Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4526 E. 2022/3324 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin davacıya ait olduğu ve davalıya satışının gerçekleşmediği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyeti kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının taşınmaz üzerinde 20 yılı aşkın süredir nizasız, fasılasız ve malik sıfatıyla zilyetliğinin bulunduğuna dair kadastro tutanağı ve tanık beyanları ile bu durumu doğrulayan mahalli bilirkişi incelemesi sonucunda davalı lehine kazandırıcı zamanaşımı hükümlerinin uygulanabilirliği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SİLİFKE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucundu; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I.DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların kardeş olduğunu ve... isminde bir kız kardeşlerinin bulunduğunu, ...'ın davalı ile evli olduğunu, dava konusu 106 ada 144 parsel sayılı taşınmazın davacıların mirasbırakanı ...’dan geldiğini, muris ... öldükten sonra terekesindeki bir kısım taşınmazların taksim edildiğini, bir kısım taşınmazların ise taksim edilmediğini, dava konusu taşınmazın da taksim edilmeyen hisseli olarak kullandıkları taşınmaz olmasına rağmen, kadastro sırasında hatalı olarak davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazı davalının, 22/01/1972 yılında davacı tarafın annesi ...’dan gayrimenkul satış senedi ile şahitler huzurunda bedelini peşin ödeyerek satın aldığını, satın alma tarihinden itibaren taşınmaza davalı tarafın zilyet olduğunu, 2007 yılında tapulama çalışmalarının yapıldığını, davacılar ile davalının sınır komşusu olduklarını ve 9 yıl herhangi bir itirazda bulunmadıklarını, davacıların murisi ...’in terekesinin taksim edildiğini, taşınmazın ...’a kaldığını, davacı tarafın taksim sonucu kendilerine kalan taşınmazların bir kısmını sattıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli 2016/543 E., 2018/817 K. sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

İstinaf dilekçesinde özetle; yargılamaya konu taşınmazın vekil edenlerin babası ve dedesi olan ...'dan intikal etmiş olduğunu, davalı tarafın kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı belgesizden adına tescil ettirdiğini, davalının iddia ettiği gibi taşınmazın satılmadığını, satış senedi altındaki imza ve mühürün ...'a ait olmadığını, davacı tarafın anneleri ...'ın böyle bir satıştan bahsetmediğini, taşınmazın davacılar tarafından kullanılmasına rağmen, davalı tarafından müdahale edilip herhangi bir itirazda bulunulmadığından davalının 20 yıldan fazla malik sıfatı ile zilyet olmadığını, senedin sıhhatinin davalı tarafından ispat edilmediğini, davalı tarafın çelişkili beyanlarda bulunduğunu belirterek açıklanan ve re'sen ele alınacak nedenlerle Mahkemenin ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesinin 4. Hukuk Dairesinin 02.03.2020 tarihli ve 2019/217 Esas 2020/310 Karar sayılı kararıyla, davacıların babası ...'ın 1954 yılında davacıların annesi ...'ın ise 1995 yılında vefat ettikleri, dava konusu taşınmazın taraflar arasında taksim yapılana kadar birlikte kullandıkları, taksimden sonra davalının kullanımına başladığı, davacılardan ...'ın son kullanımının 1980-1985 tarih aralığında olduğu, dava konusu taşınmaz yönünden 26.10.2006 tarihli kadastro tutanağında davalının 20 yılı aşkın bir zamandır nizasız fasılasız ve malik olmak sıfatı ile zilyet ve tasarruf ettiği tespitinin aksini gösterir dosyada delil bulunmadığı, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının bu durumu doğrular nitelikte olduğu, davacıların davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile re'sen belirlenecek nedenlerle ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Silifke ilçesi Çaltıbozkır Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 106 ada 144 parsel sayılı 8.756.74 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle belgesizden davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Dava konusu taşınmazın ...’dan geldiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmayıp ...’ın terekesinin taksim edilip edilmediği, taksim edilmiş ise ...’a kalıp kalmadığı, ...’ın çekişmeli taşınmazı davalıya satıp satmadığı noktasında ihtilaf bulunduğu anlaşılmaktadır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”, 4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi, "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükmünü içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26.30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 20/04/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.