Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4709 E. 2022/4604 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespitine karşı, kadastrodan önceki hukuki sebebe dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve davanın bu süre geçtikten sonra açıldığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BURSA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ: MUDANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacıların ve davalıların başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; ... ilçesi ... Mahallesinde bulunan 175 ada 1, 177 ada 1 ve 178 ada 2 parsel sayılı taşınmazların, davacıların dedesi ... tarafından 1963 tarihli köy satış senedi ile satın alındığını ancak kadastro sırasında dedenin hazır olmaması nedeni ile davacıların dedesinin dedesi olan ... adına tespit edildiğini, dedeleri olması sebebi ile bir sakınca görmeyerek 30 yılı aşkın zamandır davacıların zilyet olduklarını, zeytin ve incir ağaçları diktiklerini, davalıların kötüniyetli olarak davacılar aleyhine dava konusu taşınmazlar hakkında ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacıların murisi ... mirasçıları adlarına miras payları oranında tapuya tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Bir kısım davalılar vekili Av. ..., davalılar ..., ...,... vekili Av. ... ve ... cevap dilekçelerinde özetle; 3402 sayılı Kanun'un 12. maddesi gereği 10 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, açılan davayı kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEME KARARI

... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.01.2019 tarihli 2015/337 Esas ve 2019/16 Karar sayılı kararıyla; çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının itiraz üzerine 04/01/1976 tarihinde kesinleştiğini, davacıların 1963 tarihli köy senedi ile satın almaya yönelik iddialarının kadastro tespitinden önceki hukuki nedene dayandığını, davanın 10 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle dava konusu taşınmazlar hakkında açılan davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1.İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacıların dava konusu taşınmazlardaki zilyetliğinin tespit ile tescil arasında başlaması nedeniyle 10 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmayacağını, davacıların murisinin nizalı taşınmazları 1963 yılında köy senedi ile satın aldığını, ancak tespit ile tescil arasındaki 2 yıllık sürede davacıların zilyet olduklarını, tespite de bu sebeple itiraz olunduğunu belirterek, ret kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

2.2.Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiğinden davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının sadece vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını istemiştir.

2.3. Katılma yolu ile istinaf eden davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararının ret kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ancak işin esasına girildiğinden davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek vekalet ücretine yönelik kararın kaldırılmasını istemiştir.

3.Gerekçe ve Sonuç

Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 26.02.2020 tarihli 2019/642 Esas 2019/688 Karar sayilı kararıyla, dava konusu taşınmazların tespitinin kesinleştiği tarih olan 04/01/1976 tarihinden itibaren davanın açıldığı 26/10/2015 tarihe kadar 3402 sayılı Yasa'nın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı gerekçesiyle, davacılar vekilinin, davalı ... vekilinin, davalı ... vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davada herhangi bir zamanaşımı süresinin söz konusu olmayacağını belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile ret kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Katılma yolu ile temyiz eden bir kısım davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece işin esasına girilerek dava konusu taşınmazların değerinin keşifte belirlendiğini ve davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verildiğini belirterek, davalılar yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3.Gerekçe

3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Bursa ili ... ilçesi ... Mahallesinde 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında 175 ada 1 parsel sayılı 3.117.11 m2 yüzölçümlü taşınmaz, 177 ada 1 parsel sayılı 5.291.05 m2 yüzölçümlü taşınmaz ve 178 ada 2 parsel sayılı 1.433.95 m2 yüzölçümlü taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ölü ... adına tespit edilmiş, davacıların dedesi ... tarafından tespite itiraz edilmesi üzerine Kadastro Komisyonunca itiraz reddedilmiş, 04/01/1976 tarihinde tutanak kesinleştirilerek ölü olduğu belirtilen ... adına tapuya tescil edilmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde; kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü niteliğinde olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile Mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

HMK'nın 369. maddesi uyarınca temyiz dilekçesinde belirtilen sebepler ile kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususlar noktasında yapılan temyiz incelemesinde;

Davacı taraf çekişmeli taşınmazın öncesinde kök murise ait olduğu iddiasıyla kadastro öncesi nedene dayalı olarak dava açmış olması nedeniyle İlk Derece Mahkemesince hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince ret kararına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmiş olmakla davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetlidir.

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 08/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.