Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4834 E. 2022/6550 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasçılar arasında yapılan taksim iddiasına dayanılarak tapu iptali ve tescili istenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve toplanan deliller neticesinde, mirasbırakanın taşınmazlarının mirasçılar arasında taksim edildiği, davacının da taksimden payına düşen taşınmazları aldığı ve daha sonra sattığı, dava konusu taşınmazların ise davalıların murisine kaldığı ve davalıların zilyetliğinde olduğu gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl ve birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda, asıl ve birleştirilen davanın reddine ilişkin verilen karar, asıl ve birleştirilen dava davacısı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacı vekili, tarafların vefat etmiş olan .....ve .... çocukları olduğunu, murislerden intikal eden taşınmazları davalılar ile birlikte ardışık olacak şekilde taksim ettiklerini, ancak 189 ada 6 ve 8 parseller ile 193 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının davacının miras hissesi oranında iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada yasal süresi içinde cevap dilekçesi verilmemiştir.

Davalı ... duruşmadaki beyanında davanın reddini talep ettiğini, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen amcası Hasan'ın uzun zaman önce öldüğünü, ...'nın ise .... Amcasının oğlu olduğunu, ..... köyünde ikamet ettiğini beyan etmiştir.

Davalılar ..., ... ve Ayşe (Pardı) Arıcan duruşmadaki beyanlarında davanın reddini talep etmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Davaların birleştirilmesi neticesinde yapılan yargılama sonunda Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2013 tarihli ve 2010/501 E. 2013/443 K. sayılı kararıyla; davacı tarafın taksim iddiasını ispatlayamadığı, bir an için fiili duruma göre taksim yapıldığı kabul edilse dahi davacı tarafın dava konusu taşınmazların yapılan taksim gereğince kendi adına verilmeyip davalılar adına tespit edildiği iddiasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, davacının miras hakkı talebinde haksız olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleşen dava davacısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 30/09/2014 tarihli 2014/5714 E. 2014/10927 K. sayılı kararıyla; “Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibariyle yöntemince taksim araştırması yapılması zorunlu olduğu, bu amaçla; çekişmeli taşınmazların öncelerinin kime ait olduğu, ortak murise ait olup olmadığı ile ortak murise ait ise mirasçıları arasında yöntemince taksim edilip edilmediği, taksim edilmişse taksimin nerede, ne zaman, kimler arasında ve nasıl yapıldığının saptanmasının zorunlu bulunduğu, mahkemece bu hususlarda yöntemince araştırma ve inceleme yapılmadığı vurgulanarak doğru sonuca ulaşılabilmesi için yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ve uzman fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte; çekişmeli taşınmazların öncesinde kime ait olduğu, ortak murislere ait değilse kime ait olduğu ve bu kişilerden kim veya kimler tarafından, ne zaman ve ne şekilde alındığı; davalılar tarafından doğrudan mı açıldıkları veya ortak murislerden kalan taşınmazın sınırlarının davalılar tarafından genişletilip genişletilmediği; ortak murislerden kalan taşınmazlardan iseler, mirasçılar arasında yöntemince taksim edilip edilmedikleri, taksim yapılmışsa hangi tarihte ve kimler arasında yapıldığı, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadıkları, taksimde çekişmeli taşınmazların kim veya kimlerin payına düştüğü, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, taşınmaz almayan mirasçıların paylarına karşılık ne aldıkları, taşınmaz alanların aldıkları taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu; yapılan taksimin kadastro tespit gününe kadar bozulup bozulmadığı gibi hususlar tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmaya çalışılması, bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılması, bilirkişi ve tanıkların sözlerinin dosya içine getirtilecek ilgili taşınmazlara ait tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ile denetlenmesi, keşfe katılacak fen bilirkişiden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen taşınmazlar ve sınırlar işaretli ayrıntılı rapor alınması, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve taraflar arasında çekişmeli taşınmazların yöntemince taksim edilip edilmedikleri tartışılarak, ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi” gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Manavgat 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07/02/2020 tarihli ve 2015/178 E. 2020/33 K. sayılı kararıyla; keşifte dinlenilen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından kök muris Mustafa'dan intikal eden taşınmazların mirasçıları arasında taksim edildiğinin anlaşıldığı, dava konusu taşınmazlardan 193 ada 1 parselin bir kısmının kök muris Mustafa'dan intikal ettiği, mirasçıları arasında yapılan taksim gereği, davalıların murisi Raşit'e bırakıldığı, taksim gereği, davacının başka yerlerden yer aldığı ve kendisine bırakılan yerleri daha sonra sattığı, 193 ada 1 parselin fen bilirkişisi tarafından B harfi ile gösterilen kısmının davalıların murisi Raşit tarafından imar ihya edilerek tarıma açıldığı ve vefatı üzerine, taşınmazın bütün halinde çocuklarına kaldığı, 189 ada 8 parselin tamamının davalıların murisi ... tarafından imar ihya edilerek tarıma açıldığı bu parselin müşterek kök muristen gelmediği, 189 ada 6 parselin bir kısmının muris Mustafa'dan intikal ettiği, fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen kısmının da davalıların murisi ... tarafından imar ihya edilerek tarıma açıldığı, davacının, kök muristen intikal eden taşınmazlara karşılık köyün başka yerlerinden yer aldığı, taksime tüm

mirasçıların katıldığı, tüm mirasçılar tarafından kabul edildiği ve kadastro tespitine kadar bozulmadığı, mirasçıların kendilerine taksimde kalan yerleri ayrı ayrı kullandıkları, kadastro tespitine kadar taksime kimsenin itiraz etmediği, dava konusu taşınmazların önce davalıların murisinin ve vefatından sonra davalıların zilyetliğinde bulunduğu gerekçesiyle davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen dava davacısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen dava davacısı vekili temyiz dilekçesinde özetle, keşfin ertelenmesi taleplerinin mazeretsiz olarak reddedildiğini, mahkeme tarafından ölen tanıkları yerine yeni tanık bildirmek üzere kendilerine süre ve imkan tanınmadığını, davalılardan ... tarafından verilen cevap dilekçesindeki beyanların dikkate alınmadığını, yine ...’nın ikrarının dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulması istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Kadastro sonucunda ..... Köyü çalışma alanında buluna 189 ada 6 parsel sayılı 3503.48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..... oğlu ... adına; 189 ada 8 parsel sayılı 6233.31 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle ..... oğlu ... adına ve 193 ada 1 parsel sayılı 6172.27 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz aynı nedenlerle ..... oğlu ... adına tespit edilmiştir. .... mirasçıları ...,.....ve ......arafından açılan davaların feragat nedeniyle redle sonuçlanması ile tespitler 23.06.2010 tarihinde hükmen kesinleşmiştir.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

Taksim ve kısmi iktisap hali: başlıklı 15. maddesinde “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur. Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir. İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir. (Değişik son fıkra: 22/2/2005 – 5304/5 md.) Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır.” düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3 Değerlendirme

( IV/2.) nolu paragrafta yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; asıl ve birleştirilen davada davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden asıl ve birleştirilen davada davacı ...’dan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/10/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.