Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4846 E. 2022/5872 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın davacı tarafından imar ve ihya edildiği iddiasıyla açılan tescil davasının, imar planı kapsamına alınan taşınmazın zilyetlikle kazanılıp kazanılamayacağı noktasında düğümlenmesidir.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın imar planına alınmasından önceki dönemde davacı tarafından imar ve ihya edilerek yirmi yıllık zilyetlik şartlarını TMK m.713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.14 ve 17’ye göre sağladığının tespit edilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

DAVALILAR : HAZİNE V.D.

İLK DERECE

MAHKEMESİ : ANKARA BATI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Hazine, davalı ... ve davalı ... vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş olup, karar yasal süre içerisinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Kadastro sonucu Sincan ilçesi, Türkobası Mahallesi çalışma alanında bulunan çekişmeli taşınmaz 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında ekilemez arazi olduğu gerekçesiyle, tespit harici bırakılmıştır.

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, Sincan ilçesi, Türkobası Mahallesinde bulunan kuzeyinde Türkobası eski 605 parsel, doğusunda Esenler-Türkobası yolu ve Türkobası eski 614 parsel, güneyinde Türkobası eski 613 ve 614 parsel, batısında Türkobası mahallesi eski 610 parsel arasında bulunan taşınmazın, kadastro esnasında, ekilemez arazi - kumluk olduğu için tespit harici bırakıldığını, tespit harici bırakılan tahminen 4.000 m² büyüklüğündeki bu taşınmazın, müvekkilinin murisi ... tarafından 1970 - 1973 yılları arasında yoğun emek, zaman ve para harcamak suretiyle kültür arazisi konumuna getirildiğini, malik olduğu ve tasarruf ettiği taşınmaza sınır olan eski 613 ve 614 parsellerle birlikte bir bütün olarak 1973 yılından ölümüne kadar malik sıfatıyla, kesintisiz ve nizasız zilyetliğini sürdürdüğünü belirterek, tahminen 4.000 m² büyüklüğündeki taşınmazın müvekkili adına senetsizden tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler olduğunu, dava konusu taşınmazın imar ve ihya edilerek mülkiyetinin kazanılamayacağını, nazım imar planı kapsamında kaldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini ve Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın belediye sınırları içerisinde olduğunu, 1/5000 ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı dışında kaldığını, taşınmazın uygulama imar planı olmayan gayrimeskun alanda olduğundan, davacılar tarafından ileri sürülen yasal düzenlemelerden yararlanılmasının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi şartlarının değerlendirilmesi halinde davaya konu taşınmaz ve çevresinde imar-ihya ve zilyetlikle kazanımın mümkün olmayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/80 Esas, 2018/83 Karar sayılı kararında, TMK'nın 713. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesine göre zilyetlikle kazanma şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 22.04.2017 tarihli teknik rapora ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 3.997,86 metrekare yüzölçümlü taşınmazın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davalı Hazine vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın eksik inceleme sonucu verildiğini öne sürerek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; bilirkişi tarafından dava konusu taşınmazın tarıma elverişli olup olmadığının irdelenmediğini, taşınmazın müvekkili Belediyenin mücavir alanı içinde kaldığını, imar-ihyanın oluşmadığını 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığını öne sürerek, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde; imar planı kapsamında kalan taşınmazların Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi gereğince zilyetlik yoluyla kazanılamayacağını, eksik inceleme ile karar verildiğini, toprak analizinin yapılmadığını öne sürerek, Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/175 Esas, 2020/573 Karar sayılı kararında, dava konusu edilen taşınmazın bulunduğu yerin 2007 tarihinde imar planı kapsamına alınması nedeniyle 2007 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddesinde öngörülen kazanma koşullarının gerçekleşmesinin gerektiği; 1954 yılında yapılan tesis kadastrosu sırasında dava konusu edilen taşınmaz bölümlerinin "ekilemez arazi" vasfıyla tescil harici bırakıldığı, davacının imar-ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil davası açtığı, dava konusu edilen krokisinde (A) harfi ile gösterilen kuru arazi vasıflı taşınmaz bölümünün Jeodezi ve Fotogrametri uzmanının hava fotoğraflarına göre yöntemine uygun şekilde yaptığı değerlendirme sonucunda 1970, 1975, 1980, 1991 ve 1999 yılında çekilmiş hava fotoğraflarına göre sürülmüş, nadasa bırakılmış ve tarımsal faaliyet yapılmış bir yer olarak gözüktüğünün belirlendiği, yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına göre dava konusu edilen bölümün davacı tarafça imar ihya edildiği, çok uzun zamandır davacı tarafça kullanıla geldiği, dava konusu edilen taşınmaz bölümleri hakkında 4721 sayılı TMK'nın 713/1. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddesinde belirtilen davacı adına dava tarihinden geriye doğru zilyetlik yoluyla imar-ihyadan kaynaklı tescil koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1. maddesi uyarınca davalı Hazine vekili, davalı ... vekili ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine vekili; davacı yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediğini, aktif dava ehliyetinin yeterince araştırılmadığını, taşınmazın imar kapsamında kaldığını ve böyle yerlerin zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti” başlıklı 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir." Olağanüstü zamanaşımı yolu ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılması ve taşınmazın zilyedi adına tespitine ilişkin temel koşulların 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Buna göre; tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz, aralıksız ve nizasız yirmi yıllık süreyle malik sıfatı ile elinde bulunduran ve zilyedi olan kişi adına tespit ve tescil edilecektir.

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

3.2.3. Zilyetlik, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 973. maddesinde, "Bir şey üzerinde fiilî hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir. Taşınmaz üzerindeki irtifak haklarında ve taşınmaz yüklerinde hakkın fiilen kullanılması zilyetlik sayılır" şeklinde tanımlanmıştır. Bir şeye malik olmayan kimsenin zilyetliği zamanla o şeyin mülkiyetinin kazanılmasını sağlayabilir. Mülkiyetin kazanılma sebeplerinden biri olan zilyetliğin konusu ancak maddi şeylerdir. Zilyetliğin tanımında da görüleceği gibi, zilyetlik olması için bir şeyin bulunması ve ayrıca o şey üzerinde fiili hâkimiyetin kurulması ve kullanılması gerekir (İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.12.1998 tarihli ve 1996/4 E., 1998/3 K. sayılı kararı).

3.2.4. Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyedi lehine taşınmazın tespiti koşullarına ilişkin yapılan açıklamaların yanında, 3402 sayılı Kanun'un "Hazine adına tespit" başlıklı 18. maddesinde;

"Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur.

Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar, tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez" hükmüne yer verilmiştir.

3.2.5. 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesinden önce gelen 13., 14. ve 17. maddelerinde mülkiyet hakkının tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Kanun'un önceki maddelerinde özel veya tüzel kişiler adına taşınmaz malların tespit ve tescil şartlarına yer verilmişken, Kanun'un 18/1. fıkrası ile bunların dışında kalan ve tescile tabi olan malların Hazine adına tespit ve tescil edileceği, diğer bir deyişle özel ve tüzel kişiler lehine iktisap şartları oluşmayan malların Hazineye ait olması esası getirilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise kamunun yararlanmasına mahsus orta malları ile hizmet mallarının (3402 sayılı Kanun'un m. 16/1), ormanların 6831 sayılı Orman Kanunu m. 1 vd., Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da (TMK'nın m.715) kamu hizmetine tahsis edilmeyen yerler ile kanunlar uyarınca devlete kalan yerlerin olağanüstü zamanaşımı zilyetlik yolu kazanılamayacakları açıkça ifade edilmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı (V/3.2) no.lu paragraftaki yasal ve hukuksal nedenlere, delillerin takdirinin yerinde olmasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3) no.lu paragraftaki gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin, davalı ... vekilinin ve davalı ... vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 19/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.