Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4557 E. 2022/3827 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili talebi üzerine, zilyetliğin kazanımı yoluyla mülkiyet hakkının doğup doğmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, miras hakkından kaynaklanan külli halefiyetle birlikte, taşınmaz üzerinde otuz yılı aşan, malik sıfatıyla, nizasız ve fasılasız zilyetliğinin bulunduğu, taşınmazın orman, mera gibi kamu malı niteliğinde olmadığı ve davacının zilyetlik yoluyla iktisabına engel herhangi bir yasal bir durumun da bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davacının Konya ili, Meram ilçesi, Gökyurt köyü 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazın çok uzun zamandır nizasız ve fasılasız, malik sıfatı ile zilyedi olduğunu, söz konusu taşınmazın davacıya babasından geçtiğini, taşınmaz üzerinde davacının zilyetlik süresinin 20 yılı aşkın olduğunu, taşınmazın bulunduğu köyde 2005-2006 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sonucu davaya konu taşınmazın sit alanı olduğu gerekçesiyle Hazine adına tescil edildiğini, kadastro tespitleri sırasında zilyetliğin davacı ...'a ait olduğunun belirtildiğini, taşınmazın kentsel arkeolojik sit alanında olmadığını, 1. Grup Kültür Varlıkları ile 1. ve 2. Derece Sit Alanları niteğinin de olmadığını ileri sürerek, 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davacının dava konusu parsel için 2863 sayılı Yasa'ya 5663 sayılı Kanunla eklenen ve 30.05.2007 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7. maddesi hükmünden faydalanmak üzere Konya Milli Emlak Müdürlüğüne başvuru yaptığını, bu başvuru üzerine yapılan inceleme sonucunda dava konusu taşınmazın devrinin 07.03.2014 tarihinde uygun görüldüğünü, taşınmazın davacıya devrine ilişkin işlemlerin devam etmekte olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş, mahkeme aksi kanatte ise tapu kaydının devrine ilişkin idari işlemin sonuçlanmasının beklenmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/11/2015 tarihli ve 2014/527 E. 2015/599 K. sayılı kararıyla; davadan önce 2863 sayılı Kanun'un geçici 7. maddesi kapsamında davacı başvurusunun idarece kabul edilmesinin sonuca etkili olmadığı, yapılan keşif, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına göre taşınmazın önceki maliki dedesinden babasına, babasının ölümüyle de mirasçılar arasında taksim sonucu davacıya kaldığı, davacının zilyetliğinin eklemeli zilyetlik ile 30 seneden fazla sürdüğü gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile bilgileri dava dilekçesinde yazılı taşınmazın davalı adına tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 24/01/2019 tarihli 2016/6969 E. 2019/237 K. sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı, Mahkemece davanın kabulü ile bilgileri dava dilekçesinde yazılı taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verildiği, ancak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi gereğince mahkemelerce verilecek hükmün, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, infazı kabil olması gerektiği halde, hüküm fıkrasında tapu kaydı iptal edilen taşınmaz bilgileri belli olmayacak şekilde hüküm kurularak infazda tereddüte yol açılmış olduğu gibi çekişmeli taşınmazın kentsel arkeolojik sit alanında kaldığı belirlendiği halde tapu kütüğünün beyanlar hanesine kentsel arkeolojik sit alanında kaldığı hususunun yazılmamasının isabetsiz olduğu,” gerekçesiyle bozulmuştur.

Hazine vekilinin bozma kararına karşı karar düzeltme isteği Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 19/09/2019 tarihli 2019/2308 E., 2019/5384 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/02/2020 tarihli ve 2019/305 E. 2020/10 K. sayılı kararıyla; davacının miras hakkından kaynaklanan külli halefiyet sebebiyle eklemeli zilyetlikle beraber, davaya konu taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edildiği tarihe kadar davaya konu taşınmaz üzerinde otuz yılı aşan malik sıfatıyla nizasız ve fasılasız zilyetliğinin bulunduğu, dava konusu taşınmazın orman, mera gibi kamu malı niteliğinde bulunmadığı, davacının zilyetlik yoluyla iktisabına engel başkaca yasal bir engelin de bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile Konya ili, Meram ilçesi, Gökyurt köyü, Damatlar mevki 145 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın tapu kütüğünün beyanlar hanesine taşınmazın Kentsel Arkeolojik Sit Alanında kaldığı hususunun yazılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olması, doğal ve kentsel arkeolojik sit alanı içinde kalması dikkate alındığında, 27/07/2004 tarih ve 25535 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5226 sayılı Yasa'nın 5. maddesi gereğince zilyetlikle mülkiyet iktisabının mümkün olmadığı, davacının 2863 sayılı Yasa'ya 5663 sayılı Kanunla eklenen ve 30/05/2007 tarihinde yürürlüğe giren geçici 7. maddesi hükmünden faydalanmak üzere Konya Milli Emlak Müdürlüğüne yaptığı başvurunun kabul edildiği, dava konusu parselin davacı tarafa devrine ilişkin işlemlerin devam etmekte olduğu bildirilerek devir işlemlerin tamamlanmasının beklenmesine karar verilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, Mahkemece devir işlemlerinin sonuçlanması beklenmeden karar verildiğini, davacı adına tapuda kayıt yapılabilmesi için devir işlemlerin sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucu Konya ili, Meram ilçesi, Gökyurt köyü çalışma alanında bulunan 145 ada 5 parsel sayılı 565,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 1/2 hissesinin davacı ...'ın, 1/2 hissesinin dava dışı İsmail Yıldız'ın zilyetliğinde olduğu belirtilerek korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğu gerekçesi ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3 Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.