Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4628 E. 2022/4330 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin davada, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin taşınmazın niteliği, imar ve ihya durumu, zilyetliğin şekli ve süresi gibi konularda yeterli araştırma ve inceleme yapmadığı, çelişkili bilirkişi raporlarını gidermediği, bozma kararının gereklerine riayet etmediği ve komşu parsellerin durumunu değerlendirmediği gözetilerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında tescil isteğiyle açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, önceki tarihli bozma kararına uyulmak suretiyle verilen davalı ... yönünden açılan davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... Polatlı ilçesi, Yıldızlı köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmış, davacının vefatı üzerine taraf teşekkülü tamamlanmıştır.

II. CEVAP

Davalılar aşamalarda sundukları sözlü ve yazılı beyanlarında taşınmazın özel mülke konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 27/11/2014 tarihli, 2011/151 Esas, 2014/525 Karar sayılı kararıyla, davalı ... Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile, Yıldızlı köyünde bulunan fen bilirkişisi Ufuk Bozacı'nın 28.01.2013 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 7.198,81 metrekarelik tescil harici yerin davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince “Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Davada Hazine ve Polatlı Belediye Başkanlığı taraf olup karar tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun gereğince, çekişmeli taşınmazın bulunduğu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığına husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, ... davaya dahil edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, taşınmaz sınırında bulunan Konya-Polatlı yoluna ait kamulaştırma haritaları getirtilmeli, dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin üç ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek dosya arasına konulmalıdır. Dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra; mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, 3 kişilik zirai bilirkişi kurulu, fen bilirkişisinden oluşacak bilirkişi heyeti aracılığıyla keşif yapılmalıdır. Keşif sırasında; yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu taşınmazın kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığına ilişkin maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu bilirkişi ve tanık beyanları ile denetlenmeli, jeodezi ve fotogrametri mühendisi uzman bilirkişiye yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmalı, temin edilebilen en eski uydu fotoğrafları ile taşınmazın niteliği değerlendirilmeli, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığı, taşınmazın hangi bölümlerinin tarım alanı olarak kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, 3 kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, olmuşsa hangi bölümlerinin zirai faaliyete konu olduğu, toprak yapısı, eğimi, bitki örtüsü, tarımsal niteliği ve üzerindeki zilyetliğin hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususları irdeler şekilde ilgili taşınmazın her yönden çekilmiş fotoğraflarını içerir ayrıntılı rapor alınmalı, fen bilirkişisine kamulaştırma haritaları ile çekişmeli taşınmazı birlikte gösterir, keşfi izlemeye elverişli ve denetime açık gerekçeli rapor hazırlatılmalı, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gerekçesiyle Mahkeme kararı bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 17.02.2020 tarihli, 2016/220 Esas, 2020/88 Karar sayılı kararıyla, davalı ... Müdürlüğüne karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulü ile, Yıldızlı köyünde bulunan ve hükme esas alınan teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde (A1) harfi ile gösterilen ve 5.435,72 metrekarelik tescil harici yerin müteveffa davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Verilen Karara Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temyiz dilekçesinde, davacı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşup oluşmadığının yeterince araştırılmadığını, çelişkili ve yetersiz bilirkişi raporları ile yerel bilirkişi ve tanık anlatımlarına itibar edildiğini, yargılama boyunca ileri sürülen itiraz ve beyanların itibara alınmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Eldeki dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "– Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1 Mahkemece yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi, hükmüne uyulan bozma kararının gereklerine de riayet edilmemiştir. Dosya arasında yer alan harita mühendisi bilirkişi raporuna göre taşınmazın önceki niteliği itibariyle dere yatağı vasfında olduğunun belirtildiği, DSİ tarafından verilen müzekkere cevabında ise dava tarihinden sonra taşınmaz üzerinde ıslah çalışması yapıldığının bildirildiği, yine bozma kararından önce alınan bilirkişi raporları incelendiğinde taşınmazın derin horizonlarında killi tabakaya rastlandığının kanaat edildiği, keşif mahallinde alınan görüntülerden ise taşınmaz üzerinde sazlık bölümlere tesadüf edildiği anlaşılmasına karşın jeoloji mühendisi bilirkişi marifetiyle taşınmazın tamamı yahut bir bölümünün dere yatağı niteliğinde olup olmadığı bu anlamda özel mülkiyete konu edilip edilemeyeceği belirlenmemiştir.

6.3.2 Öte yandan hükme esas alınan ziraat mühendisi bilirkişi raporu taşınmazın imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığını değerlendirmekten uzak olduğu gibi, jeodezi mühendisi bilirkişi raporuna göre taşınmazın belirli bölümlerinde tarımsal faaliyet yapılmadığına dair kanaat bildirildiği halde, bu raporun aksi istikametinde taşınmazın tamamında ziyetlik sürdürüldüğü belirtilmek suretiyle her iki rapor arasında çelişki oluşturulmuş ne var ki bu çelişki Mahkemece yöntemince giderilmemiştir.

6.3.3 Kaldı ki jeodezi mühendisi bilirkişi raporunda teknik bilirkişi tarafından keşif sırasında çizilen kroki ile hava fotoğrafları yöntemince çakıştırılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın hava fotoğrafları üzerinde yerinin işaretlenmesi ve ilgili hava fotoğrafları suretlerinin rapora eklenmesi yönünde bir çalışma yapılmadığından rapor bu haliyle denetime elverişsizdir.

6.3.4 Tüm bunlardan vareste biçimde çekişmeli taşınmaza komşu tapulama parsellerine ait kadastro tutanakları dosya arasına getirtilip var ise dayanak kayıtların çekişmeli taşınmazın yönünü ne okuduğu üzerinde durulmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilemez.

6.3.5 Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, birleşik pafta temin edilerek, çekişmeli taşınmaza komşu tapulama parselleri tespit edilip, sonucuna göre çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte temin edilmelidir.

6.3.6 Bu şekilde dosyanın ikmal edilmesinden sonra mahallinde, yerel bilirkişiler ve tanıklar ile üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi, jeodeloji mühendisi bilirkişi ve jeodezi- fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle kime ait olduğu, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildiği, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, böyle yerlerden ise imar-ihyaya konu edilip edilmediği ve edilmiş ise imar-ihyasının hangi tarihte tamamlandığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; yerel bilirkişiler ve tanıkların beyanları arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellere ait tutanak ve dayanağı kayıtlarla denetlenmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, imar ve ihyaya konu edilmişse imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeler şekilde, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeoloji mühendisi bilirkişiden taşınmazın tamamı yahut bir bölümünün dere yatağı vasfında olup-olmadığı, aktif dere yatağı sahasında kalıp kalmadığını irdeleyen rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasındaki konumunun bilgisayar programı aracılığıyla uydu ve hava fotoğraflarına aktarılması suretiyle, hava ve uydu fotoğraflarının ait oldukları yıllara göre taşınmazın niteliğini, imar-ihyaya konu olup olmadığını, olmuş ise imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığını ve imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, taşınmazın ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığını ve zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğünü belirten, incelemeye tabi hava fotoğrafları üzerinde çekişmeli taşınmazın gösterildiği rapor düzenlemesi istenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmazı komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor aldırılmalı; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görülmüştür.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3.maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.