"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde; Oğuzeli ilçesi, Yakacık köyü, 75,183, 369 ve 371 parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, bu yerlerin murisinden intikal ettiğini, bu yerlerin 70, 80 yıldan beri maliki olduğunu, bu güne kadar her hangi bir itirazın olmadığını, hatta kadastro çalışmaları sırasında taşınmazların 1973 yılında murisin adına yazıldığını, daha sonra yapılan kadastro tespiti sırasında her nasılsa davalılar adına yazıldığını, bu taşınmazlarda gerek kadastro öncesi gerekse kadastro sonrası malik sıfatı ile nizasız fasılasız zilyet olduğunu iddia ederek dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
2.1. Davalı ... cevap dilekçesinde; haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı ... ve arkadaşları vekili cevap dilekçesinde, davanın hak düşürücü süreye uğradığını, dava konusu taşınmazlar hakkında daha önce görülmüş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararının bulunduğunu, kesin hüküm itirazın da bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
III. MAHKEME KARARI
Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/01/2016 tarihli ve 2012/721 E. 2016/36 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazların 1973 yılında yapılan tespitlerde malik haneleri boş bırakılarak tutanakların Oğuzeli Tapulama Mahkemesine gönderildiği, Oğuzeli Tapulama Mahkemesinin 21/02/1980 tarih 1974/227 Esas ve 1980/168 Karar sayılı kararıyla muris İmam Bozgeyik mirasçıları olan davalılar adına tescillerine karar verilmiş olduğu, bu kararın 01/09/1988 tarihinde kesinleştiği, davacının kadastro öncesi sebeplere dayanarak yasal 10 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 24/07.2012 tarihinde dava açtığı belirtilerek davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davanın TMK'nın 713. maddesine istinaden zilyetlik sebebine dayalı olarak açıldığını, kadastro öncesi nedene dayalı bir dava olmayıp, Mahkemenin kararının yerinde olmadığını, davalılardan ...'in beyanında dava konusu taşınmazların davacıya ait olduğunu kendisinin ilgisi olmadığını açıkça ifade ettiği, ayrıca duruşmalarda bazı davalıların da davayı kabul etmiş olmasına rağmen Mahkemenin bu hususu değerlendirmediğini belirterek, hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğe ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3 maddesi, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.”
3.2.5. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 308. maddesinde, “Davayı kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.”
3.2.6. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 311. maddesinde, “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. İrade bozukluğu hâllerinde, feragat ve kabulün iptali istenebilir.”hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3.3.2. Davacı çekişmeli taşınmazların kendisine ait olduğunu ve kadastro tespitlerinin yanlış yapıldığı gerekçesiyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama aşamasında bir kısım davalılar tarafından kabul anlamına gelebilecek şekilde beyanlarda bulunulmuş ise de; bu kişilerden ..., M.Hanifi Kurt, ... ve ...’in beyanlarının kanunun aradığı şekilde davacının talep sonucuna, kısmen veya tamamen muvafakat etme şeklinde olmadığı bu kişilerin beyanlarının kabul olarak değerlendirilemeyeceği, ancak davalı ...’ın 16/01/2014 tarihli duruşmadaki beyanının kanunun aradığı şekilde kabul beyanı olduğu, feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu halde, Mahkemece bu kabul beyanına değer verilerek davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın yatırana geri verilmesine, sair temyiz itirazlarının reddine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.