Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4550 E. 2022/3822 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitlerine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının askıdan inme tarihinin değil, 30 günlük askı süresinin dolduğu tarihin hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul edilmesi ve davanın bu süre içerisinde açılmış olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: SÜRMENE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalının başvurusunun kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I.DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 607 ada 23 parsel ile 211 ada 7 parsel sayılı sayılı taşınmazın, davacıların kök murisi ...’dan geldiğini, terekesinin taksim edilmediğini ve davacıların taşınmazlara zilyet olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adlarına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarında belirtildiği üzere ...’ın 1957 yılında çekişmeli taşınmazları ...’a sattığını, Arslan’ın da oğlu ...’a taşınmazları sattığını dolayısı ile taşınmazların kök muristen gelmediğini, kaldı ki 1970 yılında mirasçılar arasında yapılan taksim sonucu herkesin kendi yerini kullandığını, davalının zilyet olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

Sürmene Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2019 tarihli 2017/7 Esas ve 2019/87 Karar sayılı kararıyla; kök muris ...’a ait taşınmazların mirasçıları arasında geçerli bir taksim sonucu paylaşıldığı olgusunun ispatlanamadığı, ayrıca taksime dahil edilerek taksim sonucu davacılara bırakıldığı iddia edilen dava dışı bir kısım taşınmazın hali hazırda kök muris adına tapuda kayıtlı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, dava konusu taşınmazların satış yoluyla devredildiğini, satış senetlerinin dosyaya sunduklarını, taşınmazlara davalının murisi ile mirasçılarının zilyet olduğunu belirterek, kabul kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesinin 24.01.2020 tarihli 2020/150 Esas 2020/103 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların tespitlerinin 10/01/2007 tarihinde kesinleştiği HMK'nın 92. maddesine göre davanın açılabileceği son tarihin askı ilanının son günü olan 09.01.2017 tarihi olduğunu ve bu tarihten itibaren 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 10/01/2017 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Açtıkları davanın İlk Derece Mahkemesince kabulüne karar verildiği halde Bölge Adliye Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul kararının doğru olduğunu, kabul kararının onanması gerektiğini belirterek, ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Trabzon ili, Sürmene ilçesi, Üstündal Mahallesinde 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 607 ada 23 parsel sayılı 2.169.90 m2 yüzölçümlü taşınmaz ile 611 ada 7 parsel sayılı 533.22 m2 yüzölçümlü taşınmaz tapu kaydı, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... Bakanay adına tespit edilmiş, 11/12/2006-09/01/2007 tarihleri arasında askı ilana çıkarılmış, ilan süresi içinde itiraz edilmediğinden 10/01/2007 tarihinde kesinleştirmesi yapılarak tapuya tescil edilmişlerdir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

HMK'nın 369. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde belirtilen sebepler ile Kanun'un açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususlar noktasında yapılan temyiz incelemesinde;

On yıllık hak düşürücü sürenin 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 31/2. maddesine göre tescil tarihinden, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesine göre tespitin kesinleşme tarihinden itibaren başlayacağı belirtilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinde 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile Kadastro Mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.

Kadastro çalışma alanı içinde yer alan bütün taşınmazlara ilişkin kadastro tespitleri sonuçlandıktan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11/1. maddesi uyarınca kadastro tutanakları 30 günlük askı ilanına çıkartılır ve itirazı olanların 30 günlük askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde dava açabilecekleri belirtilir. Yasa'nın 12. maddesi uyarınca, askı ilan süresi içinde itiraz edilmeyen tutanaklar kesinleşir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11/1, 12 ve 26/B maddeleri uyarınca askı ilan süresi içinde açılmayan, başka bir deyişle askı ilan süresinin dolmasıyla kesinleşen tutanaklara karşı açılan davalarda Kadastro Mahkemeleri görevli değildir. İlgililer tarafından tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içinde genel hukuk mahkemelerinde dava açılabilir.

Somut olayda, çekişmeli taşınmazlara ait kadastro tutanakları 11.12.2006 tarihinde askı ilanına çıkarılmıştır. 30 günlük askı ilan süresi 10.01.2007 tarihinde dolmuş olmasına rağmen yanlış olarak tutanaklar 09.01.2007 tarihinde askıdan indirilmiştir. Askı ilanının 30 gün yerine 29 gün süreyle bir gün eksik olarak yapılmasının, usul ve şekle ilişkin bir eksiklik olduğu ve bu şekilde yapılmasının ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesini gerektirdiği gözetildiğinde, kadastro tespitlerinin 10.01.2007 tarihinde mesai saati bitiminde kesinleştiğinde kuşku yoktur. Dolayısıyla dava 10 yıllık hak düşürücü süre içinde 10.01.2017 tarihinde açılmış olup, Bölge Adliye Mahkemesinin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddi kararı doğru değildir.

Hal böyle olunca; davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilerek İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu kararın esasına girilerek yapılacak inceleme sonucu bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile ...nın 371. maddesi gereğince Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, ...nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.