"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasında bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Gölova ilçesi, Aşağıtepecik köyünde bulunan, 125 ada 34 parsel, 125 ada 35 parsel ve 125 ada 36 parsel sayılı taşınmazların kendisine atalarından kaldığını, ancak kadastro çalışmaları sırasında hazine adına tespit ve tescil gördüğünü, taşınmazların Hazine ile bir ilgisinin olmadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ..., taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 10/02/2015 tarihli ve 2013/200 E. 2015/10 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazları bilen, yaşlı ve tarafsız mahalli bilirkişilerin beyanlarından davacının 125 ada 35 ve 125 ada 36 parseller açısında zilyetlik sonucu kazanım koşullarını gerçekleştirdiği, ancak 125 ada 34 parsel açısından edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile Sivas ili, Gölova ilçesi, Aşağıtepecik köyünde kain 125 ada 35 ve 125 ada 36 ada parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, 125 ada 34 parsel sayılı taşınmaz açısından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesi’nin 13/10/2017 tarihli 2015/14270 E. 2017/6531 K. sayılı kararıyla; “ ...Uzman teknik bilirkişi ve yerel bilirkişi sözleri ile taşınmazların 20 yıldan fazla zamandır zirai faaliyette kullanıldığı anlaşılmakta ise de taşınmaza kimin ne sıfatla zilyet olduğu aydınlatılmadığı, keşifte dinlenilen yerel bilirkişilerin bir kısmının taşınmazlarda Zihni Sönmez'in, bir kısmı ise Bahattin Söbü'nün zilyetliğinden bahsettiği, taşınmazların esasen Sönmez ailesine ait olduğunu ancak taksim olgusunu bilmediklerini, davacının zilyetliğini görmediklerini beyan ettikleri ,davacı tanıklarının da duruşmada dinlenildiği, Mahkemece, taşınmazların kime ait olduğunun şüpheden uzak şekilde tespit edilmediği, zilyet olarak ismi geçen kişiler ile davacının irs ilişkisi ya da akdi ilişkisi belirlenmediği, davacının murisinin kim olduğunun, taşınmazdaki hakkının araştırılmadığı, davacının murisinin başka mirasçısı olup olmadığı belirlenmediği, başka mirasçı var ise taşınmazın davacıya ne şekilde (taksim, bağış, satış vs.) intikal ettiğinin davacıya açıklattırılmadığı, bu hususlarda yöntemince araştırma yapılmadığı vurgulanarak Mahkemece TMK’nın 701 ve 640. maddesi hükümleri göz önünde tutularak davacının tek başına dava açma hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi bakımından öncelikle davacı tarafa davasını hangi hukuksal nedene dayandırdığının açıklattırılması, bu konudaki delillerinin toplanması, açıklanan dava sebebine göre taşınmaz başında mahalli bilirkişi ve tanıklar eşliğinde yeniden keşif yapılarak ileri sürülen sebep yönünden beyanlar alınıp, davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve bunun sonucuna göre de lehine 3402 sayılı Kanun'un 14. maddesi koşulllarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Suşehri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarihli ve 2018/29 E. 2020/23 K. sayılı kararıyla; davacının aktif dava ehliyeti bulunduğunun tanık beyanlarından anlaşılması üzerine usuli eksiklik bulunmayan dava açısından esastan yapılan inceleme ile yapılan keşifte dinlenen tanıklar ve mahalli bilirkişi beyanlarından dava konusu taşınmazların Sönmez ailesine ait olduğu, mirasçılar arasında taksim yapıldığı, mirasçıların hepsine eşit olmasa da dengeli bir şekilde mal paylaştırıldığı, kadastro tespitinden önceki hali ile dava konusu taşınmazların davacı ...'e intikal ettiği, davacının malik sıfatı taşıdığı ancak kira ilişkisi ile dava konusu taşınmazların mülkiyetini devretmeksizin ektirip biçtirdiği, nitekim bölgede başkaca kimse tarafından dava konusu taşınmazlara yönelik hak iddiası bulunmadığı, bu hali ile kadastro öncesi zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı koşullarının davacı ... lehine gerçekleştiği gerekçesiyle Sivas İli Gölova İlçesi Aşağıtepecik Köyünde bulunan 125 Ada 34 Parsel sayılı taşınmaz bozma kapsamı dışında kalmakla bu taşınmaz yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan bu taşınmaz açısından yeniden karar verilmesine yer olmadığına, 125 ada 35 ve 36 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle, Dava konusu taşınmazlardan 125 ada 34 parselin bozma kararı kapsamı dışında kaldığından bahisle iKarar Verilmesine Yer Olmadığına kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu taşınmaz açısından davanın reddi hükmü kurulup, kabul-ret oranına göre davacı aleyhine yargılama giderleri ve avukat vekaleti ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının dosya kapsamında taksim iddiası ispatlanamamış olmasına, dava konusu taşınmazın kendisine miras yolu ile kaldığını iddia etmesine rağmen miras ortaklığı yerine yalnızca şahsı adına tescil talep etmesi karşısında davanın reddi kararı verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, keşifte dinlenen mahalli bilirkişiler ve davacı tanığının dava konusu taşınmazın Bahattin Söbü dışında, davacı ile herhangi hukuki bir ilgisi olmayan Ali Sönmez ve Zehni Sönmez tarafından kullanıldığını beyan ederek davacının dava konusu taşınmazlar üzerindeki zilyetliğine fasıla girdiğini anlatmış olmalarına rağmen davanın reddi kararı verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Kadastro sonucu Sivas ili Gölova ilçesi Aşağıtepecik köyü çalışma alanında bulunan temyize konu 125 ada 35 ve 36 parsel sayılı 3.020,93 ve 8.549,56 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar tüm araştırmalara rağmen zilyet ve malikleri tespit edilemediğinden bahisle Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2.İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.
6.3 Değerlendirme
(IV/2.) no.lu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılmış olması ve özellikle ret kararı verilen taşınmazla ilgili davalı Hazinenin ilk hükmü temyiz ederken vekalet ücretine yönelik talebinin olmaması nedeniyle davacı lehine usulü kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasa ile bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.