"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ KİLİS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacıların başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 406 parsel sayılı taşınmazın, davacıların kök murisi ... ...’dan geldiğini, terekesinin taksim edilmediğini ve miras paylarının devredilmemesine rağmen, davacıların, anneleri ...’ten gelen miras paylarının davalıya devredildiği belirtilerek davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek, bu payın iptali ile davacıların miras payı oranında tapuya tescilini istemiştir.
II. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Kilis 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.10.2018 tarihli ve 2016/434 Esas - 2018/446 Karar sayılı kararıyla; kök muris ... ...’ın terekesinin taksim edildiğini, her ne kadar davacı tanığı; murisin 3 kız, 3 erkek çocuğu olduğunu kızlardan ... ve ...’nin miras payını aldığını, davacıların annesi ...’nın miras payını almadığını belirtmiş ise de ...’nın diğer dava açmayan çocuğu ... ...’in imzaladığı köy senedine ve diğer tanık beyanlarına göre kız kardeşlerden iki tanesinin payını alıp ...’nın payını almaması durumunun hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davacı tarafın kadastro tutanağındaki olguların aksini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
III. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
İstinaf dilekçesinde özetle; davalının dosyaya cevap dilekçesi vermediğini, süresinde tanık ve delil dilekçesi sunmadığı, keşif yapıldıktan sonra tanık listesi sunduğunu, muvafakat vermemeleri rağmen Mahkemece duruşmada bu tanıkların dinlendiğini ve ileri sürülen yeni vakıaların hükme esas alındığını, davalının vekili olmamasına rağmen davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedildiğini, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranıldığını, tutanakta davacılara paylara karşılığı hangi taşınmazın verildiği yazmamasına rağmen, davalı tarafın belirttiği 102 ada 524 parselin verildiği davacıların bu taşınmazı 2002 yılında ...’a sattığı belirtilmiş ise de tanık olarak dinlenen ...’ın taşınmazı 1999 yılında davacılardan satın aldığını, ancak mirasın fiilen paylaşılıp paylaşılmadığı hususunu bilmediğini beyan ettiğini, köy senedinde davacıların imzaların bulunmadığını, kadastro tutanağında hisse karşılığı tapu verildiği yazılı olduğu halde bazı tanıkların hisse karşılığı davacılardan ...’in para aldığını, davacı ...'den ise hiç bahsetmediklerini, yine davalı asilin dosyaya sunduğu beyan ile davacı ...’e para verdiğini belirttiğini, murisin mallarının taksim edildiği belirtilmiş ise de kadastroda kök muris adına tescil edilen taşınmazlar olduğunu belirterek ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe ve Sonuç
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 18.02.2020 tarihli 2019/1200 Esas - 2020/200 Karar sayılı kararıyla, davaya konu 406 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanağında, "... Özkormaz’ın ölümü ile kanuni olarak mirasçı bıraktığı ... 2/36 payını, ... ... (Sert) 2/36 payını, 2002 yılında dayıları ... oğlu ...'a vererek, karşılığında Gaziantep ili, İslahiye ilçesi, Yenice köyü, Cerit Yazı mevkindeki tarladaki, ... oğlu ...’ın hissesini aldıklarını ve bu hisseyi 2002 yılında 3.000,00 TL bedelle ... ...'a satarak hak ve alacaklarını kesip devrettiklerinin'' belirtildiği, keşif mahallinde dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarının da kadastro tutanağının içeriği ile çelişmediği ve kadastro tutanağındaki bir hususun doğru olmadığını iddia eden tarafın bu iddiasını ispat etmekle mükellef olduğu, ancak davacıların bu hususun aksini ispata yarar herhangi bir somut delil sunamadığı gerekçesiyle davacıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak miras payı oranında açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2013 yılında Musabeyli ilçesi Bozkaya köyünde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 406 parsel sayılı 10.853.52 m2 yüzölçümlü taşınmaz, irsen intikal ve mirasçılar arasındaki pay devri nedeniyle 6/36 pay ... ... adına, 6/36 pay Zeki ... adına, 24/36 pay ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacıların kök muris ... ...’ın kızı ...’in çocukları olduğu, davacıların ayrı ayrı 2/36 oranında miras paylarının olduğu ve davacıların sadece ... aleyhine dava açtıkları, ...’nın davacılardan başka ... ... adında bir mirasçısının daha olduğu anlaşılmaktadır.
3.2. İlgili Hukuk
4721 sayılı TMK’nın 677. maddesi “Terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır”
3402 sayılı Kadastro Kanun'un 15. maddesi, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. ---Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.
İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.”
3.3. Değerlendirme
3.3.1. İlk Derece Mahkemesince, kök muris ... ...’ın terekesinin taksim edildiği, kız çocuklarının miras payını aldıkları, Bölge Adliye Mahkemesince çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının aksini iddia eden davacı tarafın iddiasını ispat edemediği kabul edilerek yazılı olduğu şekilde karar verilip davacı tarafın istinaf başvurusu reddedilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır.
3.3.2. Çekişmeli taşınmazın kök muris ...’ten geldiği ve terekesinin taksim edilmediği hususunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. ... mirasçılarından davacıların annesi ...’e intikal eden 6/36 miras payının, ...’nın 1996 yılında vefat etmesi üzerine yasal mirasçıları davacılar ... ve ... ile dava dışı ...’e geçtiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ... ve ...’nin annelerinden gelen 2/36'şar miras paylarını davalı dayıları ...'ya devir edip etmedikleri noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
3.3.3. Somut olayda; muris ...'in terekesi taksim edilmediğine göre, davacılara miras payının karşılığının verildiğini davalı ispatlamalıdır. Kadastro tutanağında mevkisi yazılı tarla ve dosyada ada parsel numarası belirlenen taşınmazın çekişmeli taşınmazdaki miras payına karşılık davacı ...’e verildiği gerek tanık beyanları ile mahalli bilirkişi beyanları, gerekse davalı asilin keşifteki beyanından anlaşılmakta ise de; davacı ...'ye miras payına karşılık olarak ayni ya da nakdi bir bedel verildiği davalı tarafından ispatlanamamıştır. Açıklanan bu durum karşısında, kök murisin mirasçısı ...’nın kızı davacı ...’nin miras payına yönelik açtığı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı ...’e yönelik temyiz itrazlarının reddine, davacı ...’e yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 saylılı HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın karar veren Kilis 2. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 11.05.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.