Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4717 E. 2022/4619 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacılar tarafından tapu iptali ve tescil davası açılmasının ardından, taşınmazın davalı Hazine tarafından üçüncü kişiye satılması nedeniyle davanın reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerindeki zilyetliklerini ve kadastrodan önceki hak sahipliklerini ispatlayamamaları, tanık beyanlarının teknik bilirkişi raporlarına üstün tutulamaması ve davalıların kötü niyet iddiasının ispatlanamaması gözetilerek yerel mahkemenin ret kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın redddine ilişkin verilen karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili, Sivas ili Hafik ilçesi Adamlı Köyü 147 ada 28 parselde bulunan yaklaşık 468 m2 büyüklüğünde tarla niteliğindeki taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edildiğini oysa taşınmazın davacıların babası tarafından uzun yıllar nizasız ve aralıksız olarak kullanılmış olduğunu, babalarının ölümü ile çocuklarına kaldığını, taşınmaz üzerinde uzun yıllar önce yapılan ağılın harabesinin bulunduğunu ileri sürerek, 147 ada 28 nolu parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.

Davacı vekili 03/06/2019 tarihli beyan dilekçesi ile 6100 sayılı HMK nın 125. maddesi kapsamında davaya kayden malik olan ...'a karşı tapu iptali ve tescil davası olarak devam etmek istediklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davalı olarak gösterilen Hafik Mal Müdürlüğünün tüzel kişiliği ve kanunla verilmiş bir yetkisi bulunmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini ayrıca taşınmazın 03/12/2015 tarihinde ...'a satıldığını ve tapunun devredildiğini, 18/12/2015 tarihi itibari ile Maliye Hazinesinin dava konusu taşınmazın maliki olmadığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı ..., davacılardan sadece ... tarafından satın alma başvurusunda bulunulduğunu, ihalenin ilan edildiğini ve itiraz olmadığını, eldeki davanın ihale kesinleştikten sonra açıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15/01/2016 tarihli ve 2015/1120 E., 2016/30 K. sayılı kararıyla; her ne kadar dava dilekçesinde Hafik ilçesi Adamlı köyü 147 ada 28 parselde bulunan taşınmazın davacıların babası tarafından uzun yıllar kullanılmış olduğu ileri sürülerek taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescili talep edilmiş ise de; dava konusu taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 05/02/2019 tarihli 2016/5541 E. 2019/648 K. sayılı kararıyla; “ ... davanın; dava tarihi itibari ile kayıt maliki olan Hazineye yöneltilerek açıldığı, dosyaya getirtilen kayıt ve belgelerden çekişmeli taşınmazın yargılama sırasında el değiştirdiği ve kayden satış yoluyla ... adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, Mahkemece anılan yasal düzenleme gereğince davacı tarafa seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediği sorulmadan ve davacının davaya yeni malike karşı tapu iptali ve tescil davası olarak devam etmek istemesi halinde, çekişmeli taşınmazı devralan kişinin davaya dahil edilmesi için süre ve imkan tanınması gerektiği göz ardı edilerek davanın pasif husumet yokluğu gerekçesi ile usulden reddine karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar

Sivas 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21/01/2020 tarihli ve 2019/168 E. 2020/22 K. sayılı kararıyla; somut olayda her ne kadar tanıklar ve mahalli bilirkişiler beyanlarında taşınmazın davacının babası tarafından kullanıldığını, babasının taşınmazın üzerine ağıl yaptığını, 1964-1965 senelerinde yıkıldığını, o tarihten sonra ekme biçme işlemi yapılmadığını ancak taşınmazın mirasbırakan baba ve oğlu tarafından sahiplenildiğini beyan etmiş ise de; jeodezi bilirkişi raporunda 1961 ve 1972 yıllarına ait hava fotoğraflarında sahiplenmeyi gösteren tarımsal faaliyet, çit vb olmadığı gibi tanık beyanlarında bahsedilen ağılın da olmadığının ve tarımsal faaliyet yapılmadığının açıklanması, ziraat bilirkişi raporunun da jeodezi bilirkişi raporunu desteklemesi karşısında teknik bilirkişi raporları tanık beyanlarına üstün olduğundan davacıların tespitten önceki hak sahipliğini ispat edemediği, kaldı ki davacıların dayandığı tanık beyanları köyde yapılan ihale ilanlarına ilişkin birbiriyle tutarsız ve zıt ifadeler içerdiğinden, davalının kötü niyet iddiasının da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, Yerel Mahkemcee sadece dava konusu taşınmazın dahili davalı ...'a yapılan satışıyla ilgili kayıtlara dikkat edilip, şekli yargılama tercihinde bulunduğunu, davacılardan ...'ın henüz dava açılmadan önce dava konusu taşınmazın kendi dedesinden ve babasından kaldığını, kadastro tespitinin yanlış yapıldığını ancak buna rağmen Hafik Mal Müdürlüğünden satın almak istediğine ilişkin henüz ... İsimli şahıs ortada yokken yapmış olduğu yazılı dilekçelerin istenmediğini, bu hususun irdelenmediğini, dava öncesinde ya da sonrasında tarafların savcılıklara ve kurumlara yaptığı başvuruların değerlendirilmediğini, her ne kadar davacı tarafından söz konusu satış işlemlerinin ve satış işlemlerine ilişkin ilanların Köy Muhtarlığına gönderildiği iddia edilse de söz konusu açık arttırma usulü ile yapılan satıştan dahili davalı ... dışında Adamlı köyünden hiçbir kişinin haberi olmadığını, Adamlı Köyü Muhtarlığının da yapılan satıştan haberi ve bilgisi bulunmadığını, köy halkından ve davacılardan saklı gizli olarak ... nezdinde birtakım işlemler yapan her ne kadar evrak üzerinde nizami görünse de köy halkı ve davacılar tarafından muvazaalı olduğu iddia edilen işlemleri ileri sürerek iyi niyetli üçüncü kişi olma ilkesinin ileri sürülmesini kabul etmediklerini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucu Sivas ili, Hafik ilçesi, Adamlı köyü çalışma alanında bulunan 147 ada 28 parsel sayılı 467,20 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi vasfıyla, hiç kimsenin mülkiyet iddiasında bulunmadığı belirtilerek davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Yargılama sırasında taşınmaz, satış yoluyla ...'a temlik edilmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2.İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun, "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti" başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, Dava Konusunun Devri başlıklı 125. maddesinde “ (1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde dava davacı lehine sonuçlanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.(1) b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.” düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3 Değerlendirme

(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.