"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Van ili Edremit ilçesi Gölbaşı köyünde bulunan Hazine adına kayıtlı 698 parsel sayılı taşınmazda davacının 25 yıldan fazla süredir zilyet olduğunu, taşınmaz üzerinde davacının evi ve müştemilatının bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar Hazine, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekili, ... vekili; davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/05/2017 tarihli ve 2013/504 Esas 2015/49 Karar sayılı kararıyla,davanın kabulüne, çekişmeli 698 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11/05/2017 tarihli 2015/9013 Esas, 2017/3408 Karar sayılı kararı ile yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, taşınmazın 2006 yılında Hazine adına tescil edilmeden önceki niteliğinin sorulup araştırılması, tescil harici yer ise ne sebeple tescil harici bırakıldığının sorulması, 2006 yılından geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait stereoskopik hava fotoğraflarının getirtilerek yöntemince uygulanması, taşınmazın bulunduğu yerde yerel bilirkişi, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendisi ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ile yeniden keşif yapılması, yukarıda belirtilen tarihte
çekilmiş hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aleti ile inceleme yaptırılması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre imar ihyaya muhtaç alanlardan olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, imar ihyaya muhtaç olduğunun anlaşılması halinde taşınmazın imar ihyasına hangi tarihte başlandığı, imar ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, nasıl emek ve para sarf edildiği, imar ve ihyanın tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise imar ihyanın tamamlandığı tarihten ihdasen tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının araştırılması, taşınmazın evveliyatının imar ihyaya muhtaç yerlerden olmadığının anlaşılması halinde 2006 yılında Hazine adına idari yoldan tapu kaydının oluştuğu tarihe kadar taşınmaz üzerinde kim tarafından ne sıfatla, nasıl zilyetlik sürdürüldüğünün araştırılması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen karar
Van 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/02/2020 tarihli 2017/576 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararıyla, dava konusu edilen tapulu taşınmazın idare adına tescil edilmeden önceki durumunun tarıma elverişli olmayan yer niteliğinde olduğu, hal böyle olunca taşınmazın imar-ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda imar-ihyanın bitirilmesinden taşınmazın idare adına tesciline kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolması halinde davacı adına tescil şartlarının oluşabileceği, hava fotoğraflarının incelenmesi ve taşınmazın niteliklerinin tespiti için alınan bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın 2002 yılında imar ihyasına başlandığı, taşınmazın idare adına tescil edildiği 2006 yılı itibariyle kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığının sabit olduğu, dava konusu taşınmaz yönünden yasal şartlar oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece hatalı ve eksik inceleme neticesinde hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, bilirkişi raporunun Yargıtay bozma kararında belirtilen ölçütlere uygun bir rapor düzenlenmediğini, hava fotoğrafının harita mühendisi tarafından incelendiğini, dosyada bulunan diğer delillere değer verilmeden sadece bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, ziraat mühendisi bilirkişi kurulu dava konusu taşınmazın 1988 ile 2001 yılları arasında sınırlarının net bir şekilde belirgin olduğunu ancak bunun tarımsal faaliyet sonucu oluşmadığı tamamen zemin yapısından kaynaklandığını belirtmesinin bilimsel olarak kabul görmeyeceğini, tanık anlatımlarına göre taşınmaz sınırlarının belirgin olmasının nedeninin davacı ve ailesinin kullanımından kaynaklandığını bilirkişi raporuna karşı itiraz etmiş olmalarına rağmen itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, Yargıtay tarafından ölçüt alınan hava fotoğraflarının incelenmediğini, davacının uzun süredir zilyet olduğunu belirterek ve resen belirlenecek nedenlerle Mahkemenin ret kararının bozulmasını talep etmiştir.
6.Gerekçe
6.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan daha sonra idari yoldan Hazine adına tescil edilen taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.” hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3) numaralı bendinde yer verilen Mahkemenin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.