"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescili ile ihdasen tapuya kaydedilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda, Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin önceki tarihli kararının, davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Seyahat Organizasyon Ticaret Limited Şirketi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda bozulması üzerine, Yerel Mahkeme tarafından bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Antakya ilçesi, Güzelburç köyü çalışma alanında bulunan davacının iddiasına konu taşınmaz kadastro sırasında Asi nehrinin yatağında kaldığı gerekçesiyle tescil harici bırakılmış, ardından iddiaya konu taşınmazın bir bölümü 1984 yılında 942 parsel numarası ile idari yoldan Hazine adına ihdasen tescil edilmiş, nihayetinde 942 parsel sayılı taşınmazın ifrazı ile oluşan 3016 parsel sayılı ve 27.859,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 04.07.2005 tarihinde Hazine adına tapuya tescil edilmiştir; davacı ... 24.10.2005 tarihli dava dilekçesi ile eski nehir yatağı olan yaklaşık 5.000 metrekare bölümün kendisi tarafından imar-ihya edilip kullanıldığı iddiasına dayanarak halen tapuda tespit harici nitelikte olan çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tapuya tescili ve ihdasen Hazine adına kayıtlı taşınmaz bölümünün ise tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili tescil istemine konu dava konusu yerin tarım arazisi olmadığını, mevcut haliyle ancak ıslah çalışmaları sonucunda tarım arazisi niteliğini kazanılabileceğini, davacının dava konusu yere ilişkin ecrimisil bedeli ödediğini, böylelikle çekişmeli taşınmaza ilişkin Hazinenin mülkiyet hakkını kabul ettiğini, açılan davanın haksız ve mesnetsiz olup reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... Seyahat Ltd. Şti. vekili ise açılan davayı kabul etmediklerini, davacı yararına iktisap şartlarının oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2012 tarihli ve 2005/267 Esas - 2012/116 Karar sayılı kararıyla, davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve çekişmeli 3016 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide (A) harfi ile gösterilen 8.166.42 metrekarelik bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, artakalan bölümün Hazine uhdesinde bırakılmasına karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Seyahat Organizasyon Ticaret Limited Şirketi vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmuştur.
2. Bozma Kararı
Mahkemenin önceki tarihli kararı, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 26.05.2016 tarihli ve 2015/17410 Esas - 2016/5911 Karar sayılı hükmüyle; “Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerinde davacı yararına edinme koşullarının oluştuğu kabul edilerek karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen tek yerel bilirkişinin sözleri soyut ve hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi dosyaya sunulan uzman bilirkişi raporları da hükme yeterli bulunmamaktadır. Eksik inceleme, araştırma ve uygulama ile karar verilemez. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için; çekişmeli taşınmazın 24.5.2005 dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesinde çekilmiş hava fotoğrafları dosya içine getirilmelidir. Bundan sonra; yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişiden oluşacak ziraatçı bilirkişi kurulu, uzman jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişi ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte; yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın ilk olarak ne zaman ve ne şekilde kullanılmaya başlandığı, davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde nasıl bir imar-ihya faaliyeti yürüttüğü, davacının çekişmeli taşınmaza sadece toprak doldurmak suretiyle mi faaliyette bulunduğu, yoksa diğer imar-ihya faaliyetlerini tamamlamak üzere toprak mı doldurduğu, imar-ihyanın ne zaman başlayıp ne zaman tamamlandığı hususları sorulup saptanmaya çalışılmalı; çekişmeli taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi hususlarında olaylara dayalı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanıkların sözleri komşu taşınmazlara ait tutanak örnekleri ve dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmelidir. Bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalıdır. Keşfe katılacak ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın ne zaman imar-ihya edildiğini, ne zamandan beri ve ne şekilde kullanıldığını bildirir, bitki örtüsü, eğim ve toprak yapısı yönlerinden komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini irdeler; gerektiğinde çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalıdır. Keşfe katılacak jeodezi veya fotogrametri uzmanı bilirkişiden; çekişmeli taşınmazın dava tarihinden 15-20-25 yıl öncesinde çekilmiş hava fotoğrafları üzerinde özel aletlerle inceleme yapılıp üç boyutlu hale getirilerek, çekişmeli taşınmazın üzerindeki imar-ihyanın ne zaman tamamlandığını bildirir, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini irdeler ve ilgili hava fotoğrafları ile kadastro paftasını çakıştırmalı şekilde gösteren, fen bilirkişisinden ise yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınır ve yerlerin işaretlendiği ayrıntılı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. ” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.12.2019 tarihli ve 2017/451 Esas - 2019/292 Karar sayılı kararıyla; bozma kararında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle, kültür arazisi niteliğinde bulunmayan nehir yatağının yatak değiştirmesi sonucu ortaya çıkan zilyetlikle edinilemeyecek yerlerden olan taşınmazın üzerine dışarıdan toprak taşımak suretiyle arazi elde edildiğine göre bu tür yerlerin TMK'nın 715 ve 999. maddeleri gereğince kazanma süresi neye ulaşırsa ulaşsın zilyetlikle edinilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin bozma gereklerine uyarak vermiş olduğu kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davalı şirketin eldeki dosya yönünden taraf sıfatının olmadığı, çekişmeli taşınmazın eski dere yatağı olması nedeniyle balçık yapıda olmasından ötürü doldurulmak suretiyle tarıma elverişli hale getirilmesinden başkaca ıslah imkanının olmadığı, davacının da bu doğrultuda uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda taşınmazı doldurduğu aynı yörede açılıp zilyetleri lehine sonuçlanan emsal kararların bulunduğu, davacı yararına iktisap koşullarının oluştuğu, buna rağmen aksi istikamette verilen kararın isabetsiz olduğunu belirterek, bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan, bir bölümü ihdasen tapuya tescil edilen çekişmeli taşınmazın tapuya kayıtlı bölümü yönünden tapu iptali ve tescil, halen tespit harici nitelikte olan bölümü yönünden ise davacı adına tapuya tescil isteğinden ibarettir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. "
6.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "–Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
6.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararlarında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre (IV/3) numaralı paragrafta yer verilen kararda isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacı ...’nun yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul, yasa ve bozma ilamının gereklerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL onama harcının davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.