Logo

1. Hukuk Dairesi2021/4863 E. 2022/5443 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla iktisap edildiği iddiasıyla açılan tescil davasının reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap şartlarının oluşmadığı ve taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

DAVALILAR : HAZİNE V.D.

İLK DERECE

MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, davacı vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; davacı vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin olarak verilen karar, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... vekili dava dilekçesinde özetle; hudutları dava dilekçesinde belirtilen ve krokisi dava dilekçesine eklenmiş olan tahmini 3 dönüm miktarındaki taşınmaz bölümün, müvekilinin dedesinden babasına, babasından da müvekkiline kaldığını, taşınmazın müvekkilinin dedesi tarafından imar-ihya edildiğini, taşınmazın müvekkili tarafından eklemeli şekilde 30 yıldır zilyet edilmesine rağmen 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığını, müvekkilinin 5-6 yıl önce taşınmazdaki biri hariç diğer ağaçları keserek, yerine düzenli şekilde 120 adet ağaç diktiğini ileri sürerek, taşınmazın müvekkili adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu için zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilerek, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2. ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında, “orman alanı ve Tahtalı Barajı Su Koruma Havzası” içerisinde kalmakla, Orman İdaresinin sorumluluk alanında kaldığını, bu nedenle eldeki davada vekil eden Belediyenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiş; bilahare 26/03/2019 tarihli dilekçeyle, Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilerek, taşınmaz vekil eden Belediyenin sınırları içerisinde bulunduğundan, vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. ... vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın 1/25000 ölçekli çevre düzeni planında, “orman alanı ve Tahtalı Barajı Su Koruma Havzası” içerisinde kaldığını bu nedenle taşınmazın zilyetlilkle iktisap edilemeyeceğini, kaldı ki eldeki davada vekil eden Belediyenin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını ileri sürerek, Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonunda davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

4. Davalı ... İdaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesine ekli krokide, dava konusu taşınmazın koordinat bilgileri bulunmadığı için taşınmazın özel mükiyete konu olabilecek yerlerden olup olmadığı ile ilgili olarak beyanda bulunamadıklarını ancak taşınmazın öncesi orman ise, ormanların özel mülkiyete konu olamayacağını, orman olan bir yerin bitki örtüsü yok edilmiş olsa bile salt orman toprağı olan bir yerin orman sayılan yerlerden olduğunun düşünülmesi gerektiğini ve ormanların zilyetlikle iktisap edilemeyeceğini ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli ve 2018/12 Esas, 2019/250 Karar sayılı kararıyla; yargılama sırasında toplanan deliller, ayrıntılı, gerekçeli ve karar vermeye yeterli görülen bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafından dava konusu taşınmazın nizasız ve fasılasız olarak yaklaşık 30 yıldır tarım amaçlı kullanıldığı iddia edilmiş ise de, dosya arasındaki bilirkişi raporlarına göre dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerinde öngörülen şartların davacı lehine gerçekleşmediği, dava konusu taşınmazın ekonomik yarar sağlanması mümkün olan, tarım arazisi vasfına dönüştürülmediği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, süresi içerisinde davacı vekili, davalı Hazine vekili ile davalı ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların, dava konusu taşınmazın müvekkilinin dedesinden babasına, ondan da davacıya kaldığını, taşınmazın öncesinde hububat ve tütün ekilerek kullanıldığını, bilahare 5-6 yıl önce taşınmaza davacı tarafından zeytin ağacı dikildiğini ve taşınmazın 30 yıldır kullanıldığını beyan ettiğini, dosya kapsamından taşınmazın orman vasfında olmadığının ve imar planı kapsamında kalmadığının anlaşıldığını, öte yandan Mahkemece aleyhlerine nispi vekalet ücretine hükmedilmiş olsa da yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre AAÜT’nin 7/2. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretini aşmayacak şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilebileceğini, kaldı ki aynı nitelikte olup, dava konusu taşınmaza yakın mesafedeki arazilere ilişkin dava dosyalarında, taşınmazların metrekaresine daha az miktarda değer biçildiğini, eldeki davada belirlenen değerin fahiş olduğunu, dava konusu taşınmazda müvekkili lehine zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğunu ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını ancak cevap dilekçelerinde ve aşamalarda dosya arasına sundukları dilekçelerinde, dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini talep ettikleri halde, talepleri ile ilgili olarak Mahkemece olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddi ile taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

2.3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığını ancak yargılama sırasında dava konusu taşınmazın vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini talep ettikleri halde, talepleri ile ilgili olarak olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığını ileri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddi ile taşınmazın vekil eden Belediye adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 20/02/2020 tarihli ve 2019/1051 Esas, 2020/201 Karar sayılı kararıyla; Türk Medeni Kanunu'nun 713/1, 3402 sayılı Kanun’un 14. ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili talebiyle açılan eldeki davada, dava konusu taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine, kendisini vekille temsil ettiren davalılar lehine Mahkemece belirlenen ve tamamlama harcı yatırılan dava değeri üzerinden ret sebebi tek olduğundan tek nispi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli ise de, davalı Hazine vekilinin talebine rağmen TMK'nın 713/6. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmemesi isabetsiz olup, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/2. maddesi gereğince kaldırılıp düzeltilmesine, davacı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin ise 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle;

Davacı vekili ile davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine,

Davalı Hazine vekilinin istinaf isteminin kabulüne, İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/04/2019 tarihli ve 2018/12 Esas, 2019/250 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına,

Davanın reddine, teknik bilirkişilerin 30/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.779,35 metrerkarelik taşınmaz bölümünün 4721 sayılı TMK'nın 713/6. maddesi gereğince Hazine adına tarla niteliği ile tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkeme kararına karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın (IV/2.1) numaralı paragrafında açıklanan istinaf sebeplerini tekrarla, İlk Derece Mahkemesince ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

1964 yılında İzmir ili, Buca ilçesi, Belenbaşı köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışmaları sırasında, dava konusu taşınmaz fundalık, çalılık ve cebel olarak tescil harici bırakılmıştır.

Dava; 4721 sayılı TMK'nın 713/1., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.” hükümlerini içermektedir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı ...’den alınmasına, 06/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.