Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4626 E. 2022/4328 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarına göre kadastro tespit tarihinde davacının zilyetliğinin iktisaba elverişli süreye ulaşmadığı ve müktesep haklara aykırı karar verildiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen önceki tarihli kararın, davalı Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması neticesinde, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Kadastro sonucu Şebinkarahisar ilçesi, Toplukonak köyü çalışma alanında bulunan 210 ada 22 parsel sayılı 133.617,81 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazın bir bölümüne yönelik olarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, aşamalarda sunduğu sözlü ve yazılı beyanlarında dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, davacı yararına iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.03.2015 tarihli 2013/355 Esas, 2015/54 Karar sayılı kararı ile, davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirlenen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, çekişmeli 210 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerinin 19.09.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.353,66 metrekarelik kısmının iptali ile, adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda sözü edilen önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarih ve 2015/13833 E. 2018/2195 K. sayılı kararıyla; “ Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, öncelikle davacı adına aynı çalışma alanında belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığı hususu Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak varsa bu şekilde tespit edilen taşınmazların kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının onaylı örnekleri, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenler bulunmakta ise tescil ilamları getirtilerek dosya içine konulmalı, tespit tarihi olan 2008 yılından 15-20-25 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde ikmal edilmelidir. Bundan sonra, 3 kişilik ziraat mühendisi ile fen, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak bilirkişi heyetleri, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eşliğinde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetlik bulunup bulunmadığı, varsa kim tarafından, hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik olarak, temin edilebilecek en eski tarihli uydu fotoğrafları üzerinde de inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmazın önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği hususlarında rapor düzenlettirilmeli, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığını, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazların toprak yapısı ve niteliği hususunda fark bulunup bulunmadığını irdeleyen, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen rapor hazırlattırılmalı, taşınmazın dört hududunu gösterir şekilde ve taşınmazın hangi bölümüne ait olduğuna dair gerekli açıklamanın yapıldığı fotoğraflar raporlara eklenmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli, zilyetlikle kazanma şartlarının davacı taraf lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Şebinkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi’in 20.02.2020 tarihli ve 2018/148 E. 2020/50 K. sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, davacı yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde belirlenen zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, çekişmeli 210 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerin 07.08.2019 tarih rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.519,79 metrekarelik kısmının iptali ile, adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde, yerel bilirkişi beyanları arasında doğan çelişki giderilmeden, belgesiz araştırması yapılmaksızın, eksik araştırmaya dayalı olarak karar verildiği, çekişmeli taşınmazın ham toprak vasıflı yerlerden olduğu, zilyetlikle kazanılamayacağı kaldı ki davacı yararına mülk edinme koşullarının dahi oluşmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713. maddesi uyarınca, tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca; tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1 Mahkemece davacı yararına iktisap koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonucun dosya kapsamına uygun düştüğü söylenemez. Bilindiği üzere ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisaba elverişli ve ekonomik amaca uygun zilyetlik sürdürülmesi halinde mülk edinilebilir. Somut olayda çekişmeli taşınmaz bölümünün ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edildiği, davacının mülk edinmeye elverişli zilyetlik iddiasına dayandığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporunun içeriğinden kadastro tespit tarihi esas alındığında taşınmaz bölümü üzerinde yer alan ağaçların yaşları itibariyle zilyetlikle iktisap süresini ispata elverişli olmadıkları anlaşıldığı gibi; dosya arasında yer alan harita mühendisi bilirkişi raporunun ekinde yer alan hava fotoğraflarına ilişkin suretler incelendiğinde basit bir müşahade ile dahi hava fotoğraflarının çekildiği tarih itibariyle çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde zilyetlik emaresine rastlanmadığı, özellikle tespit tarihinden 4 yıl öncesine ait olup 2004 yılında çekilen hava fotoğrafının tetkikinde iddiaya konu taşınmaz bölümü üzerinde kullanım olmadığı, çekişmeli bölümün taşınmazın geri kalanı ile aynı görüntüde olduğu, şu halde maddi gerçeğin bir tezahürü olan hava fotoğraflarından davacının iddia ettiği zilyetliğin kadastro tespit tarihi itibariyle iktisaba elverişli süreye ulaşmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülmek suretiyle yazılı şekilde davanın kabulü cihetine gidilmesi isabetsiz olmuştur.

6.3.2 Tüm bunlardan vareste olmak üzere Mahkemenin 12.03.2015 tarihli önceki kararında davanın kabulü ile, çekişmeli 210 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerin 19.09.2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.353,66 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verildiği, bu kararın davacı tarafça temyiz edilmediği, davalı Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 29.03.2018 tarih ve 2015/13833 E. 2018/2195 K. sayılı kararıyla bozulduğu, bozma üzerinde eldeki temyiz isteğine konu kararda ise bu kez, davanın kabulü ile çekişmeli 210 ada 22 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerin 07.08.2019 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 1.519,79 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile, adanın son parsel numarası verilerek davacı adına tapuya tesciline karar verildiği; şu halde önceki hükmü temyiz etmeyen davacı yararına, hükmü temyiz eden davalı Hazine aleyhine olacak şekilde müktesep haklara riayet edilmeksizin karar verildiği, öte yandan kabule göre de, davanın tarafı dahi olmayan Ocaktaşı köyü tüzel kişiliği aleyhine yargılama giderleri ve harca hükmedilmesi dahi isabetsiz olup tüm bu hususlar bir arada değerlendirilerek temyiz itirazları yerinde görülmüştür.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine temsilcisinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.