"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.1. Asıl davada davacı vekili, mülkiyeti davacının kök murislerine ait bulunan Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Öziçi Mevkii, 185 ada, 75 parseli ikiye bölen derenin karşısında bulunan 191 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bölgede yapılan kadastro tespiti sırasında davalı adına tespit gördüğünü ve kesinleşerek davalı adına tapuya tescil olduğunu, davalı adına kayıtlı bulunan taşınmazın Mahkemece yapılacak keşifte tespit olunacak yaklaşık 2 dönüm kadarının davacının murisi evvelleri tarafından 100 yılı aşkın bir süredir ekilip biçilmekte olup mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda da davacının miras hissesine isabet ettiğini, halen davacı tarafından kullanıldığını, bu nedenle 191 ada 23 parselde 185 ada 75 parseli ikiye ayıran dereye yakın bulunan yaklaşık iki dönümlük kısmın davalı adına bulunan tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini, yine aynı parselin davacıya ait bulunan 191 ada 11 parsele bitişik ve içinde davacının da evinin bulunduğu 2 dönümlük yerin de 191 ada 23 parsele katıldığını ve davalı adına tespit ve tescil olunduğunu, 191 ada 11 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün bölgede yapılan kadastro çalışmaları sırasında eksik ölçüldüğünü ileri sürerek, davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
1.2. Birleştirilen davada davacı ..., Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Kuşçu Mahallesi, Damlamaca Mevkii, 191 ada, 23 Parselde kayıtlı bulunan gayrimenkulün mirasbırakanı babası ...'dan kalma olup Kuşçu'ya kadastro geldiğinde burasının Maliye Hazinesine yazıldığını, bu yerin ... ile hiçbir ilgisi alakası olmadığını, burasının babalarının mülkü olup kendilerinin ekip biçtiklerini, halen de bu yerin zilyetliğinde olduğunu, aynı zamanda tarıma açık yer olup ekilip biçildiğini belirterek, Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Kuşçu Mahallesi, 191 ada, 23 parselin Maliye Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Kayseri 8.Asliye Hukuk Mahkemesinin 02/06/2015 tarihli ve 2013/172 E., 2015/159 K. sayılı kararıyla; davacıların zilyetliklerinin önceki zilyetlerle birlikte nizasız fasılasız malik sıfatıyla kadastro tespit tarihinden önce 20 yılı aşkın bir süreyle devam ettiği ve işbu taşınmazlarda TMK.nın 713/1 ve Kadastro Kanunu'nun 14. maddelerindeki zilyetlik şartlarının lehlerine oluştuğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile çekişmeli 191 ada 23 parsel sayılı taşınmazdan, 02.07.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 5.746,40 metrekarelik kısmın davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına; (B) harfi ile gösterilen 918,37 metrekarelik kısmın ise davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline dair karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 16/05/2018 tarihli 2015/19956 E. 2018/3279 K. sayılı kararıyla; “ Taşınmaz bölümlerinin niteliği ve kullanım durumunu en iyi belirleme yöntemi olan hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmadığı, sadece 1980 yılına ait hava fotoğraflarından yararlanıldığı,öte yandan; 14.07.2014 tarihli tek kişilik ziraat bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmaz bölümlerinin kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümde ise 6-8 yaşlarında meyve ağaçlarının bulunduğu belirtildiği ancak çekişmeli taşınmazın tespit tarihi 2002 yılı olmasına rağmen tespit tarihinden geriye doğru davacılar yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının kesin olarak belirlenmediği, yerel bilirkişilerin soyut ve yetersiz beyanlarına dayanılarak karar verildiği vurgulanarak mahkemece, öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç ayrı evreye ilişkin stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilmesi, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; taraf tanıkları, fen bilirkişi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi ve 3 kişilik ziraat mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu huzuruyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından taşınmaz bölümlerinin öncesinin ne olduğu, taşınmaz bölümleri üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin sürdürülüş biçimi, kimden kime ve nasıl intikal ettiği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiye hava fotoğrafları üzerinde stereoskopik inceleme yaptırılarak; çekişme konusu taşınmaz bölümlerinin önceki ve şimdiki niteliği, arazinin ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle kullanılıp kullanılmadığı ve kullanımın hangi tarihten itibaren olduğu, kullanıma ara verilip verilmediği konusunda rapor düzenlettirilmesi, zirai bilirkişi kurulundan çekişmeli taşınmaz bölümlerinin niteliğini ve kullanım durumunu kesin olarak belirleyen ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınması, fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınması, somut olayda zilyetlikle kazanma şartlarının davacılar lehine oluşup oluşmadığı belirlenmesi, tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/12/2019 tarihli ve 2018/246 E., 2019/394 K. sayılı kararıyla; Jeodezi bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere (A) ve (B) harfi ile gösterilen alanların sınırının ana taşınmazdan net bir şekilde ayrılmadığı, imar-ihyasının yapılmadığı, bu suret ile zilyetliğin aralıksız olarak süre gelmediği, ziraat bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere (A) harfi ile gösterilen alanın 2-3 yıl öncesinden itibaren işlem görmeye başladığı, (B) harfi ile gösterilen alanın ise eğiminin ise tarım yapmaya elverişli olmadığı, bu çerçevede her ne kadar mahalli bilirkişilerin (A) ve (B) harfi ile gösterilen alanlarda davacıların zilyetliğinin bulunduğunu beyan etmiş iseler de; bilimsel verilere göre hazırlanan özellikle jeodezi bilirkişi raporunda imar-ihyanın mevcut olmaması, ana taşınmaz ile talep edilen yerlerin bütünlük arz etmesi nedeniyle teknik bilirkişi raporlarına itibar edildiği, kaldı ki sadece ev yapmak suretiyle zilyetliğin devamının mümkün olmayacağı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde birleştirilen davada davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Birleşen dosya davacısı temyiz dilekçesinde özetle, dinlenen taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanları ile dava konusu taşınmaz bölümünün davacıya babasından kaldığının sabit olduğunu, raporlar arasındaki çelişki giderilmediği gibi Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun bozma ilamında belirtilen nitelikte olmadığını, dava konusu taşınmazın 1975 yılından beri davacının zilyetliğinde olduğunu ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Kayseri ili Kocasinan ilçesi Kuşcu Yeni Mahallesi çalışma alanında bulunan 191 ada 23 parsel sayılı 177.689,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu belirtilerek, ham toprak vasfıyla davalı Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İhya edilen taşınmaz mallar başlıklı 17.maddesinde “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz." düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3 Değerlendirme
(IV/2.) numaralı paragrafda yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden birleştirilen davada davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.