Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4745 E. 2022/5173 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde davacıların murisinin zilyetliğinde olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tesciline ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerinde kadastro kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinim koşullarını sağlayacak ekonomik amaca uygun bir kullanımı ve zilyetliği bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli davada bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; Kemer ilçesi Akçaören köyünde bulunan 200 ada 19 parsel sayılı taşınmazın davacıların murisi ...'a ait olduğunu, kadastro tespiti sırasında yanlışlıkla köy tüzel kişiliği adına tespit edildiğini, ancak bu taşınmaz içerisinde misafir odası veya çobanların oda olarak adlandırılan muris ...'a ait bir oda bulunduğunu belirterek, tapu kaydının iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Köy tüzel kişiliği vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III.MAHKEME KARARI

Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 29/09/2015 tarihli ve 2010/506 E., 2015/576 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne 200 ada 19 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hüküm yerinde gösterilen paylar ile davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 25/12/2019 tarihli ve 2016/7888 E., 2019/8904 K. sayılı kararında; varılan sonucun dosya kapsamına uygun düşmediği, Mahkemece taşınmaz başında yapılan 05.05.2008 tarihli keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, tespit bilirkişisi ve tanıklar, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan köy odasının 1940, samanlığın ise 1960 yılında yıkıldığını, taşınmazın uzun süredir boş olduğunu belirttiği, 07.12.2012 tarihli keşifte dinlenen davacı tanıkları, köy odasını görmediklerini, taşınmaz üzerinde bulunan samanlık ve ahırın ise 1967-1970'lerde yıkıldığını, daha sonra davacıların traktör, saban, kazma, kürek gibi aletlerini taşınmaza koyduklarını, taşınmazın en az 50 yıldır kullanılmadığını; davalı tanıkları ise, dava konusu taşınmazın evveliyatında mera olduğunu, daha sonra köy odası olarak bir süre kullanıldığını, köy odasının yapıldığı ve yıkıldığı tarihleri bilmediklerini, köy odasının çobanların köy odası olarak anıldığını bildiklerini, ancak taşınmazın 1938 yılından tespit tarihi olan 2006 yılına kadar köy boşluğu ve mera olarak kullanıldığını beyan ettikleri, keşif sonrası dosya arasına alınan ziraat bilirkişi raporunda ise, taşınmazın arsa olarak değerinin belirlendiği, açıklanan bu duruma göre, dava konusu taşınmaz üzerinde davacılar lehine Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde düzenlenen zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün yersiz olduğu belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

3.Burdur Sulh Hukuk Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin 09/07/2020 tarihli ve 2020/254 E., 2020/599 K. sayılı kararıyla; davacılar lehine zilyetlik koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir

4. Bozma Sonrası Burdur Sulh Hukuk Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Burdur Sulh Hukuk mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; Mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verdiğini, dava konusu taşınmazın davacılara ait olduğunu davacılara ait 4 nolu parsel ile bir bütün olarak kullanıldığını, bu nedenle Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. “

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.

6.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine göre çekişmeli taşınmaz üzerinde davacıların ekonomik amaca uygun kullanımları ve zilyetliklerinin olmadığının anlaşılması nedeniyle, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Burdur Sulh Hukuk Mahkemesinin kararının ONANMASINA, aşağıda dökümü yapılan 26,30 TL onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 27/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.