Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4574 E. 2022/3956 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar tarafından, terekeye dahil taşınmazın Hazine adına tesciline karşı açılan tapu iptal ve tescil davasında aktif husumetin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılar arasında terekeye ilişkin davalarda elbirliği mülkiyeti hükümleri gereğince zorunlu dava arkadaşlığının mevcut olduğu ve terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan Hazine aleyhine açılan davada tüm mirasçıların katılımının zorunlu olduğu, davacıların mirasın tamamına değil kendi paylarına düşen kısım için dava açmalarının mümkün olmadığı gözetilerek, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, davacıların ... mirasçıları olduğunu, kök murisin ... olduğunu, dava konusu taşınmazın ise dedeleri ...'ten intikal ettiğini, taşınmazların Hazine adına tescil edildiğini ancak yerin kök muristen intikal ettiğini, davacıların yurtdışında olduklarından haklarını arayamadıklarını, ancak köylülerin bu durumu bildiklerini ileri sürerek Kayseri ili, Develi ilçesi, Derebaşı köyü 101 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras hisseleri oranında davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Develi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/12/2014 tarihli ve 2014/120 E., 2014/500 K. sayılı kararıyla; davacılar tarafından ibraz edilen tapu kayıtlarından hiçbirisinin dava konusu taşınmaza uymadığı ancak keşif esnasında davalı tanıklarının da ifade ettiği üzere dava konusu yerin ...'in malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu, davacılar murisinin söz konusu yeri ...'dan satın aldığı, taşınmazı satın aldığı tarihin 1980'li yıllar olduğu, kadastro tarihinin ise 2007 yılı olduğu, ...'in malik sıfatıyla davasız ve aralıksız ekonomik amaçlı eklemeli zilyetliğini vefat ettiği 1998 yılına kadar sürdürdüğü ve öldüğü tarih itibari ile taşınmazların zilyetlikle iktisabına ilişkin koşulları sağladığı, taşınmaz her ne kadar kadastronun yapıldığı tarihe kadar 9 yıl süreyle boş bırakılmış ise de bu sürenin zilyetliği terk olarak yorumlanamayacağı ve kadastro yapıldığı tarih itibariyle Kadastro Kanunu ve Medeni Kanun hükümleri uyarınca ... mirasçılarının taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkına sahip oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile Kayseri Develi Derebaşı mahallesi, Davlu Boyun mevkiinde bulunan 101 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 16 pay kabul edilerek birer payının ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ..., ... kızı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan 9 payın davalı üzerinde bırakılmasına dair karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 12/03/2019 tarihli ve 2016/7204 E., 2019/1676 K. sayılı kararıyla; “...4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine genel mahkemelerde açılacak davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, bir mirasçının, özellikle acele hallerde, miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde bir davanın tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemeyeceği, bu halde, diğer mirasçılarında, davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerektiği, öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine dava açması halinde ise, mirasçıların iştirak halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiği, böyle bir davanın, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilerek sonuçlandırılmasına olanak olmadığı, somut olaya gelince, muris ... ...'in bir kısım mirasçıları olan davacıların, murislerinden kendilerine intikal eden ve paylaşılmayan tereke kapsamındaki çekişmeli taşınmazın, Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek, muris ...'un terekesine karşı üçüncü kişi konumundaki Hazine aleyhine miras paylarına yönelik olarak dava açmış oldukları, murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişi aleyhine miras payına yönelik olarak açılan iş bu davada, aktif husumet ehliyetinin tamamlanma olanağı bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.

Davacılar vekilinin bozma ilamına karşı karar düzeltme isteği Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 01/07/2019 tarihli ve 2019/2623 E., 2019/5023 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Develi 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2020 tarihli ve 2019/145 E., 2020/64 K. sayılı kararıyla; muris ... ...'in bir kısım mirasçıları olan davacıların, murislerinden kendilerine intikal eden ve paylaşılmayan tereke kapsamındaki çekişmeli taşınmazın, Hazine adına tespit ve tescil edildiğini belirterek, muris ...'un terekesine karşı üçüncü kişi konumundaki Hazine aleyhine miras paylarına yönelik olarak dava açtıkları, murisin terekesine göre üçüncü kişi konumunda olan kişi aleyhine miras payına yönelik olarak açılan iş bu davada, aktif husumet ehliyetinin tamamlanma olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet nedeni ile reddine dair karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemenin kararının açıkça hak arama hürriyetini ve anayasal güvence altında olan mülkiyet hakkını ihlal eder mahiyette olduğunu, söz konusu davanın ortaklığa ait hakların korunmasına yönelik olup, Yerel Mahkemece aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkeme tarafından son celse de mahkeme aksi kanaatteyse miras şirketine temsilci atanmasına dair talepleri ve davaya diğer mirasçıların dahili taleplerinin de hukuka aykırı bir şekilde reddedildiğini, kararın, usule, Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucu Kayseri ili, Develi ilçesi, Derebaşı köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 126 parsel sayılı 6.378,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan ve tarım alanına dönüştürülmesi mümkün olan yerlerden olduğu belirtilerek, Hazine adına tespit ve tespite itiraz edilmeksizin 30/03/2007 tarihinde tescil edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.",

Miras ortaklığı başlıklı 640. maddesinde, “Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3 Değerlendirme

Kararın (IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.