"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile tescil davasında Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, muristen intikal, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki nedenlerine dayalı olarak sınırlarını dava dilekçesinde belirttiği tescil harici "boşluk" niteliğindeki taşınmazın davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
2. Davalı ... vekili, dava konusu yerin yeşil alan olduğunu, kamuya tahsis edildiğini, dava konusu yere ilişkin Almus Kaymakamlığının 22/06/1986 tarihli, 83/9-33 sayılı ve 23/05/1986 tarihli, 1986/9-33 sayılı müdahalenin men'ine dair kararları bulunduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacılar lehine kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne; teknik bilirkişilerin 07/07/2011 havale tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ve kırmızı renkle gösterilen 250,41 m2'lik alanın yeni bir parsel numarası verilmek suretiyle muris Veli Karahan mirasçılarından murisin eşi ..., çocukları ..., ..., ..., ... ve ...'a muris Veli Karahan'ın mirası toplam 20 pay kabul edilerek; 5 payın ..., 3 payın ..., 3 payın ..., 3 payın ..., 3 payın ..., 3 payın ... adlarına elbirliği mülkiyeti halinde tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemece verilen karar davalı Hazine vekili, Gölgeli Belediyesi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Bozma Kararı
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 08/11/2013 tarih ve 2013/13383 E., 2013/16176 K. sayılı kararıyla “Mahkemece, yeniden keşif yapılarak tüm yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nın 243, 244 ve 259. maddeleri gereğince davetiye ile keşif yerine çağrılmaları, uyuşmazlık taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenenlerin arasında çelişki çıktığı takdirde yüzleştirmek suretiyle HUMK'un 261. maddesi gereğince aykırılığın giderilmesi, dava konusu yerin davacılar tarafından hangi tarihte imar ve ihyaya başlanıldığı, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, imar ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarının yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, uzman ziraat mühendisi bilirkişiden toprak yapısı incelenmek suretiyle dava konusu yerin imar ve ihyasının hangi tarihte tamamlandığı, kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı konusunda gerekçeli ve denetime açık rapor istenilmesinin gereğine" değinilerek hüküm bozulmuştur.
3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, dava konusu yer açısından 4721 sayılı TMK'nın 713. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde aranan koşulların dahili davacılar yönünden gerçekleştiği anlaşılmış, ancak fen bilirkişisi raporunda "Yeşil" renkte ve "A2" ile gösterilen 19,69 m²'lik alanın imar planında yol olarak gözükmesi, fiilen kullanılmıyor olmasının bu alanın kamu emlakına dönüşme özelliğini ortadan kaldırmayacağı, kamu yararına tahsis edildiği anlaşılan böyle bir yer hakkında özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil kararı verilemeyeceği, ancak elbirliği mülkiyeti halinde bu alanın mülkiyetinin dahili davacılarca olağanüstü kazandırıcı zaman aşımı yoluyla kazanıldığının tespitine yönelik hüküm kurulabileceği, dahili davacı ...'ın da son celsede tescil kararı verilmemesi halinde bu yönde talebi olduğunu bildirmesi karşısında; imar planında kamu yararına tahsis edilmediği anlaşılan "Kırmızı" renkte ve "A1" harfi ile gösterilen 230,72 m²'lik dava konusu tescil harici yer açısından davacılar adına tescil, "Yeşil" renkte ve "A2" ile gösterilen ve imar planında yol olarak kamu yararına tahsis edildiği anlaşılan ve davanın devamı sırasında ihdasen ... adına tescil edilen ve 2636 no.lu parsel içerisinde bulunan 19,69 m²'lik yer açısından ise imar planının onaylandığı 24/03/2004 tarihinden önce olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile 4721 sayılı TMK'nın 713. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyeti halinde dahili davacılar tarafından mülkiyetinin kazanıldığının tespitine karar verilmiştir.
4. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi 29/04/2015 tarih ve 2014/12091 E., 2015/5019 K. sayılı kararıyla, “Dava tarihinden geriye doğru en az 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin yüksek çözünürlüklü hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşacak uzman bilirkişiye dosyanın tevdii ile dava konusu taşınmazın 2011 yılından yaklaşık 15, 20 ve 25 yıl öncesine ait 3 farklı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ile taşınmazda tarımsal amaçlı zilyetliğin başlangıç tarihi ayrı ayrı saptanmalı, bununla birlikte çekişmeli taşınmaz bölümlerinin tescil harici bırakıldığı paftanın düzenlendiği tarih ile imar planının onaylandığı tarih arasında davacılar lehine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının oluşup oluşmadığının araştırılması” hususlarına değinilerek hüküm bozulmuştur.
6. Mahkemece İkinci Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece, 4721 sayılı TMK'nın 713. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde aranan koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, krokide "Kırmızı" renkte ve "A1" ile gösterilen 230,72 m²'lik dava konusu tescil harici yerin, miras payları oranında davacılar adına tesciline, "Yeşil" renkte ve "A2" ile gösterilen ve yargılama sırasında arsa vasfı ile Hazine adına ihdasen tescil edilen 2636 no.lu parsel içerisinde kalan 19,69 m²'lik kısmın Hazine adına olan tapusunun iptaline ve davacılar adına yeni oluşturulacak parsele ilave edilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16.09.2019 tarih ve 2016/9494 E., 2019/5182 K. sayılı kararıyla “ ...rapora ekli krokide (A1) ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına,... bilirkişi raporuna ekli krokide (A2) ile gösterilen bölüme ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, krokide (A2) ile gösterilen bölümün, 21.11.2012 tarihinde ihdasen Hazine adına tesciline karar verilen 2636 parsel sayılı taşınmaz içinde olduğu kabul edilerek, Almus Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.04.2014 tarih ve 2014/11-2014/55 Esas, Karar sayılı kararıyla, davacılar açısından ilgili bölümün mülkiyetinin kazanıldığının tespitine karar verilmiştir. Ne var ki, bu karar sadece Hazine tarafından temyiz edildiği, başka bir ifade ile davacı tarafça temyiz edilmediği halde, temyize konu 04.03.2016 tarihli hükümde "(A2) ile gösterilen 19,69 metrekarelik alanın tapu kaydının iptali ile iptal edilen kısmın ifrazen, davacı adına tesciline karar verilen (A1) ile gösterilen bölüme eklenmesine" dair önceki hükme göre davacının lehine olacak şekilde karar verilmesinin” isabetsizliğine değinilerek hüküm bozulmuş Mahkemece bozma kararına uyularak aynı gerekçelerle önceki kararda onanan kısımlar yönünden yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, 28/03/2014 havale tarihli rapora ekli krokide "A2" harfi ve "Yeşil" renkle gösterilen 19,69 m²'lik tescil harici olan ancak davanın devamı sırasında ihdasen Hazine adına tescili yapılarak 2636 nolu parsel içerisinde kalan ve uygulama imar planında yol olarak gözüken alanın, muris Veli Karahan mirasçılarına ait olmak üzere imar planının onaylandığı 24/03/2004 tarihinden önce olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı yolu ile 4721 sayılı TMK'nın 713. ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyeti halinde mülkiyetinin kazanıldığının tespitine karar verilmiştir.
7. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle, zilyetlik kazanım şartlarının oluşmadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili ile ihdasen tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili talebine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
9.3. Değerlendirme
9.3.1. Çekişmeli taşınmaz 1984 yılında 766/2 maddesi gereğince tescil harici bırakıldıktan sonra, temyize konu çekişmeli taşınmazın (A2) ile gösterilen bölümü 2636 parsel numarasıyla 21.11.2012 tarihinde ihdasen Hazine adına tescil edilmiştir.
9.3.2. Davacılar imar-ihya ve irsen intikal eden zilyetlik iddiasıyla çekişmeli taşınmazın adlarına tescili isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında taşınmaz ihdasen tapuya tescil edilince, taleplerini tapu iptali ve tescil isteğine dönüşmüştür.
9.3.3. Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca mahallinde keşif yapılmış, deliller toplandıktan sonra yazılı şekilde karar verilmiştir.
9.3.4. Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde bulunmasına, kararın (IV/6.) numaralı bendinde yer verilen gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Yukarıda açıklanan nedenlerle, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usule, yasaya ve hükmüne uyulan bozma kararının gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 14.06.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.