut olayda; bozma kararına uyulmakla bu çerçevede araştırma ve inceleme yapılması gerekirken bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, 22/05/2017 tarihli fen bilirkişileri Adem Altaş ile Mustafa Yalçın'ın teknik raporunda A harfi ve kırmızı renkli olarak gösterilen 7.032,39 metrekarelik taşınmaz bölümünün mera olarak tahsis edildiği tarihe kadar 20 yıldan fazla süre ile tasarruf ve zilyet edildiği gerekçesiyle davacının davasının kabulüne dair karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Davacı, çekişmeli taşınmaz bölümünün babası ... ...'den kaldığını iddia edip adına tescil istemiyle dava açtığı halde, murisin başka mirasçısının bulunup bulunmadığı araştırılmamış ve çekişmeli taşınmazın davacıya ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiği, bir başka ifadeyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmamıştır. Aktif dava ehliyetinin mevcudiyeti dava şartlarından olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir. Davacının aktif dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmeden işin esasına girilemez. Öte yandan Mahkemece, komşu köyden seçilecek mahalli bilirkişiler yerine, çekişmeli taşınmazın bulunduğu köyden mahalli bilirkişiler dinlenilmiş, taşınmazın niteliğini ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarının incelenmesi olduğu halde, 1974 ve 1984 tarihine ait hava fotoğrafı temin edilerek harita mühendisi bilirkişisinden rapor alınmış ancak bu rapor, taşınmaz bölümünün evveliyatını, kullanım süresini, niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlanıp tamamlanmadığını açıklamaktan uzak, son derece yetersiz olmasına ve sadece kültür arazilerine kıyasla sınırları belirgin, tarımsal faaliyette bulunulduğu, ihya edildiği veya otunun biçildiğinin belirtilmesiyle yetinilmesine rağmen, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle denetime elverişli rapor alınmamış, taşınmaz bölümlerinin niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden ziraat mühendisi kurulunun hüküm vermeye elverişli olmayan, taşınmaz bölümünün mera parselinden nasıl ayrıldığı, mera ile arada doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığı ve taşınmazın meradan açılan bir yer olup olmadığını açıklamayan yetersiz ve soyut içerikli raporu ile yetinilmiş, davacı ve murisi hakkında yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması yapılmamış, bilirkişi ve tanıkların beyanlarının doğruluğu, komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmemiş ve maddi olaylara dayanmayan ve hüküm kurmaya elverişli bulunmayan tanık ve bilirkişi beyanlarına dayanılarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik bir araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez.
6.3.4. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin harita sorgulama sayfasına girilerek, taşınmaz bölümlerinin bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya arasına alınmak suretiyle, buradan elde edilen verilere göre tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı dönemlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının en az üç tanesi tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğünden, bu fotoğraflardan yararlanılarak üretilmiş memleket haritaları ile en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları ise ilgili kurumlardan getirtilmeli, davacının murisi ... ...'in verasete esas nüfus kayıt örneği ya da mirasçılık belgesi dosya arasına konularak davacı dışında başka mirasçısının bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, davacı dışında başka mirasçıların bulunması halinde, davacıya çekişmeli taşınmaz bölümünün kendisine veya mirasçılarına ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiğini açıklamak ve delillerini bildirmek üzere süre ve imkan tanınmalı, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu tüm parsellerin tespit tutanakları ve varsa dayanakları, hükmen ya da ihdasen oluşan tapu kayıtları bulunmakta ise oluşumlarına ilişkin ilam, belge ve haritalar, davalı olanların dava dosyaları getirtilmeli, davacı ve murisi ... ... adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı Tapu, Kadastro ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, varsa söz konusu taşınmazların kesinleşme durumlarını gösterir şekilde kadastro tutanak örnekleri ve tapu kayıtları temin edilmeli, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra da mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 1 jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, 1 fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6.3.5. Yapılacak keşifte, dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, evveliyatı itibariyle kadim mera vasfında olup olmadığı, çekişmeli taşınmazın komşu mera parselleri ile arasında doğal ya da yapay ayırıcı bir unsur bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümü evveliyatı itibariyle mera vasfında değilse, kime ait olduğu, zilyetliğin ne zaman başladığı, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, zaman içinde sınırlarında mera yönünden genişleme olup olmadığı ,öncesi itibariyle davacının murisi ... ...'e ait olması halinde davacıya ne şekilde (bağış, satış, taksim vs.) intikal ettiği, taşınmaz bölümü imar-ihyaya muhtaç yerlerden ise nasıl ve ne şekilde imar-ihya edildiği, imar- ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeli, yerel bilirkişi ve tanık beyanları komşu parsel tutanak ve varsa dayanakları ile denetlenmeli;
6.3.6. Ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın tarımsal niteliğini bildiren, komşu mera parselleriyle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazın toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü, zilyetlikle mülk edinilebilecek yerlerden olup olmadığını ve mera parselinden nasıl ayrıldığını açıklayan, çekişmeli taşınmazın her yönünden tüm özelliklerini gösterir fotoğrafları çektirilerek bu fotoğraflar üzerinde parselin sınırları ve mera ile aralarındaki ayırıcı unsurlar işaretlenerek ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı;
6.3.7. Jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmaz bölümünün kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmaz bölümünün niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü, çekişmeli taşınmaz bölümü ile mera parselinin konumlarını gösteren rapor ve harita düzenlettirilmeli,
6.3.8. Fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir krokili rapor aldırılmalı;
6.3.9. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
6.3.10. Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; dava konusu taşınmazdan ifraz edilen kısmın tapu kaydı iptal edilmeden çifte tapuya yol açacak şekilde yeniden tapuya tesciline karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden dahili davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.