"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davada bozma kararına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ... ve ..., kadastro sırasında Melen köyü çalışma alanında dere yatağı olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün adlarına tescili için irsen intikal, imar- ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazın ... yatağı olduğunun anlaşıldığını, Anayasa'nın 43. maddesine göre "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır." denildiğini, su kıyılarının özel mülkiyete konu olamayacağını, deniz göl ve akarsu kıyılarıyla deniz ve göl kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanılmasında öncelikle kamu yararının gözetildiğini ve herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık yerler olduğunu, tescile konu olamayacağını, ayrıca özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazların olağanüstü zamanaşımına dayanarak zilyetlikle kazanılmasının mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili Davalı ... ve ... cevap dilekçesinde, husumetin kendilerine yöneltilmesinin hukuken mümkün olmadığını ve davacıların çekişmeli taşınmaz üzerinde zilyetlikle iktisap koşullarını tamamlamadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemenin 17.07.2014 tarihli ve 2012/112 Esas, 2014/310 Karar sayılı kararıyla bilirkişi raporunda (C) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülkiyetin kazanılması şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 08.06.2015 tarihli ve 2014/21637 Esas, 2015/7404 Karar sayılı kararıyla “6360 sayılı Yasa uyarınca yasal hasım niteliğinde bulunan ... ile Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre verilmesi, Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden dava konusu taşınmaz bölümünün hangi tarihte niçin tespit dışı bırakıldığının sorulması, taşınmazın bulunduğu bölgede ve ... üzerinde ıslah çalışması veya sedde çalışması yapılıp yapılmadığı yapılmış ise dayanağı harita ve belgelerinin DSİ'den istenilmesi, çekişmeli taşınmaz bölümüne komşu parsel tutanakları ve dayanaklarının getirtilmesi ve dava tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait yüksek çözünürlüklü farklı tarihlerde çekilen en az üç adet hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığından, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftaları ise, İl Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosyanın keşfe hazır hale getirilmesi, bundan sonra jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik jeolog ve 3 kişilik ziraat bilirkişisinden oluşacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak, keşif sırasında dinlenilecek davada yararı bulunmayan yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği, dere veya dere yatağı niteliğinde olup olmadığı, imar-ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesinin istenilmesi, hava fotoğraflarına göre tescile konu yerin önceki niteliğinin aktif dere yatağı olup olmadığı, değilse nasıl kullanıldığı, sınırlarının belirli olup olmadığı, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığı ve tamamlandığını açıklar şekilde rapor istenilmesi, üç kişilik ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın önceki ve hali hazır niteliği hususlarında, jeolog bilirkişisinden taşınmazın dere yatağından kazanılıp kazanılmadığı, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığı, aktif dere yatağında kalmıyor ise derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınması, tanık ve yerel bilirkişi ifadelerinin de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, bilirkişi raporları ile tanık bilirkişi beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi” gerekçesiyle bozma yapılmıştır.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkeme, 28.06.2018 tarihli ve 2015/940 Esas, 2018/285 Karar sayılı kararıyla, derenin terk ettiği alanın imar ve ihya yolu ile kazanılmasının mümkün olduğu, dava konusu yerin de Melen çayının yatak değiştirmesi ile ortaya çıktığı, bu kısmın temizlenerek davacılar tarafından tarım arazisine dönüştürüldüğü, uzun zamandır da malik sıfatı ile nizasız ve fasılasız olarak davacılar tarafından kullanıldığı, taşınmazının zilyetliğinin terk edilmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile 30.11.2017 havale tarihli teknik krokide (C) harfi ile gösterilen 9.633,28 metrekarelik taşınmazın tarla vasfı ile davacılar ... ve ... adına 1/2'şer hisse oranı ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümünün dere yatağı niteliğinde olduğu ve imar- ihya olgusunun davacılar tarafından tamamlanmadığını, böylece iktisap koşullarının davacılar lehine gerçekleşmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Kadastro sonucu Kocaali ilçesi, Melen mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz bölümü 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında dere yatağı olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır.
6.3.2. Davacılar, 30.11.2017 havale tarihli teknik krokide 5, 12, 6, 21, 20, 19, 16, 10. ve 5 rakamları ile sınırlandırılmış ve (C) harfi ile gösterilen temyize konu 9.633,28 metrekare yüzölçümündeki bu bölümün, kendilerine ait 222 parsel ile evvelinde bir bütün olduğunu ancak kadastro çalışmaları esnasında Melen çayının taşkın yapmasından ötürü çekişmeli taşınmaz bölümünün su altında kaldığını ve bu sebepten bu yerin tescil harici bırakıldığını, ancak 1970 yılının sonunda Melen çayının yatak değiştirdiğini, böylece suların çekilmesiyle beraber burayı imar -ihya ederek tarım arazisi olarak kullandıklarını belirterek adlarına eşit paylarla tescil istemiyle dava açmışlardır.
6.3.3. Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan Yerel Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı YİBK).
6.3.4. Somut olayda; hükmüne uyulan bozma ilamında taşınmaz başında keşif yapılarak taşınmaz bölümünün dere veya dere yatağı niteliğinde olup olmadığı, imar- ihya edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması gereklerine değinildiği halde, Mahkemece, soyut, yetersiz ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanarak hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; çekişmeli taşınmaz kadastro tespiti sırasında nehir yatağı olarak tescil harici bırakıldığı ve sonrasında nehrin yatak değiştirdiği belirtilmiş ise de nehrin ne zaman yatak değiştirdiği belirlenmemiş, hava fotoğrafları yöntemince incelenmemiş, dosya arasında bulunan 15.03.2016 havale tarihli 1980 yılında üretilen pafta ozaliti keşifte zemine uygulanmamış, 1982 tarihli hava fotoğrafında ırmak yatağının çekişmeli taşınmaz bölümünün bir bölümünü kapsadığı ve teknik raporda belirtildiği üzere aşırı yağışlı olan bazı senelerde arazinin bazı kısımlarında düşük meydana gelmesi sebebiyle su altında kaldığı belirtilmesine rağmen Mahkemece bu husus görmezden gelinmiş; 08.05.2017 tarihli 3 kişilik jeolog raporunda bölgede yaşanan sellenme sonrasında çamur gerilimi ve çökelimin gerçekleşebileceği ve ayrıca ...'ndan alınan sular ile etraftaki arazilerin sulanması sonucu çayın azalma tehditi ile karşı karşıya gelebileceği, ayrıca 1960, 1982 ve 2001 tarihli memleket haritalarına göre nehrin sık sık yatak değiştireceği belirtilmesine rağmen bu husus Mahkemece tartışılmamış; 1982 tarihli hava fotoğrafında çekişmeli (C) harfiyle gösterilen alanın bir bölümünün dere içerisinde kaldığı görülmesine rağmen, taşınmazın 1960-1990 yılları arasında kültür arazisi niteliğine büründüğüne dair çelişkili beyanda bulunan 3 kişilik ziraat bilirkişi heyeti raporuna itibar edilmiş; tek kişilik yetersiz harita mühendisinin sunmuş olduğu rapor hükme esas alınarak, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla yetinilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
6.3.5. Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek, taşınmazların bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, aynı tarihler arasında düzenlenen fotoplan, fotometrik ve fotogrametrik paftalar, uydu fotoğrafları ile memleket haritaları temin edilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişilerden farklı olmak üzere 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulu, 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulu ve fen bilirkişisi katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
6.3.6. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait oldukları, kimden kime ne zaman ve ne şekilde intikal ettikleri, kim tarafından ne zamandan beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildikleri hakkında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli, üç kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan, komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde çekişmeli taşınmazların kullanım biçimlerini, zilyetlik sürelerini, toprak yapılarını, eğimlerini ve bitki desenlerini açıklayıp tarımsal niteliklerini belirten, taşınmazın evvelinde imar ihya gerektirip gerektirmediği, imar ihya gerektiren yerlerden ise ne zaman başlayıp tamamlandığını belirleyen, önceki ziraat bilirkişi raporlarını irdeleyen, taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları desteklenmiş ve bu fotoğrafların hangi bölüme ait olduğunu gösteren ayrıntılı rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi kurulundan yukarıda belirtilen hava fotoğrafları üzerinde stereskop aletiyle inceleme yaptırılarak çekişmeli taşınmazların fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki nitelikleri ile kullanım şekilleri ve süreleri hususunda ayrıntılı rapor düzenlettirilerek derenin hangi tarihte yatak değiştirdiği tam olarak saptanarak 1980 tarihli pafta ozaliti de zemine uygulanmalı; 3 kişilik jeolog bilirkişi kurulundan nehrin ne zaman yatak değiştirdiğinin belirlenmek suretiyle, çekişmeli bölümün nehir yatağı olup olmadığı, nehrin etkisinde olup olmadığı hususlarını açıklayan, önceki jeolog bilirkişi raporlarını irdeleyen rapor alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe yarar rapor hazırlaması istenilmeli, böylelikle çekişmeli taşınmazın dava tarihi itibariyle davacı taraf yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak saptanmalı, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.