"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: KORKUTELİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne dair verilen karar, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ortak muris ...'dan kalan taşınmaz üzerinde tarım yapmak suretiyle uzun süreden beri zilyetliklerini sürdürdüklerini, ... ve mirasçılarının ise söz konusu taşınmaz üzerinde hiçbir tasarruflarının bulunmadığını; ...'nın, mirasçıları olan davalılar ile yaşadığı sorunlar sebebi ile ölmesi durumunda söz konusu taşınmazdaki hissesinin kendi mirasçılarına kalmasını istemediği için müvekkillerine bıraktığını, hatta ...'nın, söz konusu taşınmaza ilişkin "Kadastro Tespitine İtiraz" konulu Korkuteli Kadastro Mahkemesinin 2008/496 E., 2010/16 K. sayılı dosyasının 25/05/2009 tarihli duruşmasında; "dava konusu yerdeki hissemi kardeşim ...'nın mirasçılarına hibe ettim. Yer ile bir ilgim yoktur." diyerek taşınmazdaki hissesini ... mirasçılarına, yani müvekkillerine devrettiğini, söz konusu taşınmazla bir alakasının kalmadığını belirterek, fiili durumu Mahkeme önünde ikrar ettiğini; müvekkillerinin, ...'nın kendisine hibe ettiği taşınmazlar üzerinde bugüne değin malik sıfatıyla zilyet olarak tasarruflarını sürdürdüklerini, Mahkeme önündeki ifadelerinin, Mahkeme içi ikrar niteliği ve kesin delil niteliği taşıdığını ileri sürerek, 191 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki davalıların hisselerinin iptali ile müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tescilini; bu talepleri uygun görülmez ise taşınmazdaki davalı hisselerinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte, rayiç bedeli belli olmadığı takdirde yasal faizi ile birlikte günümüz değerine güncellenerek ve değiştirilerek davalılardan hisseleri oranında alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ile davalılar ..., ... ... ve ... ayrı ayrı sunmuş oldukları cevap dilekçesinde özetle; davalının babasının, davacılara taşınmazı hibe ettiğine dair beyanından sonra dava konusu tapuya kayıtlı taşınmazın tapuda resmi hibe işlemlerini öldüğü 20/10/2014 tarihine kadar da gerçekleştirmediğinin ortada olduğunu; tapuda kayıtlı taşınmazların bağışlanmasının ancak resmi şekilde yapılırsa geçerli olacağını, bunun dışında yapılan bağışlama sözlerinin ise hüküm ifade etmeyeceğini; bağışlama sözü vermenin, taşınmazlar için TK.nın 26. maddesi ve TBK.nın 288/2. maddesi düzenlemesiyle resmi şekilde yapılması gerektiğini, iddialarla açılan tapu iptal davasında sanki davacılar bağış karşısında bir bedel ödemiş gibi tapu iptali olmazsa taşınmazın güncellenmiş değerinin kendilerine ödenmesini talep ettiklerini ki, yasanın kabul ettiği şekil şartlarına uymayan, geçersiz addedilen bağıştan dönmenin sorumluluğu bulunmadığı gibi, davacılar açısından bir zararın da söz konusu olmayacağından, usul açısından bu talebin de hukuken yerinde olmadığını ileri sürerek, haksız ve yersiz açılmış bulunan davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesinin 09/05/2019 tarih, 2017/307 E. 2019/279 K. sayılı kararı ile; hibeye ilişkin irade beyanı ile zilyetliğin devir olgusunun da gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile; Antalya ili, Korkuteli ilçesi, Kayabaş köyü 191 ada 3 parselin davalılar murisi ... adına kayıtlı olan 1/2 hissesinin iptali ile davacılar adına Korkuteli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/71 Esas sayılı dosyasında verilen mirasçılık belgesinde belirtilen miras hisseleri oranında (...'nın 1/2 hissesinin 240 pay kabul edilerek, 48 payın ..., 48 payın ..., 48 payın ..., 48 payın ..., 9 payın ..., 13 payın ..., 13 payın ..., 13 payın ... adına) tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... ve müşterekleri vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya içine alınan Korkuteli Kadastro Mahkemesinin 2008/496 E. 2010/16 K. sayılı dosyasında, davalı parselin tutanak aslından ve keşifte dinlenilen mahalli bilirkişinin yeminli beyanından görüldüğü üzere ... adına yapılan kadastronun ilk tespitine süresi içinde ...mirasçıları tarafından kendilerine hibe edildiği yönünde herhangi bir itirazın gelmediğini, itirazın sadece Hazine tarafından yapıldığını, davacıların yapılan ilk tespite bu yönde bir itirazının bulunmadığını ve onlar açısından tespit kesinleşmiş olduğundan tapulu taşınmazlar hakkında uygulanan bağış verme işleminin resmi şekilde yapılması gerektiğini; kadastro tespit davası kararının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren öğrendikleri halde buna itiraz etmediklerini, taşınmazın davacıların murisine sağlığında ya da mirasçısı olan davacılara kullanımının bir şekilde devrinin gerektiğini, ziraat bilirkişisi raporuyla taşınmazın yaklaşık 20-25 yıldır yani 1994-99 lu yıllardan beri herhangi bir tarımsal faaliyet için kullanılmadığı gerçeği ortada dururken, teknik açıdan zilyetliğin devrinin ne şekilde yapıldığına dair kesin bir kanaate ulaşmaları için söz konusu bilirkişi raporundan daha kuvvetli bir delilin bulunması gerektiği de gözetilmeden genel ifadeler içeren tanık beyanları ile doğruluğu şüpheli hale gelmiş olan mahalli bilirkişi beyanına itibar edilerek verilen kararın, bu yönüyle de hukuka uygun olmadığını öne sürerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 19/03/2020 tarih 2019/1264 E. 2020/358 K. sayılı kararıyla; davalıların murisi ...’un, Korkuteli Kadastro Mahkemesinin 2008/507 E. sayılı davasının 25/05/2009 tarihli duruşmasında, "dava konusu yerdeki hissemi kardeşim ...’nın mirasçılarına hibe ettim, yer ile bir ilgim yoktur" şeklindeki beyanı, davalı ...’ün son celsedeki tevil yollu ikrarı yanında, 17.09.2018 tarihli keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi beyanı ile kısmen soyut ve duyuma dayalı olduğundan davalı tanık anlatımlarına üstün tutulan taraflara eşit mesafedeki davacı tanıklarının somut ve dosya kapsamına uygun beyanlarından zilyetliğin devredildiği, davalı tanıklarının bu husustaki beyanlarından da zilyetliğin davacı tarafta olduğu anlaşıldığı gibi davalılar murisi ve vefatından sonra davalıların, davacıların zilyetliğine karşı çıktıklarını iddia ve ispat etmedikleri dolayısıyla çekişmesiz olarak zilyet edilen davaya konu ve hibe beyan tarihinde tapusuz olduğundan menkul hükmündeki taşınmazın, teslimle bağış işleminin gerçekleştiği anlaşıldığından, davanın sübut bulduğu; muris muvaazasına değinen istinaf sebepleri İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmediğinden ...nın 357/1. maddesi uyarınca bu aşamada dikkate alınamayacağı; bunlara göre İlk derece Mahkemesi kararı sonuç olarak doğru ise de; davalılar hakkındaki yargılama giderine, miras payları oranında hükmedilmesi gerektiği, davalılardan ...'ın 5/20 diğer davalıların da ayrı ayrı 3/20'er miras payı oranında sorumlu olduklarından davalılar vekillerinin bu yöne değinen istinaf sebebi haklı görülerek İlk Derece Mahkemesi kararının açıklanan nedenle ...nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili ile davalı ... ve müşterekleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz nedenleri
2.1. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, tespit tutanaklarına itiraz süresi içerisinde davacılara hibe edildiğine ilişkin itiraz edilmediğini, muvazaa iddiasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, davalının beyanını tevil yoluyla ikrar sayarak hatalı değerlendirme yapıldığını, ziraat raporu ve hava fotoğraflarına göre taşınmazın 20-25 yıldır kullanılmadığının tespit edildiğini yani zilyetliğinin devrinin ispatlanamadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... ve müşterekleri temyiz dilekçesinde özetle, tespit tutanaklarına itiraz süresi içerisinde davacılara hibe edildiğine ilişkin itiraz edilmediğini, muvazaa iddiasının yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğini, davalının beyanını tevil yoluyla ikrar sayarak hatalı değerlendirme yapıldığını, ziraat raporu ve hava fotoğraflarına göre taşınmazın 20-25 yıldır kullanılmadığının tespit edildiğini yani zilyetliğinin devrinin ispatlanamadığını öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi hukuksal sebebe dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Çekişmeli 191 ada 3 parsel sayılı taşınmaz senetsizden tarla vasfıyla ½ hissesi ..., ½ hissesi ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2. Davacı taraf, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ...’nın hissesine yönelik dava açmıştır.
3.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı bentte yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuki gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... ile davalı ... ve müştereklerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 805,33 TL'er harcın davalılar ..., ..., ...'dan ayrı ayrı alınmasına, 1.342,26 TL bakiye onama harcının da davalı ...'tan alınmasına, 268,33 TL bakiye harcının davalı ...'e iadesine, 14/06/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.