Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4748 E. 2022/4854 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tapu kaydı olmayan taşınmazın davacı tarafından 25 yıldan fazla süredir kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın davacı adına mı yoksa Hazine adına mı tescil edileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından daha önce açılan ve kesinleşen davanın konusu taşınmazın büyük bir kısmının, mevcut davanın da konusunu oluşturması ve önceki davada tescil talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle davacı yönünden zilyetliğin kesildiği, yeniden başlayacak yirmi yıllık süre dolmadan aynı taşınmaz için aynı nedene dayalı olarak açılan davanın dinlenilemeyeceği ve taşınmazın ekonomik olarak değerlendirilebilir nitelikte olması gözetilerek Hazine adına tescil kararı verilmesi onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapusuz taşınmazın tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davacının davasının reddine, davalı Hazine vekilinin tescil talebinin kabulüne ilişkin verilen karar, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, hudutlarını dava dilekçesinde belirttiği yaklaşık olarak 100.000 m²'lik tapulama harici taşınmazın, davacı tarafından 25 yıldan daha fazla bir süreden beri kullanıldığını, bu yerin bir kısmında ev arsası bulunduğunu, bir kısmında hububat ekmek suretiyle ve halen bu şekilde devam ederek ve daha sonra bir kısmında bağ, incir, fıstık ekilmek suretiyle tarım yapıldığını, üzerinde bulunan ağaçların yaklaşık olarak 20-25 yaşlarında olduğunu, söz konusu yerin imar ve ihya edilerek, taşları temizlenerek, masraf ve emek sarf ederek tamamen kültür arazisi haline getirildiğini ileri sürerek, taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında taşınmaz bölümünün Hazine adına tescilini talep etmiştir.

Dahili davalılar, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19/04/2015 tarihli ve 2010/119 E., 2016/358 K. sayılı kararıyla; Davacı lehine dava tarihine kadar zilyetlikle kazanma süresi ile koşullarının oluştuğu, içerisinde kalan ve yapı bulunan kısımlarının daha önce davacı ve müşterekleri adına tescilinin yapıldığı, davacı adına tescil edilen miktarlar düşülmek suretiyle yeniden fen memuru bilirkişiden rapor ve kroki alındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile Şanlıurfa ili Eyyübiye İlçesi Kadıkendi Mahallesi'nde kain 16/02/2016 tarihli Fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen ek rapor ve krokide "A" harfi ile gösterilen 97.000 m² miktarındaki taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay 16. (Kapatılan) Hukuk Dairesi’nin 22/05/2018 tarihli ve 2018/1493 E., 2018/3439 K. sayılı ilamı ile; “ ...davacının murisi ... tarafından eldeki davanın da konusunu teşkil eden taşınmaz ve başkaca taşınmazlar hakkında imar-ihya nedeniyle adına tescil istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/395 Esas sayılı dosyası ile açılan davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın temyiz incelenmesi sonucunda Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak 27.02.2004 tarihinde kesinleştiği ve eldeki davanın konusunu teşkil eden taşınmazın ortasında yer alan 405, 406, 407 parsel sayılı taşınmazların söz konusu tescil ilamına dayalı olarak, babasının ölmesi nedeniyle davacının da aralarında olduğu mirasçıları adına tescil edildiği; dayanağı tescil ilamı, fen bilirkişi raporu ve hükmün infazına ait belgelere göre reddine karar verilen diğer taşınmaz bölümlerinin büyük çoğunluğunun ise eldeki davanın kapsamı içinde kalan yerler olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca; davacı yönüyle kesin hüküm teşkil eden 1997/395 Esas sayılı dava dosyasının kesinleşmesiyle birlikte bu dosyada tescil talebinin reddine karar verilen taşınmazlar yönüyle zilyetliğin kesildiği, yeniden başlayacak 20 yıllık süre tamamlanmadan aynı taşınmaz hakkında aynı nedene dayalı olarak açılan eldeki tescil davasının dinlenebilme olanağı bulunmadığı, mahkemece davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

Davacı vekilinin bozma ilamına karşı karar düzeltme isteği Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2019 tarihli 2018/4197 E. 2019/1531 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 24/10/2019 tarihli ve 2019/275 E., 2019/638 K. sayılı kararıyla; Davacının Kadastro Kanunu 14 ve 17 maddelerinde belirtilen, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürmediği gerekçesiyle davasının reddine, diğer yandan davalı Hazinenin Kadastro kanunu 18. Maddesine istinaden tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur hükmü gereği tescil talebinin değerlendirilmesinde, dava konusu taşınmazın tescil harici bırakıldığı, 16/02/2016 tarihli Fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen ek rapor ve krokide "A" harfi ile gösterilen 97.000 m² miktarındaki taşınmazın taşlık ve kayalık olmayan kuru tarım arazisi vasfını taşıdığı, dolayısı ile ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerlerden olduğu gerekçesiyle davalı Hazinenin talebinin kabulü ile Şanlıurfa İli Eyyübiye İlçesi Kadıkendi Mahallesi'nde bulunan 16/02/2016 tarihli Fen bilirkişileri ... tarafından düzenlenen ek rapor ve krokideki "A" harfi ile gösterilen 97.000 m² miktarındaki taşınmazın davalı Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve dahili davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle,dava konusu taşınmazın 25 yıl önce imar ihyasının tamamlandığı ve dava konusu taşınmazın zilyetinin 25 yıldan fazladır davacının elinde olduğunu, davacı lehine dava tarihine kadar zilyetlikle kazanma süresi ile koşullarının oluştuğunu yerel mahkemece göz önüne alınarak davalarının kabulüne karar verildiğini, bu karar yerinde olduğunu, aynı adada bulunan dava dosyasındaki Yargıtayca onanan Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/395 Esas 2004/209 nolu kararı ile Şanlıurfa Merkez Kadıkendi köyünde kain 405, 406, 407 nolu parseller ve yine Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/15 Esas ve 2009/592 nolu ilam yargıtayca onanmış olup, 476 ve 477 nolu parsel olarak tapuya tecil edildiğini, yerel mahkeme kararının yerinde olup onanması gerektiğini, Yargıtayın onadığı içtihatların dava dosyasında mevcut olduğunu, ayrıca Maliye hazinesinin cevap dilekçesinde tescil talebinin olmadığını, davalarının 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesi ile reddedildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

Dahili davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Kararı dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesi yönü ile temyiz ettiklerini, taşınmazın Belediye adına tesciline karar verilmesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmadığını, dava konusu taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve Hazine adına edilebilen yerlerden olup olmadığı yönünde araştırma yapılmadığını ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.

6.2.Hukuki Nitelendirme

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 03/07/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.

Hazine adına tespit başlıklı 18. maddesinde “Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun olağanüstü zamanaşımı başlıklı 713. maddesinin birinci fıkrasında "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3.Değerlendirme

(IV/2.) numaralı paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı vekili ile dahili davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30'ar TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ve dahili davalıdan ayrı ayrı alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.