Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4832 E. 2022/6694 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak tespit edilen taşınmazın bir bölümünün davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, yargılama giderleri ve harçların davacıya yükletilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dava, tescil davası niteliğinde olmadığı ve Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi kapsamına girmediği için, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılması ve Hazinenin harçtan muaf tutulması gerekirken, giderlerin tamamının davacıya yüklenmesi hatalı bulunarak bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden ... mirasçıları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı bulunan 21.09.1966 tarihli, 29 ve 31 sıra numaralı tapu kayıtlarının kapsamında kalan taşınmaz bölümleri yıllardır müvekkili tarafından malik sıfatıyla kullanılmasına rağmen, kadastro çalışmaları sırasında bu yerlerin 111 ada 1 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaz içerisinde tespit edildiğini, bu yerlerin mera vasfında olmayıp müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, taşınmazın nizalı bölümlerinin tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine tarafından davaya cevap verilmemiş, ancak Hazine vekili duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2. Davalı ... tüzel kişiliği tarafından davaya cevap verilmemiş, ancak köy muhtarı duruşmalardaki beyanında davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Kangal Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.01.2014 tarihli, 2013/77 Esas, 2014/36 Karar sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından, dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edildiği, mahallinde yapılan tapu uygulamasına göre, davacının dayandığı tapu kayıtlarının, aynı teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümleri kapsadığı, aynı rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen bölümün ise tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, taşınmazın dosya arasında bulunan teknik bilirkişi raporuna ekli krokide (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerinin taşınmazdan ifrazı ile takip eden parsel numaraları altında tarla niteliği ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, taşınmazın kalan bölümlerinin ise mevcut maliki adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 15.03.2016 tarihli, 2016/1882 Esas, 2016/2696 Karar sayılı kararıyla; “dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına; aynı raporda (B) ve (C) harfi ile gösterilen bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Mahkemece, nizalı taşınmaz bölümlerinin, davacının tutunduğu Eylül 1966 tarihli, 29 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığı gerekçesi ile yazılı şekilde karar verildiği, ne var ki, davacı dayanağı Eylül 1966 tarihli, 29 sıra numaralı tapu kaydı 1 hektar yüzölçümlü ve batı hududu itibariyle “dere”, doğu hududu itibariyle "sırt" okumakta olup, gayri sabit sınırlı olduğundan, tapu kaydının miktarı ile geçerli olacağı, bu nitelikteki tapu kayıtlarının kapsamının sabit sayılan sınırlar esas alınarak miktarına göre belirleneceği, Mahkemece yapılan uygulamada ise, tapu kaydının dava konusu taşınmazın (B) harfi ile gösterilen 9.894,38 metrekare ve (C) harfi ile gösterilen 15.513,40 metrekare yüz ölçümlü bölümleri ile dava dışı 10.897,34 metrekare yüz ölçümlü 113 ada 17 parsel sayılı taşınmazı kapsadığının belirlendiği, hal böyle olunca Mahkemece, davacının tutunduğu tapu kaydının kapsamı, sabit sayılan sınırlar esas alınmak suretiyle miktarına göre belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Temyize Konu Karar

Kangal Asliye Hukuk Mahkemesince bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, Mahkemenin 08.11.2019 tarihli, 2017/181 Esas, 2019/511 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın, bozma öncesi hükme esas alınan 04.11.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiği, hükmüne uyulan bozma kararı uyarınca yapılan araştırma ve inceleme sonunda, dava konusu taşımazın 09.09.2019 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (F) harfi ile gösterilen bölümünün davacının dayandığı 21.09.1966 tarihli, 29 sıra numaralı tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşıldığı gerekçesiyle;

Davanın kısmen kabulüne, dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, teknik bilirkişinin 09.09.2019 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide (F) harfiyle gösterilen bölümünün tapu kaydının iptali ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle, yargılama sırasında vefat eden davacı ...’a ait Kangal Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/36 Esas, 2019/24 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca, eşit paylarla .... mirasçıları ..., ....., ... ve ... adına kayıt ve tesciline,

Dava konusu 111 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, 04.11.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda ekli krokide (A) ve (D) harfleri ile gösterilen bölümleri Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğinden, bu bölümler ile ilgili olarak yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklarının beyanları ile davalarını kanıtladıklarını, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin tarla vasfında olduğunun ziraat mühendisi ve jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişilerden aldırılan raporlarda da belirtildiğini, Mahkemece davanın tamamıyla kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğunu, öte yandan Hazine haçtan muaf olduğu halde, kendilerinden harç alınmasının ve davalı taraf yasal hasım olmadığı halde, yasal hasım olduğundan bahisle yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasının isabetsiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

5.2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmak için yeterli olmadığını, mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın mera, yaylak veya kışlak gibi yerlerden olup olmadığına, taşınmazın ne şekilde ve ne kadar süre ile kullanıldığına dair yeterli bilgi alınmadığını, hava fotoğraflarının yöntemince incelenmediğini, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile ilgili olarak ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmadığını, dava konusu taşınmazın etrafı da mera parselleri ile çevrili olduğu halde davanın kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasına karar verilmesini istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda Sivas ili, .... ilçesi, ..... köyü çalışma alanında bulunan 111 ada 1 parsel sayılı 1.009.935,51 metrekare yüz ölçümündeki taşınmaz, kadimden beri köy halkı tarafından mera olarak kullanıldığı açıklanarak, mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline yazılmıştır.

Dava; kadastro tespit öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesi; “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.”

6.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/B maddesi; “Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüz ölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.”

6.2.3. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi; “Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir.

Bu maddede yazılı taşınmaz mallarda meydana gelen fazlalıklar hakında şartlar uygun bulunduğu takdirde, 14 üncü ve 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Dosya içeriğine, Mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları ile davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.

6.3.2. Mahkemece bozma kararı öncesi davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, harç ve yargılama giderleri de davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmış, kararın taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince (IV/2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere, dava konusu taşınmazın nizalı bölümlerinin bir kısmı yönüyle kararın onanmasına, bir kısmı yönüyle ise bozulmasına karar verilmiş, Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne karar verilerek, “davanın niteliği gereği davalı taraf yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına” ve “alınması gereken harçtan peşin olarak alınan harcın mahsubu ile bakiye harcın davanın niteliği gereği davalı taraf yasal hasım olduğundan davacı taraftan alınarak Hazineye irat kaydedilmesine” karar verilmiştir.

Eldeki dava; mera niteliği ile orta malı olarak sınırlandırılan taşınmazın nizalı bölümlerine yönelik kaydın iptali ile tescili istemine ilişkin olup, Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde öngörülen tescil davası niteliğinde olmadığına göre, Mahkemece yargılama giderlerine ilişkin hüküm kurulurken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesi uyarınca kabul edilen değerin ne olduğu, davanın tamamı yönüyle değerlendirilerek, davacının yaptığı yargılama giderlerinden tarafların orantılı olarak sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yalnızca davacı tarafın sorumlu tutulması isabetsizdir.

Yine, Mahkemece davanın kabul edilen değeri üzerinden hesaplanacak harcın, davalılardan yalnızca Hazinenin harçtan muaf olduğu gözetilmek suretiyle hüküm altına alınması gerekirken, hüküm yerinde harçtan davacının sorumlu tutulması da hatalı olup, kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

V. SONUÇ:

Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddine, yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının (6.3.2.) paragrafta açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçıları vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılmış olan temyiz harcının istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.