"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
.... ...
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kısmen kabul kararının Yargıtay (kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin karar süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... dava dilekçesinde; Şebinkarahisar ilçesi Dereköy köyü 130 ada 47 parsel sayılı taşınmazın ... adına, 135 ada 30 ve 33 parsel sayılı taşınmazların köy tüzel kişiliği adına, 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, oysa bu taşınmazların kendisine ait olup, tespitin yanlış yapıldığını belirterek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında ölmesi üzerine, mirasçıları tarafından davanın takibi sağlanmıştır.
II. CEVAP
2.1. Davalı ... duruşmadaki beyanında, davacının köyde çift sürdüğünü görmediğini ancak tapu kaydına göre hak sahibi ise hakkının verilmesini beyan etmiştir.
2.2. Davalı Hazine temsilcisi duruşmadaki beyanında davanın reddini savunmuştur.
2.3. Davalı Köy tüzel kişiliği temsilcisi duruşmadaki beyanında davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02/2015 tarihli ve 2013/361 E., 2015/27 K. sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulüne, Şebinkarahisar ilçesi, Dereköy köyünde kain 135 ada 33 parsel sayılı taşınmaz ile 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına veraset ilamındaki payları oranında tesciline, 133 ada 47 parsel sayılı taşınmaz ile 135 ada 30 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili, davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31/10/2017 tarih, 2015/12957 E., 2017/7257 K. sayılı kararıyla; "133 ada 47 ve 135 ada 30 parsel sayılı taşınmazlar yönünden hükmün onanmasına, 135 ada 33 ve 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden araştırmanın yetersiz olduğu belirtilerek, davacının dayanmış olduğu tapu kaydının her yere uyabilecek nitelikte tapular olduğu, çekişmeli taşınmazların uygulanan tapu kayıtlarının kapsamları dışında kaldıklarının sabit olduğu, bilirkişi raporu ile yerel bilirkişi beyanları arasında çelişki olup taşınmazlar üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik durumu tam ve kesin olarak açıklanmadığı gibi temyize konu 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın orman parseline bitişik olmasına rağmen orman araştırmasının yapılmadığı, mahallinde yeniden keşif yapılarak taşınmazların üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, kimden kime nasıl geçtiği ve zilyetliğin sürdürülüş şeklinin kesin olarak belirlenmesi, 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın varsa kesinleşmiş orman tahdidine göre durumu, orman tahdidi yoksa ilgili yasalara göre orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi, yapılacak değerlendirmeden köy yerleşim yerinde kendine özgülendiğinden şüphe bulunmamak kaydıyla ev bahçesi, avlusu, arsası şeklinde kullanımın ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak değerlendirilmesi gerektiği dikkate alınarak netice hakkında karar verilmesi" gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3. Şebinakarahisar Asliye Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Şebinakarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/01/2020 tarihli ve 2018/62 E., 2020/18 K. sayılı kararıyla; yapılan keşif, alınan bilirkişi raporlarına göre 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kuru tarım arazisi olup orman vasfında olmadığı ve davacıların 20 yıldan uzun süredir zilyetliklerinin olması nedeniyle, 135 ada 33 parsel sayılı taşınmaz yönünden alınan bayanlarda 1982 yılında davacılar tarafından köylüye imam evi olarak bağışlanan ve önceki kararda ret kararı verilip kesinleşen 135 ada 30 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olup imam evinin bahçesi olarak kullanıldığının anlaşılmış olması nedeniyle davanın kısmen kabulüne, 178 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline, 135 ada 33 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Şebinakarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Şebinakarahisar Asliye Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini taşınmaz üzerinde zilyetlik araştırmasının yapılmadığını, bozma gereklerinin yerine getirilmediğini, ayrıca davalı Hazinenin harçtan muaf olmasına rağmen harç alınmasına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, hükmün bozulmasını talep etmiştir
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
3.3.1. Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
3.3.2. Ancak, dava konusu edilen taşınmazların her biri ayrı ayrı davaya konu edilebilecek olmaları nedeniyle kabul ve ret durumlarında her bir taşınmaz için ayrı ayrı harcın hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle dava konusu 135 ada 33 parsel sayılı taşınmaza hakkında açılan davanın reddine karar verildiğine göre bu taşınmaz yönünden 54,40 TL ret harcının davacıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken, bu taşınmaz yönünden de kabul kararı verilmiş gibi harç alınmasında isabet bulunmamaktadır.
3.3.3. Kabul kararı verilen 178 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ise davalı Hazine adına kayıtlı olup, Hazinenin harçtan muaf olması nedeniyle bu taşınmaz yönünden de harç alınmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, harç alınmasında isabet bulunmamaktadır.
3.3.4. Davanın kabul ve ret oranına göre yapılan masraf hesaplaması da doğru değil ise de, anılan bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
1. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,
2. Hükmün (4) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “Alınması gerekli 54,40 harcın davacı mirasçılarından alınan 99,15 harçtan mahsubu ile 44,75 TL fazla harcın istek halinde davacı mirasçılarına iadesine” cümlesinin eklenmesine,
3. Hükmün (6) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “Davacı tarafından yapılan 3.691,50 TL keşif gideri, 225,00 TL tebligat gideri, 122,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 4.038,60 TL yargılama giderinden, HMK'nın 362/2 maddesi gereğince tarafların haklılık durumuna göre 1.894,20 TL’nin davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, 2.144,40 TL’nin davacı mirasçıları üzerine bırakılmasın” cümlesinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 06/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.