Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4744 E. 2022/4775 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ve adına tescili istemine dayalı davada, davacının zilyetlikle mülk edinme şartlarını sağlayıp sağlamadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından dava konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde yirmi yılı aşkın süredir malik sıfatıyla, davasız ve aralıksız tasarruf edildiğinin tespit edilmesi ve imar ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunun belirlenmesi gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : GAZİANTEP BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

Davacı ... dava dilekçesinde, 112 ada 1165 numaralı parselin bir bölümünün murisinden intikalen ve taksimen kendisine kaldığını, eklemeli olarak 40 yıldır zilyet olduğunu, kadastro çalışmaları sırasında hatalı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek taşınmazın keşfen tespit edilecek bölümünün tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Midyat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/155 Esas, 2018/241 Karar sayılı kararında,davacı yönünden imar ihya ve zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, fen bilirkişisi raporunda (A) harfiyle gösterilen 20.227,45 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; davanın öncelikle usulden reddedilmesi gerektiği, davacının dava konusu edilen kısım üzerinde 40 yıllık zilyetliğinin bulunmadığı, bilirkişi raporlarının karar vermeye yeterli olmadığı, sadece 1984 ve 2002 yıllarına ait hava fotoğraflarının rapora esas alınmasının usule uygun olmadığı, nispi vekalet ücreti hesaplanmasında hata yapıldığı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçeleriyle, kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

3. Gerekçe ve Sonuç

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1284 Esas, 2020/564 Karar sayılı kararında, teknik krokide (A) harfiyle gösterilen 20.227,45 m2'lik çekişmeli bölümün tespit tarihinden geriye doğru 20 yılı aşkın bir süredir, davasız ve aralıksız olarak, malik sıfatıyla davacı tarafından tasarruf edildiği, dolayısıyla dava konusu edilen bölüm yönünden imar ihya ve zilyetlikle iktisap koşullarının davacı lehine gerçekleştiği, ilk derece mahkemesi tarafından usulüne uygun olarak keşif uygulamasının yapıldığı, alınan rapor ve beyanlar ile imar ihya ve zilyetlik durumlarının şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edildiği, sonuç olarak yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu ve istinaf gerekçelerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davalı Maliye Hazinesi'nin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde, delillerin takdiri ve olaya uygulamasında hataya düşüldüğünü, çekişmeli taşınmaz bölüm üzerinde davacı lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1284 Esas, 2020/564 sayılı kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro sonucu Midyat ilçesi, Barıştepe Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 112 ada 1016 parsel sayılı 150.487,17 metrekare yüzölçümündeki Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına tespit ve tescil edilen; bilahare, dava dışı şahıslarca açılan davalar sonucunda şahıslar adına hükmen tescil edilerek ifraz olan 112 ada 1165 parsel sayılı taşınmazın bir bölümüne yönelik davacı ... tarafından zilyetlikle mülk edinme koşullarının lehine oluştuğu iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasıdır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun “Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.’’ Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.

3.2.2 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, ‘’–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir.’’

3.2.3 Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

3.2.4 Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;

"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

3.2.5 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13, 14 ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların (6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd), Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı (V/3.2). paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 13/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.