"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : HENDEK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvuruların esastan reddine ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temyiz talebinin reddine ilişkin verilen ek karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, muris babalarından intikal eden dava konusu Hendek ilçesi, Dikmen köyü 127 ada 6, 128 ada 3, 184 ada 8, 189 ada 1, 190 ada 1, 2 ve 191 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalı kardeşleri tarafından paylaşılarak kendi adlarına tespit ve tescil ettirildiğini, kendisinin mirastan pay alamadığını ileri sürerek davalılar adına kayıtlı tapuların iptaline ve veraset ilamındaki hissesi oranında adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazların muris babalarına ait olduğunu, murisin sağlığında taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığını ve kadastro çalışmaları sırasında da paylaşıma göre çocukları adına yazdırdığını, murisin 12 dönümlük taşınmazı davacıya verdiğini, davacının babasından kalan mirası fazlasıyla aldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, muris Hüseyin Polcumcu'nun kadastro tespiti esnasında sağ olduğu, çocukları arasında yerleri paylaştırdığı, tespit çalışmalarında da murisin bizzat bulunup paylaşıma uygun şekilde tutanaklara geçirildiği, davacıya da paylaşma sonucunda taşınmaz verildiği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine, AAÜT gereği 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve bir kısım davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı, eksik inceleme ile davalıların savunması doğrultusunda hüküm kurulduğunu, davalıların kullanımında olan tapusuz taşınmazların araştırmasının yapılmadığını ileri sürerek Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalılar Ali ve Aydın Polmumcu vekili, davanın esasına ilişkin bir itirazlarının olmadığını, ancak Mahkemece davanın reddine dair karar verilirken davalılar lehine 1.980,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedildiğini, davanın 10.000,00 TL üzerinden nispi harca tabi olarak açıldığını, dava değerinin bilirkişi raporunda tayin edilen 710.574,00 TL üzerinden artırılması ve bu noktada eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini, dava harcının tamamlattırılması noktasında dosyada eksiklik bulunduğunu, harç tamamlanmış olmasa bile dava lehlerine neticelendiğinden ve harç tamamlama yükümlülüğü davacı tarafa ait olduğundan karar verilirken davanın gerçek değeri olan 710.574,00 TL üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Yerel Mahkeme kararın avukatlık ücreti yönünden kaldırılmasına ve 710.574,00 TL üzerinden vekalet ücretine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli 2017/937 Esas, 2018/59 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazların evveliyatının murise ait olduğu, murisin sağlığında taşınmazlarını mirasçıları arasında paylaştırdığı ve zilyetliklerini devrettiği, kadastro çalışmaları sırasında da bizzat taşınmazların başında hazır bulunarak hangi taşınmazın hangi çocuğuna isabet ettiğini bilirkişilere gösterdiği, davacıya da murisin bu paylaştırma gereğince taşınmaz verdiği, tespitin aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı, davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediği, Mahkemece, harç ikmali yapılmadığı, dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının ve bir kısım davalılar vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde hükmün bozulmasını talep etmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesinin Temyiz İsteminin Reddine İlişkin Ek Kararı
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin temyiz istemi 03.12.2019 tarihli ek karar ile; taşınmazın dava değerinin kesinlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366. maddesi yollamasıyla 341/2, 346/2 ve 352/1. maddeleri uyarınca reddedilmiştir.
4.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş ve ek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3.2.2. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”
3.2.5. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763'üncü maddesinde, “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir.”
3.2.6. 6100 sayılı HMK'nın 362. maddesinde; " (1) Bölge Adliye Mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvrulamaz: a) Miktar veya değeri 72.070 Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükümleri düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Hemen belirtmek gerekir ki, dava konusu taşınmazların dava tarihili itibariyle keşfen belirlenen değeri 710.574,00 TL olup davacının payına isabet eden payın değeri ise 76.132 TL dir. Bu miktar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 47.530 TL’nin üzerinde kalmaktadır.
Hal böyle olunca temyiz talebinin kesinlik sınırı nedeniyle reddine ilişkin ek kararın yerinde olduğu söylenemez.
3.3.2. Davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle tarafların müşterek murisinin terekesini sağlığında paylaştırıp zilyetliği de devrettiğinin anlaşılmasına göre (IV/3) no.lu paragrafta belirtilen şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Davacı vekilinin ek karara ilişkin temyiz taleplerinin kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 03.12.2019 tarihli ek kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davacı vekilinin yerinde bulunmayan esasa ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli hükmünün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 16/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.