Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4707 E. 2022/4803 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davasında, davacılar mirasçıların murislerinden kalan taşınmazın davalıya hibe yoluyla intikal ettiğine dair iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından sunulan tanık beyanlarının tutarlılığı ve davacıların miras hakkına dayalı zilyetlik iddialarını ispatlayamamaları gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, İlk Derece Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine ilişkin karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; çekişmeli 123 ada 6 parsel sayılı, 6.085,94 metrekare alanlı taşınmaz ile çekişmeli 123 ada 7 parsel sayılı 15.894,69 metrekare alanlı taşınmazların asıl maliki olduklarını, muris ... bahse konu taşınmazların asıl sahibi olduğu halde, davalı adına tespit ve tescil edildiğini, mirastan gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu kayıtlarının iptaliyle davacılar adına tescilini talep etmiştir.

II.CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının hukuki dayanaktan yoksun olup reddinin gerektiğini, davacıların dava dilekçesinden anlaşıldığı kadarıyla dava konusu taşınmazların mirasbırakanları tarafından kendilerine miras yolu ile geçtiği iddiasında olduklarını, oysa ki dava dilekçesi incelendiğinde dava ehliyetine sahip kişilerin tamamı tarafından değil sadece 6 kişinin adına dava dilekçesi tanzim edildiğinin görüldüğünü, oysaki miras hukukuna dayalı olarak açılan davalarda tüm davacıların adına dava açılması gerektiğinden aktif husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde zaman zaman kendisinin zaman zaman da üçüncü şahıslara kiraya verilmek suretiyle tasarrufta bulunduğunu, açıklanan nedenlerle miras hukukuna dayalı olarak açılan davanın aktif husumet yönünden reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

Mahkemece, taraflarca açılan davanın dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan keşif sonucu 30-40 seneden daha fazladır tarım işi yapıldığı ve bunun gerek tanık beyanlarıyla gerekse bilirkişi beyanlarıyla desteklendiği fakat bu işlemlerin tamamının davalı tarafından yapıldığı, davacılar her ne kadar malik sıfatıyla zilyet oldukları iddiasında bulunuyorlarsa da

bu yöndeki beyanlarını destekleyen somut bir delilin dosya kapsamında yer almadığı, dava konusu taşınmazın davalı ... ve kardeşi ...tarafından yıllardır tasarrufta bulundurulduğu, gerek tanık gerekse mahalli bilirkişi beyanlarından açıkça anlaşılmış olup MK'nın madde 973 vd. mad. göre davacıların iddialarını somut ve kabul edilebilir delillerle ispatlayamamış oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV.TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemece verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.12.2014 tarih 2014/11601 E., 2014/15543 K. sayılı kararıyla, Mahkemece, taşınmazların davalı ve kardeşi tarafından yıllardır kullanıldığı, davacıların zilyet olmadıkları kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, davacılar, dava dilekçesinde taşınmazın kök muris ...'tan kaldığını iddia ederek adlarına tescil talebinde bulunduğu, davalı ise taşınmazda zilyet olduğu iddiasını ileri sürdüğü, taşınmazların, davacıların murisi ...'a ait olduğu yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen delillerle sabit olup, uyuşmazlık, ...'un sağlığında taşınmazları davalıya satın alma, bağış vb. sebeple devredip devretmediği noktasında toplandığı, Mahkemece davalının satın alma ve bağış vb. sebebe dayandığı takdirde bu hususu ispatlaması için imkan tanınmasının gereğine değinilerek hüküm bozulmuştur.

3. Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 02/02/2016 tarih 2015/172 E., 2016/112 K. sayılı kararıyla, yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller, celp edilen kayıtlar, mahalli bilirkişiler ile keşif, bilirkişi raporları, Yargıtay bozma kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, dava konusu taşınmazın evveliyatında (bozma kararında da belirtildiği üzere) ...’a ait olduğu konusunda çekişme bulunmadığı, çekişme konusunun dava konusu taşınmazların önceki malik tarafından davalıya satış, bağış, v.b yollardan devredilip devredilmediği noktasında toplandığı, keşifte dinlenen davalı tanıkları yeminli ve birbirlerine uyumlu beyanlarında; murisin dava konusu taşınmazları davalıya bıraktığını, diğer bazı taşınmazlarını da diğer mirasçılarına bıraktığını ifade ettikleri her ne kadar diğer tanıklar beyanlarında müteveffanın taşınmazlarını mirasçılarına bölüştürdüğü şeklinde bilgileri olduğunu bildirmişler ise de, beyanların miras tanıkları ile çelişmediği gerekçesiyle davacıların davalarının reddine karar verilmiştir.

4.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz nedenleri

Davacılar temyiz dilekçesinde özetle; davalı tanıklarının bozma öncesinde alınan beyanları ile bozma sonrasında alınan beyanların birbiriyle çeliştiği, davalı tanıklarından ...ve ... davalı ile akraba olup lehine beyanda bulunacağının sabit olduğunu, mahalli bilirkişi ve davacı tanık beyanlarının davacılar lehine olmasına rağmen davanın reddinin isabetsiz olduğunu öne sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedenlere dayalı açılan tapu iptal ve tescil talebine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönü. m dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz

ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir” hükmüne yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Çekişmeli 123 ada 6 ve 7 parsel sayılı taşınmazlar tarla vasfı ile senetsizden davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.3.2. Davacı taraf, mirastan gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescilini talep etmiştir. Davalı taraf ise hibe sonucunda taşınmazın kendisine düştüğünü savunmuştur.

6.3.3. Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3) no.lu paragrafta yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine ve bozmaya uygun araştırma ve uygulama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 275,50 TL bakiye harcın talep halinde davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.