Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4688 E. 2022/4573 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispat edemediği ve zilyetliğin ekonomik amaca uygun olmadığı, ayrıca taşınmazın niteliği hususunda çelişkili deliller bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne dair kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davacı vekili, müdahil vekili, davalı Hazine vekili ile davalı Tez köyü tüzel kişiliği tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması neticesinde, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili, müdahil vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ..., Emirdağ ilçesi, Tez köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sırasında yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz bölümünün, adına tapuda kayıtlı 168 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olduğu iddiasıyla, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenine dayanarak tescil istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ..., dava konusu taşınmaz bölümünün yol olduğunu ileri sürerek, davaya katılmıştır.

II. CEVAP

Davalılar aşamalarda sundukları beyanlarında, taşınmazın umumi yol olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Emirdağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25/02/2015 tarihli 2005/62 Esas, 2015/83 Karar sayılı kararıyla davacı ve müşterekleri yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile TMK’nın 713. maddesi uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 18.09.2012 tarihli rapor ve ekli krokide kırmızı renkli kalem ile çizili 33,05 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda bahsedilen Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili, müdahil vekili, davalı Hazine vekili ile davalı Tez köyü tüzel kişiliği tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Mahkemenin yukarıda atfı yapılan önceki tarihli kararı; Yargıtay (Kapatılan)16. Hukuk Dairesinin 21.01.2019 tarihli, 2018/2617 Esas, 2019/97 Karar sayılı kararıyla: ‘’Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerine dayalı olarak açılan tescil isteğine ilişkindir. Kadastroca tescil harici bırakılan yerler için açılan tescil davalarında TMK’nın 713/4 ve 5. fıkraları gereğince keşif sonucu elde edilen bilirkişinin rapor ve krokisine göre gerekli ilanların yöntemine uygun bir biçimde yapılması, yasal 3 aylık sürenin dolmasının beklenilmesi ve ilanın yapıldığı gazete ile ilan tutanaklarının dosya arasına konulması gerekir. Mahkemece yasal ilanlar yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsizdir.” gereğine değinilerek bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; 23.01.2020 tarihli, 2019/30 Esas, 2020/29 Karar sayılı kararla davacı ve müşterekleri yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi ile TMK’nın 713. maddesi uyarınca zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişi tarafından düzenlenen 18.09.2012 tarihli rapor ve ekli krokide kırmızı renkli kalem ile çizili 33,05 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili, müdahil vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı ... temyiz dilekçesinde davanın kabulüne hükmedilmesine rağmen yararına vekalet ücretine hükmedilmediği gibi, yargılama giderlerinin üzerinde bırakıldığını bu hususun isabetsiz olduğunu belirterek, kararın bozulmasına talep etmiştir.

5.2. Müdahil ... temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmazın öteden beri yol olarak kullanılan yerlerden olup, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, öte yandan davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının da oluşmadığı gerekçesiyle, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.3. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde, Mahkemece çekişmeli taşınmazın niteliği hususunda dosya arasında yer alan çelişkili beyan ve delillere rağmen taşınmazın öncesi itibariyle kapanmış bir yol mu yoksa köyün mülkü mü olduğu tespit edilmeden eksik inceleme ile bozma kararının gerekleri yerine getirilmeden karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

6.3. Değerlendirme

6.3.1. 4721 sayılı TMK' nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde, orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici taşınmazlardan imar-ihya edilerek dava tarihine kadar 20 yıl süreyle çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet edilenlerin zilyetleri adına tescil edilebileceği hüküm altına alınmıştır. Terk edilmiş dere yatakları, kayalık, taşlık gibi taşınmazlar, ancak imar-ihya yolu ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca iktisap edilebilirken; ham toprak, hali arazi, köy boşluğu gibi basit ameliye ile zilyet edilebilecek yerler ise aynı Yasa'nın 14. maddesi gereğince iktisap edilebilir. Genel itibari ile köy boşlukları, köylünün müşterek kullanımında olan boşluklar ve hali boşluklar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Köylünün müşterek kullanımında bulunan boşlukların zilyetlikle edinilmesi mümkün değilken, köylünün müşterek kullanımında olmayan hali boşlukların ise ekonomik amaca uygun kullanılmaları halinde zilyetlikle kazanılmaları mümkündür.

6.3.2. Somut olayda dosya arasında yer alan bilirkişi raporları, mahallinde alınan beyanlar ve bilirkişi raporlarının ekinde yer alan görüntülerden; çekişmeli taşınmaz bölümünün umumi yol olmadığı, batısında yer alan umumi yolun devamında yer alan ve köylünün müşterek kullanımında olmayan "köy boşluğu" mahiyetinde olduğu, bu nitelikte bir yerin 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi uyarınca iktisabı mümkün ise de, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların davacının zilyetlik iddiasını ispata elverişli beyanlarının olmadığı, kaldı ki davacı tanıklarının beyanlarında dahi çekişmeli bölüm üzerinde sürdürüldüğü iddia olunan zilyetliğin "gübre dökmek ve odun yığmak" suretiyle tezahür ettiğinin anlatıldığı, bir an için davacının çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğinin var olduğu kabul edilse dahi, bu şekilde sürdürülen zilyetliğin ekonomik amaca uygun zilyetlik olarak kabulünün mümkün olmadığı, öte yandan bilirkişi raporlarına göre davacıya ait taşınmaz ile çekişmeli taşınmaz bölümünün toprak yapısı itibariyle farklı özelliklere sahip olduğunun da tespit edildiği, bilirkişi raporlarının ekinde yer alan görüntülerden taşınmaz üzerinde iktisaba elverişli zilyetlik sürdürülmediğinin anlaşıldığı, tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde davacının iddiasını ispat edemediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulü cihetine gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle; müdahil ve davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK.'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacının temyiz itirazının reddine, alınan peşin harcın temyiz eden davacı ve müdahile geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.06.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.