Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4704 E. 2022/6867 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisabı iddiasıyla açılan tescil davasının kabulü üzerine yapılan temyiz başvurusu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın tescil harici bırakılma nedenini, imar planı durumunu, komşu parsellerin durumunu ve sit alanı içinde olup olmadığını yeterince araştırmadan, ayrıca hükmün sonuç kısmında taşınmazın hangi vasıfla tesciline karar verildiğini belirtmeden eksik inceleme ile hüküm kurması ve bozma kararına uyulmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; hudutları dava dileçesinde belirtilen taşınmaz bölümünün kadastro tespiti sırasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazın tescil harici bırakıldığını öğrenen müvekkilinin, babası ile birlikte bu yeri 1 sene içerisinde taşlarından temizledikten ve harabeleri onardıktan sonra kullanılabilecek hale getirdiğini ve aynı yıl içerisinde bu yerin babası tarafından müvekkiline hibe edildiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili tarafından davaya cevap verilmemiş, Hazine vekili bilahare duruşmadaki beyanında, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Dahili davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.02.2014 tarihli ve 2012/87 Esas, 2014/31 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davanın tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğu, dava konusu edilen taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümü olduğu, dava konusu taşınmazın davacıya miras yoluyla intikal ettiği, taşınmazda davacının eklemeli şekilde 50 yılı aşkın süredir zilyetliğinin bulunduğu, 1988 yılına ilişkin hava fotoğraflarında taşınmazın sürülü olarak görüldüğü, bu durumda dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, fen bilirkişi Bekir Fatih Mercan'ın 20.09.2013 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.852,43 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 30.05.2016 tarihli ve 2015/6756 Esas, 2016/5984 Karar sayılı kararıyla; “ davanın, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın vasfının belirlenmesinde esaslı unsur olan hava fotoğrafları getirtilerek zilyetlik durumunun denetlenmediği, taşınmazın tescil harici bırakılma nedeninin araştırılmadığı, 4721 sayılı TMK'nın 713/4 ve 5 maddeleri gereğince gerekli ilanların yapılmadığı, ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi gereğince tescil davalarında husumetin, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişisi ile birlikte taşınmaz köy sınırları içerisinde ise köy tüzel kişiliğine, belediye sınırları içerisinde ise ilgili belediye başkanlığına yöneltilmesinin zorunlu olduğu, somut olayda ise dava yalnızca Hazine ve Edremit Belediye Başkanlığına karşı açılmış olup, taşınmazın sınırları içerisinde yer aldığı Van Büyükşehir Belediye Başkanlığının davada taraf olarak gösterilmediğinin anlaşıldığı belirtilerek, davacıya, yasal hasım olan Van Büyükşehir Belediye Başkanlığına dava dilekçesini ve duruşma gününü tebliğ ettirerek husumetin yaygınlaştırılması, bu yolla taraf koşulunun sağlanması için süre verilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra dava konusu taşınmazın tescil harici bırakılma nedeninin Tapu ve Kadastro Müdürlüğünden sorulması, gerekli ilanların yapılması, taşınmazın bulunduğu bölgeye ait dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu katılımı ile keşif yapılması, taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiğinin etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, keşfe katılacak 3 kişilik zirai bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi ile imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, eğim, toprak yapısı ve bitki deseni yönlerinden değerlendirmeleri içerir, gerektiğinde çekilecek fotoğraflarla desteklenmiş ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafı üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınması, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilme” gereğine değinilmek suretiyle sair yönler incelenmeksizin bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Van 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 04.03.2020 tarihli ve 2016/564 Esas, 2020/76 Karar sayılı kararıyla; hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca Van Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlandığı, gerekli yasal ilanların yaptırıldığı, mahallinde bozma öncesi ve sonrası yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davacı tanıklarının beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu ve dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğunun anlaşıldığı gerekçesiyle;

Davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 26.12.2017 tarihli raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1.852,43 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz bölümünün son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını, kaldı ki taşınmazda davacının zilyetliğinin ne zaman başladığının da tespit edilmediğini, dosya arasında bulunan hava fotoğraflarının streoskop aletiyle incelenmesi gerektiğini, ziraat fakültelerinin toprak bölümü öğretim üyelerinden seçilecek ziraat mühendisi bilirkişilerince, taşınmazın niteliğinin ve kullanım süresinin ne olduğuna ilişkin rapor hazırlanması gerektiğini belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

5.2. Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, bu nitelikteki yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini, eldeki davada 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini, kaldı ki dava konusu taşınmazın imar-ihya da edilmediğini, Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporlarının hüküm vermek için yeterli olmadığını belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

1973 yılında Van ili, ....ilçesi, ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yer tescil harici bırakılmıştır.

Dava; Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddesi; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”

6.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.4. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Mahkemece, hükme esas alınan 26.12.2017 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölüm üzerinde, davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli olmadığı gibi bozma kararına uyulduğu halde, bozma gerekleri de tam olarak yerine getirilmemiştir.

Hükmüne uyulan bozma kararında, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin ne sebeple tescil harici bırakıldığının araştırılması gereğine değinilmiş, Mahkemece Kadastro Müdürlüğüne bu hususta müzekkere yazılmış, Kadastro Müdürlüğünden verilen 13.12.2016 tarihli yazı cevabında, 192 ada 1 ila 8 parsel sayılı taşınmazların tescil harici bırakılmadığı belirtilmiş, bu cevaba rağmen, Mahkemece hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu, yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden, kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmaz bölümünün ne sebeple tescil harici bırakıldığı sorulup belirlenmemiş; dosya kapsamından, dava konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin imar planı kapsamında bulunduğu anlaşılmasına rağmen taşınmazın ilk defa ne zaman ve hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının ne zaman kesinleştiği, yine hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle ... ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak belirlenmemiş; dava konusu taşınmazın sınırında bulunan eski 844, 845, 846, 848, 850 ve 851 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanakları ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmamış, varsa taşınmazlara kadastro tespiti sırasında uygulanan dayanak kayıtların, dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmemiş; dava konusu taşınmaz bölümünün, eski 848 (yeni 192 ada 1), 849 (yeni 192 ada 2) ve 850 (yeni 192 ada 3) parsel sayılı taşınmazları bütünüyle çevrelediği, yine dava konusu taşınmaz bölümünün, eski 848 (yeni 192 ada 1), 849 (yeni 192 ada 2) ve 850 (yeni 192 ada 3) parsel sayılı taşınmazlar ile bu taşınmazların kuzeyinde bulunan eski 844 (yeni 191 ada 1), 845 (yeni 191 ada 2) ve 846 (yeni 191 ada 3) parsel sayılı taşınmazların arasında bulunan ve yol olarak paftasında gösterilen yeri de içerisine aldığı görüldüğü halde, söz konusu yeni 191 ada 1, 2, 3; 192 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin kendi taşınmazlarını ne şekilde kullandığı, taşınmazlarından yola ne şekilde ulaşım sağladıkları hususunda araştırma yapılmamış; Mahkemece mükerrerliğe neden olmamak adına, teknik bilirkişiden alınan koordinatlı kroki içerir rapor Kadastro Müdürlüğüne gönderilip, dava konusu yere ilişkin olarak daha önce oluşmuş tapu kaydı bulunup bulunmadığı sorulmamış; Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü web sitesinin parsel sorgu sayfasından yapılan incelemede, yeni 192 ada 2 parsel sayılı taşınmazın güneyinde 426 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluştuğu anlaşıldığı halde bu taşınmazın oluşumuna esas bilgi ve belgeler, taşınmaz hükmen oluşmuşsa ilgili dava dosyası getirtilip dosya arasına alınmamış; yine Dairemizin 29.06.2022 tarihli eksiklik talep yazısına karşılık, Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından verilen 26.07.2022 tarihli yazı cevabının ekindeki krokiler incelendiğinde, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde sit alanı bulunduğu anlaşıldığı halde, Mahkemece bu hususta da araştırma yapılmamış; Mahkemece yapılan yasal ilanlara ilişkin 25.09.2019 tarihli ilan tutanağı incelendiğinde, dava konusu taşınmazın hudutları belirtilirken, “267 no.lu mera parseli içerisinde” ifadesi kullanıldığı halde bu ifadenin ne sebeple kullanıldığı da anlaşılamamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.

Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğünden, kadastro tespiti sırasında dava konusu taşınmaz bölümünün ne sebeple tescil harici bırakıldığı sorulup saptanmalı, Kadastro Müdürlüğünden dava konusu taşınmaz bölümünü komşuları ile bir arada gösteren tesis kadastrosu paftası getirtilip dosya arasına alınmalı, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan eski 844, 845, 846, 848, 850 ve 851 parsel sayılı taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları varsa dayanakları (tapu kaydı ve vergi kaydı gibi) ile birlikte getirtilip dosya arasına alınmalı, yine söz konusu taşınmazların kadastro tespiti kesinleşmiş ise taşınmazlara ait tedavüllü tapu kayıtları, ilk oluşumundan itibaren tapu kütük sayfaları ile birlikte getirtilerek dosya arasına alınmalı, 426 ada 1 parsel sayılı taşınmazın oluşumuna esas tüm bilgi ve belgeler getirtilerek dosya arasına alınmalı, taşınmazın tapu kaydının hükmen oluştuğunun anlaşılması halinde ise taşınmazın hükmen tesciline esas dava dosyası getirtilip dosya arasına alınmalı, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümünün ilk defa ne zaman ve hangi imar planı kapsamına alındığı, imar planının ne zaman kesinleştiği ... ile Van Büyükşehir Belediye Başkanlığından ayrı ayrı sorularak belirlenmeli ve imar planının onaylı bir örneği getirilip dosya arasına alınmalı, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporu yazılacak müzekkereye eklenmek suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümünün kısmen ya da tamamen sit alanında kalıp kalmadığı, kalıyorsa hangi derecedeki sit alanında kaldığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ile Van Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulundan sorulmalı ve ilgili evrak getirtilip dosya arasına alınmalı, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile teknik bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişi, arkeolog bilirkişi ve ziraat mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.

Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin ne olduğu, taşınmazın öncesinin mera, yayla gibi özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olup olmadığı, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, edilmişse imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı, taşınmazın kime ait bulunduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim ya da kimler tarafından hangi tarihten itibaren ve ne şekilde kullanıldığı, yeni 191 ada 1, 2, 3; 192 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların arasında, paftasında yol olarak gösterilen yerin vasfının ne olduğu, bu yerin kadim yol olup olmadığı, bu yerin davacı veya söz konusu parsel malikleri tarafından ne şekilde kullanıldığı, dava konusu taşınmazın yeni 192 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazları çevrelediği göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu taşınmaz maliklerinin yola ne şekilde ulaşım sağladığı, bu maliklerin dava konusu taşınmazı kullanıp kullanmadığı, kullanıyorlarsa taşınmazın davacı ile müşterek şekilde mi kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, eski 844, 845, 846, 848, 850 ve 851 parsel sayılı taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmaz yönünü ne okuduğu belirlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı; arkeolog bilirkişiden, dosya arasına alınan sit alanı haritası ile kadastro paftasının çakıştırılması suretiyle, dava konusu taşınmaz bölümünün doğal ya da arkeolojik sit alanında kalıp kalmadığı, kalıyor ise hangi derecedeki sit alanında kaldığı hususunu açıklayan, taşınmazın sit haritaları üzerindeki konumunu da gösterir şekilde ayrıntılı rapor aldırılmalı; ziraat mühendisi bilirkişiden, dava konusu taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye, dosya arasında bulunan hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, bilirkişiden taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor düzenlemesi istenilmeli; teknik bilirkişiye, keşfi takibe ve denetlemeye olanak verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli, Mahkemece mükerrerliğe neden olmamak adına, teknik bilirkişiden alınan koordinatlı kroki içerir rapor Kadastro Müdürlüğüne gönderilip, dava konusu yere ilişkin daha önce oluşmuş tapu kaydı bulunup bulunmadığı sorulmalı; dava konusu taşınmazın evveliyatı itibariyle imar-ihyaya muhtaç yerlerden olması halinde, 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önünde bulundurularak, taşınmaz imar planı kapsamında kalıyor ve imar planının kesinleşme tarihi dava tarihinden önceyse, imar planının kesinleşme tarihine kadar, imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; hakim, doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar vermek zorunda olduğu halde, davacı adına tesciline karar verilen dava konusu taşınmaz bölümünün, hangi vasıfla davacı adına tesciline karar verildiğinin hüküm yerinde belirtilmemiş olması da isabetsiz olup, kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden dahili davalı ... Başkanlığına geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.