Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4716 E. 2022/4846 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu tapuya tescil edilen taşınmazlarda ölçüm hatası yapıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mirasçılar arasında daha önce yapılan taksimin geçerliliğinin devam edip etmediği ve taşınmazların nasıl paylaştırılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasçılar arasında yapılan taksimden sonra kadastro tespiti sırasında paydaşlardan birine isabet eden taşınmazın orman veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında olması halinde, taksimin bozulduğu ve geçersiz hale geldiği, bu durumda çekişmeli taşınmazın kök murisin tüm mirasçılarına ait olduğu kabul edilerek paylaştırılması gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece verilen kabul kararının Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince bozulması üzerine İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin karar süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacı ..., Kuzucak Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sonucunda davalı ... adına tespit ve tescil edilen 107 ada 116 parsel sayılı taşınmaz ile aynı çalışma alanında bulunan ve kendi adına tespit ve tescil edilen 107 ada 117 parsel sayılı taşınmazda konum itibarı ile ölçüm hatası yapıldığını, malik olduğu 117 parsel sayılı taşınmazın zemin durumunun kullandığı yer ile örtüşmediğini, kadastro sırasında 116 parsel ile 117 parselin birbiri ile karıştırıldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmış, yargılama sırasında ..., 107 ada 117 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik olarak irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak davaya asli müdahil olarak katılmıştır.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle, kadastro tespit ve ölçümlerinde hata yapıldığını, zeminde kayma olduğunu, komşunun tarlasının pafta üzerinde kendi tarlası içerisinde gözüktüğünü, esasen her iki tarafın kullandığı yerlerin ayrı ayrı olduğunu, dönüm miktarında yanlışlık olmadığı, sadece harita üzerinde yanlışlık yapıldığını, açılan davayı kabul ettiğini, hatanın giderilmesini talep etmiştir.

..., yargılama sırasındaki beyanlarında özetle, davayı kabul etmediğini, davacı taraf ile kardeş olduğunu, taşınmazların kök muristen gelen yerler olduğunu, gerekirse Orman Genel Müdürlüğüne dava açacağını fiilen paylaşılan ve kendisine kalan kısmın orman parseli içerisinde gösterildiğini, mağdur olduğunu dava konusu taşınmazların hakkaniyet gereği üç eşit parçaya bölünmesi gerektiğini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli 2014/688 Esas 2016/37 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 116 ve 117 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Fen Bilirkişisi ... Yiğit'in 05.10.2015 tarihli rapor ve krokisinde (116-A) ile gösterilen 11.651,74 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 116 parselin geri kalan kısmının ise davalı ... üzerinde bırakılmasına; aynı raporda (117-A) ile gösterilen 4.992,89 metrekare yüzölçümündeki bölümün müdahil davacı ...’in miras bırakanı ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline ve 107 ada 117 parselin geri kalan kısmının ise davacı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar:

Mahkeme kararına karşı davalı ... tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma İlamı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 11.02.2019 tarihli ve 2016/6353 Esas - 2019/855 Karar sayılı ilamıyla, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması nedeniyle sair temyiz itirazlarının yerinde olmadığı ancak, davacı ...’in açtığı ve kabulüne karar verilen davada ... (107 ada 117 parsel maliki) “davalı” durumunda bulunmakta olup; davaya konu bu parsel yönünden hesaplanan harç ve yargılama giderlerinin ...’den alınmasına karar verilmesi gerekirken; ...’in ... tarafından açılan davada “davalı” konumunda bulunduğu göz ardı edilerek tüm harç ve yargılama giderlerinin davalı ...’den alınmasının isabetsiz olduğu belirtilerek karar bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli 2019/273 Esas 2019/334 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli 107 ada 116 ve 117 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile Fen Bilirkişisi ... Yiğit'in 05.10.2015 tarihli rapor ve krokisinde (116-A) ile gösterilen 11.651,74 metrekare yüzölçümündeki bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 107 ada 116 parselin geri kalan kısmının ise davalı ... üzerinde bırakılmasına; aynı raporda (117-A) ile gösterilen 4.992,89 metrekare yüzölçümündeki bölümün müdahil davacı ...’in miras bırakanı ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline ve 107 ada 117 parselin geri kalan kısmının ise davacı ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz talebinde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, eksik ve yetersiz inceleme ile karar verildiğini, işin esasına inilip iddialarının değerlendirilmediğini her ne kadar Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda kabul kararı verilip harç konusunda gerekli düzeltmeler yapılmış ise de verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu dava konusu taşınmazların üç eşit parçaya bölünerek taraflara pay edilmesi gerektiğini, kendisinin açılan davayı kabul etmediğini dilekçeyi okumadan imzaladığını, kulaklarının duymadığını, bu dilekçe ile davacı ile arasındaki sözlü kabul beyanını açıkladığını ve davayı kabul etmediğini belirtmesine rağmen beyanının yanlış anlaşıldığını zeminde kullanılan yerin de kendisi adına yazılacağını düşündüğünü, kendi hakkının kayıp olduğunu belirterek Mahkemenin kabul kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Kadastro sonucu Kahramanmaraş ili, Merkez ilçe, Kuzucak Mahallesi çalışma alanında bulunan 107 ada 116 parsel sayılı 13.459,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ... adına; ve 107 ada 117 parsel sayılı 14.034,69 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacı ... adına kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle tespit ve tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

4721 sayılı TMK’nın 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi, "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Mahkemece, davalı ...'in 07/01/2015 tarihli dilekçesi, kabul beyanı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ve bilirkişi raporları ile dava konusu olan 107 ada 136/B, 136/C, 136/D, 136/F ve 107 ada 124/A, 124/C harfleriyle gösterilen taşınmazların imar ihya yönünden, tarımsal kullanım bakımından ve evveliyatları itibari ile zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, yine dava konusu olan 107 ada, 116 parsel ve 107 ada 117 parsel sayılı taşınmazların imar ihya yönünden, tarımsal kullanım bakımından ve evveliyat itibari ile zilyetlikle iktisabı mümkün olan yerlerden olduğu, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç hatalıdır.

Dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazların davacı ve davalı tarafın müşterek kök murisi ...’dan kaldığı, ...’ın 28/01/1982 tarihinde vefat ettiği eşi ...’nın ise 1986 yılında vefat ettiği geriye mirasçı olarak ..., ..., ..., ... ve ...’i bıraktığı, ...’ın terekesinin mirasçıları arasında paylaşıldığı uzun yıllar herkesin kendi yerini kullandığı, taksimde davalı ...’in hakkını diğer kardeşlerine sattığı daha sonra ise taksimde kardeşi ...’e kalan taşınmazı kadastrodan önce ...’den satın alıp satın aldığı şekliyle kullanmaya devam ettiği, kadastro sırasında ...’in yerinin bir kısmının ormanlık alan içerisinde kaldığı tartışmasızdır. Uyuşmazlık taraflar arasındaki taksimin bozulup bozulmadığı noktasındadır.

Dairenin istikrar bulmuş kararlarına göre mirasçılar arasında yapılan fiili taksimden sonra kadastro tespiti sırasında paydaşlardan birine isabet eden taşınmazın tamamının veya bir kısmının orman veya Devletin hüküm ve tasarrufu altından olan yerlerden olduğu gerekçesi ile tespit harici bırakılması durumunda hakkaniyet ilkesi doğrultusunda artık taraflar arasındaki taksimin bozulduğu ve geçersiz olduğu kabul edilmektedir.

Somut olaya gelince kök muris öldükten sonra mirasçıları arasında yapılan taksime göre 05/10/2015 tarihli fen bilirkişi raporunda 116/B, 136/C, 136/F, 124/A ve 124/C harfleri ile gösterilen yeşil renk ile taralı kısmın dava dışı ...’e kaldığı, ...’in bu yeri kadastrodan önce davalı ...’e sattığı ve davalı ...’in bu yeri kullandığı, aynı raporda 116/A, 136/B, 136/D ile 117/B harfleri ile gösterilen kırmızı kalem ile taralı alanın davacı ...’e kaldığı ve bu yeri davacının kullandığı, yine raporda 117/A harfi ile gösterilen sarı renk ile taralı kısmın ise asli müdahil ...’ in babası ...’a kaldığı halde kadastro çalışmalarında fiili kullanıma aykırı olacak şekilde 117/A ve 117/B harfleri ile gösterilen kısım davacı ... adına, 116/A ve 116/B ile gösterilen kısım davalı ... adına tespit ve tescil edildiği, kaldı ki teknik bilirkişi raporunda davacı ...’in fiilen kullandığı 136/ B ve 136/D ile harfleri ile gösterilen kısımlar ile davalı ...’in fiilen kullandığı 136/C, 136/F, 124/A, 124/C harfleri ile gösterilen kısımların orman içerisinde kalması nedeniyle artık mirasçılar arasındaki taksime değer verilemeyecektir.

Hal böyle olunca, Mahkemece taraflar arasındaki taksimin bozulduğu dikkate alınarak çekişmeli taşınmazlardan temyize konu 107 ada 116 parsel sayılı taşınmazın kök muris ... mirasçılarına ait olduğu kabul edilerek davacının miras payı oranında davanın kabulüne, geri kalan hissenin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken geçersiz olan taksime değer verilerek taşınmazın 11.651.74 metrekarelik kısmının davacı adına tesciline karar verilmesi isabetsiz olmuştur.

Mahkemece, bu hususlar göz ardı edilerek hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle de bozulması gerektiği halde, sehven bozma dışı bırakıldığı, dosya içeriğine aykırı maddi hataya dayalı bozma dışı bırakmanın kazanılmış hak oluşturmayacağı anlaşılmakla, davalının temyiz talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ...’in temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.