"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : TRABZON BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ: YUSUFELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin açılan davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile kararın kaldırılması suretiyle yeniden hüküm kurulması suretiyle davalı ... yönünden davanın usulden, diğer davalılar yönünden ise esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü
I. DAVA
Kadastro sonucunda, Yusufeli ilçesi, ...köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 11 parsel sayılı, 25.262,34 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle eşit paylarla ..., ... ve ... mirasçıları adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ... ve arkadaşları çekişmeli taşınmazın kök müşterek muris ...’dan intikal ettiği, ... terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla, miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğiyle dava açmıştır.
II. CEVAP
Davalılar aşamalarda sundukları sözlü ve yazılı beyanlarında müşterek muristen intikal eden taşınmazların taksim edildiği, taksim sonucunda herkesin kendisine isabet eden taşınmaz üzerinde nizasız zilyetlik sürdürdükleri taksime fiilen itibar edildiği gerekçesiyle davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesi 11.09.2019 tarihli, 2016/62 Esas, 2019/464 Karar sayılı kararında, kök muris ...'ün mirasının kendisinin vefatından sonra mirasçıları arasında kadastro çalışmaları yapılmadan önceki bir tarihte paylaşıldığı, davacının yapılan paylaşıma rıza gösterdiği ve dosya arasında bulunan terekeye dahil taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının incelenmesinden taksimin ispat edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
Yerel Mahkeme kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacılar istinaf dilekçesinde, taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği, davalıların taksim savunmasının dosya kapsamına yansıyan beyanlar ve deliller göz önüne alındığında ispat edilemediği, buna rağmen Mahkemenin delillerin takdirinde hataya düşerek davanın reddine hükmettiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalılar istinaf dilekçesinde, Mahkemenin verdiği davanın reddi kararına katıldıklarını, ancak dava reddedilmesine rağmen davalılar lehine tapu iptali tescil davası sonucu nispi vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kararı vekalet yönünden katılma yolu ile istinaf ettiklerini, Yerel Mahkemenin kararının vekalet ücreti yönünden incelenerek davacıların istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiğini öne sürerek istinaf yoluna başvurmuştur.
3. Gerekçe ve Sonuç
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/73 Esas, 2020/83 Karar sayılı kararında, muristen intikal eden taşınmazların mirasçıları arasında yöntemince taksim edildiği, çekişmeli taşınmazın taksim sonucunda davalılara isabet ettiği, bu nedenle Mahkemenin davanın reddine ilişkin kabulünde bir isabetsizlik olmadığı, ne var ki davacı tarafından kayıt maliki ... mirasçısı sıfatıyla ...'e husumet yöneltilerek dava açılmış ise de, bu kişinin ölü olduğu, ölü bir kişiye karşı dava açılması hatalı olup; dava şartı olan bu hususun Mahkeme tarafından yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilebileceği gözönüne alınarak, Mahkemece davalı ...'e karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken davanın davalı ...'ü de kapsayacak şekilde esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, öte yandan davalı tarafın vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusu yönünden; dosya kapsamına göre dava konusu taşınmazın toplam değerinin 2.139,949,28 TL olduğu, bu durumda bu meblağın binde 68,31'inin 1/4'ü olan 36.544,9 TL'den başta yatırılan 85,39 TL peşin harcın mahsubu ile 36.459,51 TL harç tamamlatılması gerekirken hatalı olarak 9.050,86 TL harç ikmali yapıldığı anlaşılıp, dava değeri harcı tamamlanan değer olarak kabul edilmesi gerektiğinden, harcın tamamlatıldığı değer olan 146.179,90 TL dava değeri olarak kabul edilerek kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğu gerekçesiyle,
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b/1. maddesi gereğince esastan reddine,
2- Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen gerekçeyle sınırlı olarak kabulü ile,
İstinafa konu edilen Yusufeli Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/09/2019 tarih ve 2016/62 Esas, 2019/464 Karar sayılı karanının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2. maddesi hükmü uyarınca kaldırılmasına,
6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmesine bu cümleden olarak;
Kaldırılan Yerel Mahkeme kararının yerine geçmek üzere yeniden hüküm tesisi ile;
A) Davalı ...'ün dava açılış tarihi itibariyle taraf sıfatı mevcut olmayıp hakkında açılan davanın HMK'nın 114/1-d.maddesi ile 115/2. maddesi gereği pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine,
B) Diğer davalılar yönünden davanın esastan reddine,
-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince harcı tamamlanan dava değeri (146.179,9TL) üzerinden hesaplanan 17.837,1 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin yukarıda sözü edilen kararına karşı yasal süresi içerisinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, temyiz dilekçesinde özetle; davalıların taksim savunmasını ispat edemedikleri, terekede yer alan taşınmazların usulüne uygun olarak tüm mirasçıların katılımı ile taksim edilmedikleri, dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların taksim hususunda bilgilerinin bulunmadığı, buna rağmen Mahkemenin delillerin takdirinde hataya düştüğü ve taksim savunmasına itibar ederek yazılı şekilde karar verdiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3.2.2. HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesinde, “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.” hükümleri düzenlenmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) no.lu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 28/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.